SONGÜL HASIRRALTI
Hükümetin cari açığı düşürmek, ekonomiyi soğutmak adına bu söylemi kullandığına inanan Ağaoğlu, büyük fotoğrafa bakarak hareket etmek gerektiğini vurguluyor. Türk insanını çok iyi bildiğini söyleyen Ağaoğlu, “Bizim halkımızda para var. Bir zaman oluyor, naftalinli TL getirip, ev alıyorlar. Türk ekonomisi hala üreten bir ekonomi, borçlanma oranımız düşük. Bu yüzden hükümetin taktiği doğru ama önümüzdeki dönemde bir risk görmüyorum” diyor. Ali Ağaoğlu ile ısınan ekonomiyi, sosyal yaşamını, gelecek hedeflerini grubun Ataşehir’deki merkezinde masaya yatırdık...
İnşaatçı olarak önümüzdeki günler için projelerinizi etkileyebilecek en çok korktuğunuz şey nedir? Devalüasyon, ekonomik kriz...
Korkutan bir risk yok. Eğer müşteriyi tanıyorsan ve projeni buna göre inşa ediyorsan, Türkiye’de her dönem konut satarsın. 2001 krizi Türkiye’nin yaşadığı en büyük krizdi. 5 yeni projeye başladım, ‘500 milyon dolarlık yatırım yapacağım’ dedim kimse inanmadı. Yaptım, sattım. 2009 küresel krizinin patlak verdiği şubat ayında, insanların ‘eve iki ekmek mi alayım, bir mi’ dedikleri dönemde, Bahçelievler projemizde, 1200 daireyi bir hafta içinde izdihamla sattık.
Halkta para var diyorsunuz...
Türk insanının ne istediğini çok iyi biliyorum. Neyi nasıl yapacağımı da. 2001’de de, 2009’da da insanlar poşetlerde naftalinli TL getirdiler. Döviz yine olabilir ama naftalinli TL yahu!
Evet para var bizim halkımızda. Şu andaki genel göstergelere baktığınızda borçluluğumuz düşük, dış borca bakıyorsunuz GSYİH’nın yüzde 35’lerinde. Hane halkı borçlanma oranımız da düşük. Türk ekonomisi hala üreten, güçlü bir ekonomi.
BANKA PARASIYLA PARİS Mİ GEZİLİR?
Ama ‘Kriz kapıda, temkinli olun’ noktasına geldik. Üstelik bu uyarıları Ali Babacan gibi üst düzey siyasi isimler yapıyor...
Bundan önce dikkat ederseniz hep ekonomistler, akademisyenler kötü şeyler söylerlerdi. Siyasiler ve bürokratlardan daha umut vaad eden şeyler duyardık. Hatta onlar ekonomistlere kızardı. Uyarıların siyasilerin yaptığı çok doğru bir taktik olduğuna inanıyorum. Üst düzey bir isim ‘kriz geliyor, dikkatli olun’ dediğinde etki yapar. Bu tür sözlü müdahalelerle sonuç alınıyor ve bilinçli bir şekilde yapılıyor bunlar. Ekonomideki ısınmayı kontrol altına almak istiyorlar. Bizde iç talep yüksek olduğu zaman cari açık da baş kaldırıyor.
Doların da biraz hareketlenmesi isteniyordu. Ucuz dolar Türkiye için uzun vadede her zaman sıkıntıdır. Cari açığı artırır. Bakın bu söylemlerle doları da biraz yukarı taşıdılar. Biraz tüketici kredilerini de frenlememiz lazım. Bakıyorsunuz adam gidiyor bankadan 10 bin TL tatil kredisi alıyor, Paris’i gezmeye gidiyor. Tamam Hawaii’ye de git kardeşim ama gelirin varsa git. Bankanın parasıyla tatile mi gidilir Allah aşkına? Biraz finans kesimi de bu noktada açıkcası çok geniş davrandı. Ticari taraftaki kredi faiz oranları düşünce tüketici kredilerine biraz fazla yüklendiler. Bu söylem değişikliğiyle birlikte buna da önlem alındığı zaman 3’üncü veya 4’üncü çeyrekte cari açık azalır. Büyük fotoğrafı bakmanız lazım, büyük fotoğrafta bir sorun yok ve Türkiye çok iyi gidiyor.
Sizin kadar ciro yapan çok işadamı var. Siz niye bu kadar öne çıktınız? Türkiye’nin en zengin adamı siz misiniz!
Hiç öyle bir şey yok. Bazı insanlar zenginleştikten sonra halktan soyutlanıyor, daha gizli saklı yaşamaya başlıyor. Ben neysem hâlâ oyum. Arabamı kendim kullanırım hâlâ. Karadenizliliğin verdiği sivri dillilik var, konuşurum. Kalkıp evli olduğumu bile açıkladım. Büyüdüğün zaman küçülmesini biliyorsan daha çok büyürsün.
Evli olduğunuzu açıkladınız. Ve özel hayatınızdaki çift eşli durumunuz çok konuşuldu. Kızdınız mı kendinize?
14 yıl oldu eşimden ayrılalı, bekar ve sağlıklı bir adamım. Ne yapacağım yani gezmeyecek miyim, gizli saklı mı yaşayacağım? Bir hanım arkadaşım varsa, koluma takıp yemeğe giderim. Çoğu saklı gider, kadın önde o arkada, ben öyle yaşayamam. Bunun aksini zaten kadına yapılan saygısızlık olarak görürüm. Bazı insanlar araba alıyor garajda saklıyor. Alma o zaman o arabayı, ben tepe tepe kullanmayacaksam vermem o parayı.
Ali Ağaoğlu şirketler grubunun cirosu nedir?
Sadece inşaatta 1.2 milyar TL. Enerji ve turizmi de kattığınızda 1.5 milyar TL’yi aşıyor.
Ayazağa projesi için Vakıfbank’tan usülsüz kredi kullandığınız, daire hediye ettiğiniz yönünde haberler çıktı. Kredi kullandığınız bankanın çalışanlarının sizden ev alması etik mi?
Bizden daire aldığı zaman Bilal Bey (Karaman) bankanın genel müdürü bile değildi. Dairesini 2003’te almış. 2003’te ne benim, ne şirketlerimin Vakıfbank’ta bir lira hesabı yoktu. Cengiz Soykan 2000 senelerinde daire almış. Normal bir müşteri gibi bizden daire almışlar. Sonradan Bilal Bey bankaya genel müdür olmuş. 2010’da bankanın bütün yönetimi değişmişti. Ben 2010’un Aralık ayında krediyi kullandım. Genel Müdür Bilal Karaman ve Cengiz Soykan Vakıfbank’tan benim kredi kullandığım tarihten bir yıl öncesinde ayrılmış isimler. Kredi almak ayıp değil ki. Benim Vakıfbank’tan kredi kullanmam için böyle şeylere tevessülüm olabilir mi? Kredi olmayan, projeleri satmayan bir kurum muyuz ki böyle yollara sapalım.
Engelliler için yapılan Özel Olimpiyatları Türkiye’de düzenlemek istiyormuşsunuz. Çalışmalar ne aşamada?
İş adamlarının sosyal projelerde olması lazım. 7.5 milyon civarında engelli vatandaşımız var. Dilek Sabancı bana geldi. Türkiye Özel Sporcular Derneği başkanlığını teklif etti. Kabul ettim, kendisine çok teşekkür ediyorum, hayatın başka bir yüzünü tanıttı bana. Haziran’da Atina’da yapılan Özel Olimpiyatlar Dünya Yaz Oyunları’na Türkiye’yi temsilen 106 özel sporcuyla gittik. 43 madalya kazanarak döndük. Üç gün boyunca karşılaşmaları izledim, onlarla vakit geçirdim, gözlerindeki ışığa tanık oldum. Her geçen gün biraz daha fazla çocuğa ulaşıp, onların yüzünü güldürmek, hayata bağlamak istiyoruz. Bu çocuklar önceleri evlerinden çıkamıyor, eğitim dahi göremiyorlardı. Bugün ise bu dernek sayesinde ülkemizi uluslararası alanda temsil edip, şampiyonluklar kazanıyorlar. Hayalim bu olimpiyatları Türkiye’de yapmak. Çalışmalara başladık bile.
PETEK İSTESEYDİ ÇOCUK YAPARDIK
Petek Ertüre’yle ayrıldınız mı?
1.5 aydır ayrıyız. Ara verdik.
Kaç kez ayrıldınız? Barışma ihtimali var mı?
Üçüncü oldu. Bu kez zor görünüyor. Tabii uzun süreli bir ilişki, o sevgi bir anda bitmez. Ama maalesef ilişkiler sadece sevgi üzerine kurulmuyor. Başka şeyler de katmak lazım ilişkilere, biz onu katamadık.
Aramalar tacize ulaştı
Neydi sorun, bir başkası mı?
Hayır tabii ki. Petek benim çok saygı duyduğum bir insandı. Hâlâ da öyle. Petek bilir onunla birlikteyken kadınlar inanılmaz ararlardı, telefonlarım susmazdı. Şimdi ayrılığımız duyuldu, aramalar taciz derecesine ulaştı. Arayanları bir bilseniz.
Ama öyle gecelik ilişkiler yaşayan biri olmadım hiç.
Petek Hanım çocuk istiyor muydu?
Petek çok kaliteli, doğru bir kızdı. Derin bir ilişkimiz vardı açıkçası. İstese severek çocuk yapardık. Ama bir türlü ilişkimizi oturtamadık. Sorun benim aşırı çalışmamdı. Ben işkolik bir adamım, hafta sonu da çalışırım. Günde 18 saat çalışan bir adamım. Petek de haklı olarak onunla daha çok vakit geçirmemi istiyordu.
İşin başında olmam gerekiyor. İşimi severek yapıyorum, bu yüzden de 365 gün tatildeymişim gibi yaşıyorum. Beni sevenin böyle kabul etmesi lazım, gelsin benimle birlikte ofiste otursun.
Pencerede dahi marka kullanıyoruz
Sektörünüzde bir durgunluktan bahsediliyor. 4 ev alana 5’incisi bedava gibi kampanyalar dan söz ediliyor? Böyle bir durgunluk var mı gerçekten?
Konut sektörü canlandı diye kasabı da, manavı da, terzisi de inşaatçılığa soyundu. Müşterinin beklentisini iyi araştırmadan, ne yaparsam satarım mantığıyla projeler yapılıyor. Tabii ki bu tür projelerde sıkıntı olacak. Türkiye’de konut sektörünü bilen üç işiden birisi benim. Buna rağmen biz yaptığımız her projede, o bölgeye gideriz binlerce kişiyle anket yaparız. Müşterinin talebini, yaşam standardını, alım gücünü araştırırız. Projeyi ona göre şekillendiririz. Tüketici bin TL’lik beyaz eşya alırken dahi üreticisine, markasına, servisine bakıyor.
Ev alırken yüzbin TL’ler ödüyor ama beyaz eşya kadar titiz araştırmıyor. Üretici firmanın mali yeterliliği nedir, arsası kimin, teknik kadrosu nasıldır, ruhsatı var mı? Tüketici konut alırken bunlara bakmalı. Biz mesela yaptığımız evlerin penceresinde bile markalı ürün kullanıyoruz. Pencerede Prowin markası mesela. Pencere de dahil kullandığımız her malzemeyi müşteriye garantisiyle teslim ederiz. Yarın öbür gün bir sorun olduğunda kullandığımız her ürünün arkasında üretici firmanın garanti belgesi vardır, biz varızdır.
AMCAZADE YALISI BUTİK OTEL OLUYOR
Yanılmıyorsam Boğaz’ın en eski yalısı Amcazade yalısını siz satın almıştınız...
Klasik devir Osmanlı sivil mimarisinin ayakta kalan tek örneğidir Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı. 1699’da yapılmış. Karlofça Antlaşması burada imzalanmış. Külliye’de bugün kaybolmuş olan harem yalısı, selamlık, Hasan Ağa Köşkü, Kuzey Yalısı, büyük bir kayıkhane, büyük kadırgaların yanaştığı rıhtım, şadırvanı varmış.
2007’de yap-işlet- devret modeliyle aldık. 8 bin 711 metrekare alanda arkeolojik kazı yapılarak Harem, Güney yalı, Divanhane binasının ve Hasan Ağa köşkünün temelleri ve duvarları tespit edilip rölöveleri çıkartıldı. Burası benim sosyal sorumluluk projem olacak. Çalışmalar başladı. Bire bir aslına uygun yapıp İstanbul’un kültür mirasına kazandıracağız. Boğazın güzelliğini, tarihini yansıtan, özellikle yabancılara kültürümüzü aktaracak muhteşem bir restorasyon çalışmasıyla yalıyı butik otel olarak hizmete açacağız.
Ali Ağaoğlu Ataşehir’de rezidansların arasında domates yetiştiriyor(MİLLİYET)