Dinç yaptığı açıklamada, toplumun fazla borçlanmasını önlemek amacıyla kredi kullanımında kredinin faizi üzerinden KKDF vergisi aldığını, bu oranın kısa süre öncesine kadar yüzde 10 olarak uygulandığını belirtti.
KKDF'nin örneğin 20 bin lira kredi kullanan ve 2 bin lira ödemek durumunda olan tüketiciden, faiz oranın yüzde 10 yani 200 lira KKDF ödediğini ifade eden Dinç, “Bu oran 28 Ekim itibariyle Bakanlar Kurulu kararı ile yüzde 15'e çıkarıldı. Böylece 200 lira KKDF ödeyen kişiler artık 300 lira ödeyecek” dedi.
KKDF oranın artırılmasıyla ilgili yeni sözleşmeyi imzalamaları için bankaların müşterilerine SMS gönderdiğini anımsatan Dinç, bu kişilerin artan KKDF oranlarına göre düzenlenecek yeni sözleşmeyi imzalamaları için bankaya çağrılmaya başlandığını, bu çağrıya muhatap olan tüketicilerden kendilerine şikayet telefonları yağmaya başladığını ifade etti.
Mevcut kanunlara göre, tüketici kredilerinde yeni uygulamalar ve şartların geriye doğru yürütülemeyeceğini vurgulayan Dinç, şunları kaydetti:
“Bakanlar Kurulu 28 Ekimden itibaren bu oranı artırırken, Bankalar Birliği Maliyeye 'Bunu geçmiş kredilere uygulayabilir miyiz?' diye bir soru
soruyor. Maliye de vergi usul hukukuna göre geriye yürütülmeme esası ve
Tüketiciyi Koruma Kanunu'nun 10. maddesini hiçe sayarak, geçmiş kredilerden de bunun alınmasını istiyor. Aynı Maliye 2004 yılında söz konusu benzer değişikliklerin geçmiş kredilere uygulanamayacağı yönünde görüş bildirmişti. 4077 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu'nun tüketici kredilerini düzenleyen 10. maddesi, '...taraflar arasında atfedilen sözlemede öngörülen kredi şartları, sözleşme süresi içinde tüketici aleyhine değiştirilemez' diyor, yani hüküm çok açık. Ayrıca Vergi Usül Kanunu'na göre mükellefin lehine olmayan uygulamalar geriye yürütülemez.”
“SÖZLEŞME YENİLEMEYE GİTMEYİN”
Bu aşamada tüketicilerin SMS'ler gönderilerek bankalara davet edilip sözleşmelerin yenilenmek istendiğini dile getiren Dinç, “Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 10'dan 15'e çıkarılan KKDF oranı sadece yeni kredi talep edenler için uygulanabilir. Sözleşme yenileme çağrısı yapılan tüketicilere, 'sözleşmenizi asla yenilemeyin' çağrısında bulunuyoruz. Bu hukuksuzluğu dikkate almayın. Bankalar, altında tüketicinin imzası olmadan yapılacak sözleşmenin hükümlerini uygulayamaz, tüketiciden bu farkı tahsil edemez” dedi.
Dinç, eğer banka yine de sözleşme imzalamadan bunu yaparsa, tahsil edilen fark miktarı için vatandaşların, “fazla tahsilat yapıldığı” gerçekçesiyle Tüketici Hakem Heyetlerine başvurabileceklerini sözlerine ekledi.4 KASIM 2010