Kılıçdaroğlu, daha sonra ise Washington’dan ayrılmadan bir basın toplantısı düzenleyerek, soruları cevaplandırdı. Kılıçdaroğlu, toplantıda CHP’nin Washington’a gelmesinin nedeninin CHP’nin Türkiye vizyonunu anlatmak olduğunu söyledi. Türkiye’nin ekonomisini, sorumlu bir dışpolitika izlemesi gerektiğini anlattıklarını ve Gezi Parkı olaylarının Türkiye’nin aydınlık yüzünü temsil ettiğinden bahis açtıklarını ifade etti. Mısır, Suriye, İran, İsrail, D.Akdeniz, Arap-İsrail Barış Süreci ve Kıbrıs dışpolitika konuları olarak öne çıkarken, İran’ın Cenevre 2’ye davet edilmesinin desteklendiği Amerikalı muhataplara iletildi.
Amerikalılar Memnun Oldu
Kılıçdaroğlu'na göre, Amerikalı muhataplar, CHP’nin ziyaretinden ve Türkiye tarafında, iktidardan başka ses duymaktan memnun oldular. Kılıçdaroğlu ayrıca yaptıkları ziyaretin, Türkiye-ABD ilişkilerine de katkı yapacağına umut ettiğini söyledi.
Türkiye’nin 1. no'lu sorunu medya sorunudur
Basın özgürlüğü ile ilgili bir gazetecinin sorduğu soru üzerine Kılıçdaroğlu şunları dedi: Basın özgürlüğünün zedelenmesi en büyük problemdir. Mustafa Balbay’ın hapsi de Türkiye’deki demokrasinin kalitesini gösteriyor bize, yani olmadığını. Sessiz kalmak, bu bakımda basına olan baskıyı artırır.
ABD’de yaptığımız her toplantıda basın özgürlüğü soruldu. Basın, demokrasilerde 4. güçtür. Bu sorunu aşmanın yolu, ülkedeki entellektüellerin, üniversitelerin, sendikaların, bütün kurumların hep birlikte sesini yükseltmesidir. Basın Türkiye’de şu an tutuklu halde. Türkiye’nin 1 no'lu sorun medya sorunudur bugün.
Cemaat ile Yakınlaşmalar
Washington'da, Cemaat kurumlarına yapılan ziyaretler ile ilgili sorulan soru üzerine Kılıçdaroğlu: 'Amerika’da olabildiğince bütün kuruluşlarla görüştük. Gelen hiçbir daveti red etmedik. Oradan (TAA) da bir davet geldi. Bir sabah kahvaltısı vermek istediler biz de gittik. Aslında medyaya kapalıydı açık olmasını çok isterdim. Çünkü yaptıkları çalışmaları bütün ayrıntılarıyla bize anlattılar çok memnun olduk.
Temsilciler Meclisi üyeleri ve Sanatörleri Türkiye’ye götürmeleri orada ağırlamaları, Türkiye lehine propaganda yapmaları. Özel günler düzenlemeleri. Türkiye’den milletvekillerinin başka yöneticilerin bu toplantılara katılmalarını anlattılar.
Bir tek Gülen sözcüğü dahi kullanılmadı. Kullanılsaydı ne olurdu? Bir şey olmazdı. Biz toplumun her kesimi ile görüşüyoruz. Davet geldi. Biz sizin davetinizi kabul etmiyoruz Amerika’da. Niçin. Bir kahvaltıya çağırıyorlar sorunları anlatacaklar yaptıkları çalışmaları anlatacaklar bizler de dinleyeceğiz. Kendisine özgüveni olmayan insanlar yada özgüveni olmayan kurumlar bu tür ilişkilerden kaçınabilirler. Ama bir kendimize güveniyoruz.
Bir siyasal partinin kendisini belli kurumlardan dışlamasını çok doğru bulmuyoruz. Kaçınmanın gizlenmenin bir anlamı yok. Öyle baktık biz olaya.'
CHP ile ABD Dış politika ortak noktalar
Kılıçdaroğlu, Washington'daki konuşmalarında bahsettiği 'ABD ile ilişkiler güvene dayanmalıdır' sözünün sorulması üzerine şunları dedi: İç ve dış politikada güven olmalı. İkili yaklaşım güvensizlik yaratır. Eğer bir söyledğini diğeri yalanlıyorsa olmaz. Dış politikada samimiyet ve güven olmalı. Bir fikre katılmıyorsanız söylemeniz gerekir açıkça.
Sadece ABD ile değil, Türkiye'nin Suriye, Irak, Mısır’la da problemlerini görüyoruz.
Dershane önergesi:
Türkiye'de tartışma yaratan, CHP'nin 2005 yılında dersanelerin araştırılması üzerine verdiği önerge ile ilgili soru üzerine: 'İkili oynayan bir siyasi parti var. Kapının önünde farklı konuşuyor, kapının arkasında farklı. MGK’nin öyle bir belgesi olduğunu, belge olmadan açıklasalardı, kimse inanmazdı. En büyük tepkiyi de Erdoğan ve arkadaşları yapardı. Ama o gün, öyle bir belge çıktı ortaya. Kimse de reddetmedi. Tam aksine bu gizli belgeyi kim ortaya çıkardı diyor. Kimse yalanlamıyor. İkili bir yalan. Güvernsizlik dediğimi olay sadece kendisini dışpolitikada göstermiyor. Araştırma önergesine gelince, araştırma önergesini görmem lazım. Eğer böyle bir önerge vermişsek, araştırma ihtiyacı görmüş olmamızdandır. Bir konunun araştırılması, illa bunun olumsuz bir sonuca ulaşacağı anlamına gelmez. Birçok konuda veriyoruz. Eğer kabul edilmişse gerekli araştırma yapılmıştır. Eğer kabul edilmemişse, dönüp bakmak lazım.'
Türkiye ekonomisi hakkındaki kaygılar iletildi mi?
Ekonomi ile ilgili kaygılar iletildi. Tablonun ne olduğu hakkında bizden bilgi istendi.
Büyük Ortadoğu Projesi Bitti!
Kılıçdaroğlu'nun geçmiş dönemde dile getirdiği Büyük Ortadoğu Projesine halen inanıp, inanmadığı hakkındaki bir soruya: 'Proje devam ediyor mu, etmiyor mu onu sizler de bizler de izliyoruz, ama bir proje hiçbir zaman güvensizlik temelinde ilerleyemez. Böyle bir projenin bugün için geçerli olduğunu düşünmüyorum.'
Gülen hareketinden veya cemaatin hitap ettiği kesimden oy beklentiniz var mı?
Biz bütün yurttaşların bize oy vermesini isteriz. Yani dünya görüşü farklı olan yurttaşlara ‘siz bize sakın oy vermeyin, sizin oyunuzu istemiyoruz’ diyebilir miyiz arkadaşlar? Siyasette böyle birşey var mıdır? Herkesin oyunu istiyoruz. Altını çizerek özenle söyleyeyim, Cumhuriyet’ten yana olanlar, kadın-erkek eşitliğine inananlar, ülkenin bütünlüğünden yana olanlar, barış içinde yaşamak isteyenler, işsizim diye gezenler, atama bekleyen öğretmenler, toplumun her kesiminde sorunu olanların oylarını bekliyoruz. Herkesten oy istiyoruz. Türkiye raydan çıkmış bir trene benziyor, nereye gittiği belli değil. O treni yeniden rayına oturtmamız gerekiyor. Yönünü Batı’ya çevirmiş, çağdaş uygarlığa çevirmiş bir Türkiye’yi yeniden inşa etmek zorundayız. O nedenle herkesin oyunu istiyoruz, herkesten oy bekliyoruz.