Konuşmasına bu sabah hayatını kaybeden Türk sinemasının efsane ismi Cüneyt Arkın’ı anarak başlayan Bahçeli, “Bugün sabah saatlerinde, Yeşilçam’ın duayeni, Türk tarihini sevdiren filmlerin unutulmaz ismi Cüneyt Arkın’ı kaybettik. Merhum Arkın milyonların kalbine taht kurmuştu. Duruşuyla ve ahlaki vasfıyla, milli şuuruyla, her zaman hatırlanacaktır. Aziz milletimize başsağlığı diliyorum” dedi.
“CUMHUR İTTİFAKI’NIN İKTİDARA YÜRÜYÜŞÜNÜ DURDURMAYA KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK”
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
* MHP, adım adım 2023’ün temel taşlarını döşemektedir. Bugünün işini yarına bırakmadan çalışıyoruz, üretiyoruz. Geceyi gündüzle buluşturup, çalışmanın erdemiyle yoğruluyoruz.
* Adım adım 2023, ilçe ilçe aydınlatma temasıyla, icra ettiğimiz çalışmalar kapsamında 589 ilçemizi ziyaret ederek, MHP’nin ve Cumhur ittifakının mesajlarını taşıdık. Vatandaşlarımızla görüştük, esnaflarımızla dertleştik. Hamdolsun MHP’ye yönelen millet iradesini görmekten memnuniyet yaşadık.
* Cumhur 2023’te geleceğine sahip çıkacak, tarihine sahip çıkacak, diriliş ve yükseliş ümidi olan ittifakını destekleyecektir. Cumhur İttifakı’nın önü açıktır. Cumhur İttifakı’nın iktidar yürüyüşünü durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
* Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir sisli ve şüphe çeker yanı olmayan adaylığı üzerinden nifak yayanlara diyorum ki, yenilen pehlivan güreşe doymaz. Sayın Erdoğan’ın adaylığı yasaldır. 2023’te sayın cumhurbaşkanımız yeniden ve çok güçlü bir şekilde cumhurbaşkanı seçilecektir.
“KARAMOLLAOĞLU’NA HAYAL DÜNYASINDA BAŞARILAR”
* Saadet Partisi Genel Başkanı, ‘Yüzde 100 kazanırız diyemem ama yüzde 99,99 kazanırız’ açıklaması yapmış. Şu temelsiz ve ucube kehanete güler misiniz ağlar mısınız? Biz Sayın Karamollaoğlu’na hayal dünyasına mutluluklar diliyorum.
* Hiç kimse merak etmesin istikbalin kudreti yine büyük Türk milleti olacaktır. Biz nereye gittiğimizi, nereye gideceğimizi, gidince ne yapacağımızı adımız gibi bilenlerdeniz. Biz zillete düşenlerle değil, Türkiye sevdasıyla tutuşan adam gibi adamlarla yürüyoruz.
* Terörle mücadeleye hayır diyenleri acıklı bir son beklemektedir. Hiç durmayacağız, yavaşlamayacağız, fitne tezgahlarını, Türkiye muhaliflerini bertaraf ederek Cumhur İttifakı’nın kutlu zaferine ulaşacağız.
* Hiç kimse merak etmesin istikbalin kudreti yine büyük Türk milleti olacaktır. Biz nereye gittiğimizi, nereye gideceğimizi adımız gibi bilenleriz. Biz pırıl pırıl parlayan bir geleceğin peşinden koşanlarız.
ORMANA KAS EDEN VATANA KAST ETMİŞTİR
* Doğal felaketlerle mücadele aynı anda zamana ve çok zor şartlara karşı yapılan insanüstü mücadeledir. Doğal afetler, aşırı yağışlar, bundan kaynaklanan sel ve su taşkınları hayatın olağan akışını etkilemektedir.
* Dün Bartın, Karabük, Sinop’ta görülen sağanak yağışlar üzücü olaylara yol açmıştır. Kastamonu’da çay ve dereler taşmış, İnebolu’da köprüler yıkılmıştır. Yaraların süratle sarılarak zararların karşılanacağına inanıyorum. Her insanımızın yanında olduğumuzun bilinmesini istiyorum.
* Bir diğer konu da orman yangınlarıdır. Bu serveti korumak her vatan evladının ihmal edemeyeceği bir görevdir. Ormanlar hem gücümüz hem de süsümüzdür. Denizlerin en mavisi bizdedir, toprakların en bereketlisi bizim emanetimizdir.
* Ormana tahammülsüz olanlar zaman zaman sadece ağaçlarımızı değil, yüreklerimizi de yakmaktadır. Ormana kast edenler vatana kast etmişlerdir. Marmaris’te ormanlık alanlar çıkan yangından zarar görmüştür, kahrolduk.
İDAM CEZASI TARTIŞMALARI ÇOK YARARLI
* Ormana, orman canlılarına, Türkiye’mizin doğal varlığına sabotaj içinde olanlara en ağır cezayı vermek milletimizin hak beklentisidir. Böylesi bir caniliğin, bu tip bir vandallığın olağan karşılanması, akla da insanlık değerlerine de bütünüyle aykırıdır.
* Utanmadan, sıkılmadan ‘Aileme kızdım, ormanı yaktım’ açıklamasını yapmıştır. Şu zehirli sözlere bakar mısınız? Her kafası sıkılan ülkemize zarar verirse milli varlığımızı nasıl koruyacağız?
* Orman yakanlarla mücadele etmek amacıyla idam cezasını tartışmaları çok yararlı gördüğümü, şayet bu cezanın tekraren hukuk mevzuatımıza girmesiyle ilgili bir kanun teklifi gelirse de seve seve destek olacağımızı açık seçik beyan ve ifade ediyorum.
* Kadın cinayetlerini ve terör suçlarını da kapsayacak bir genişlikte olmasını bekliyorum. Üzerimize ne düşerse yerine getirmeye de hazır olduğumuzu açıklıyorum. Su katılmamış barbarlara hareketsiz ve sessiz kalamayız. Adalet bir nimeti yerine koymak zulüm ise yerinden söküp almaktır.
“KILIÇDAROĞLU DURDUĞU YERDE ATEŞLENİYOR”
* Her canlının hakkını gözeten Türk İslam Medeniyeti’nin en önemli değeri adalettir. CHP’nin bu adalet kavrayışından haberi yoktur. Bunların kalpleri taşlaşmış, vicdanları buzlanmıştır.
* Devlet bütün imkanlarını seferber etmişken Kılıçdaroğlu da husumet seferine çıkmıştır. Tarım ve Orman Bakanımızın kamuoyunu bilgilendirerek yalana direnmesi, İçişleri Bakanımızın çalışmaları bize göre takdire şayandır.
* 15 uçak, 46 helikopter 12 bin 400 ton suyu alevlerin içine boşaltırken Kılıçdaroğlu durduğu yerde ateşleniyor, adeta neden daha fazla yangın çıkmıyor diye hayıflanıyordu. Kılıçdaroğlu yine çamura yattın, yine sınıfta kaldın, yine su kaynattın. Zillet ittifakının yakasına bu kir yapışmıştır.
* Kılıçdaroğlu dil sürçmesinden midir yoksa karanlık bir malumattan dolayı mıdır bilinmez, orman yangınını herkes biliyordu demişti. Sayın Kılıçdaroğlu orman yangınlarını nereden biliyorsun?
* Türkiye orman yangınına mahkum kalmışken, hükümeti kast ederek milletin başına bela olduğu diyen Kılıçdaroğlu öfkesinin kurbanı olmuştur. Sana adil demek, sana milletini ve vatanını seviyor demek hakikate en ağır bühtandır.
* Türk milleti zemzem diye sunulan zehri açma içmeyecek, demokratik duruşunu 2023 yılının Haziran ayında yapacaktır. Zillet ittifakı unutmasın ki yanlış hesap sayımdan döner.
“DAVET EDE EDE KILIÇDAROĞLU’NU MU DAVET ETTİNİZ?”
* Türk Ocakları'nın Kuruluşu'nun 110'uncu Yılında; İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu'nda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın konuşmalarını dinleyince, hele hele devlete seri katil diyen bir müfterinin, bir suçlunun anılan sempozyumda olduğunu öğrenince bu duygu ve düşünceler kapladı ruhumu.
* Halbuki Türk Ocakları göz nurumuzdu, bir nevi mektebimiz, mefkûremizdi. İlk sevdamızdı, fikirlerimizin sistemleşip sadırdan satıra döküldüğü ülkü membaımızdı.
* Türkçülüğün ilk sancağı Türk Ocağı'nda kaldırılmıştı. 1931'den 1949 yılına kadar kapalı olduğu 18 yıllık bir dönemi kenara koyarsak, fiilen kurulduğu 3 Temmuz 1911'den, resmen kurulduğu 25 Mart 1912'den itibaren Türk'ün, Türkçülüğün ve Türk milliyetçiliğinin beşiğiydi.
* Şimdi herkes elini vicdanına koyup düşünsün, Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Türk Ocakları'nın Kuruluşu'nun 110'uncu Yılında; İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu'nda” ne işi vardır? Biz bu hazin manzarayı nasıl okuyalım? Neye yoralım? Nasıl
yorumlayalım? Davet ede ede, hem de böylesi bir dönemde Kılıçdaroğlu mu davet edilmiştir?
“BU GAFLETE NASIL KAPILDINIZ?”
* Benim sözüm Türk Ocakları'nın üç-beş yöneticisinedir. Ya bunu nasıl yaptınız? Nasıl böyle bir hatanın faili oldunuz? Bu gaflete nasıl kapıldınız?
* Kılıçdaroğlu'nun “din halkın afyonudur” diyen, üstelik İslam dünyasıyla ilgili bir sempozyumda, Karl Marx'tan alıntı yaparak salonda hazır bulunanlara hitap etmesine nasıl katlandınız?
* O salondan mesela Ziya Gökalp, mesela Erol Güngör, mesela Mehmet Eröz'ün yerine Marx'ın görüşlerinin kamuoyuna yansımasını içinize nasıl sindirdiniz? Bunu nasıl hazmedebildiniz?
* Ben çok üzüldüm, dalıp dalıp uzaklara gittim, acaba Türk Ocakları yönetimi hiç mi rahatsız olmadı? Hiç mi vicdan azabı çekmedi? Türk milletinin kurşun gibi ağır günlerden geçtiği bir dönemde bu Türk Ocakları ne yapar, ne arar, neyle meşgul olur?
* Türk Ocakları 110 yıl evvel millet zillete düşmesin diye kurulmuştu, ama 110 yıl sonra zillete ev sahipliği yaparak geçmişine kalın bir sünger çekmiş, bizim de ciğerimizi dağlamıştır.
Çok söze gerek yoktur, Türk Ocakları'nın vaki açmazını en iyi değerlendirip sorgulayacak olanlar bu Ocağın samimi ve sağduyulu mensuplarıdır. Bu da onlar için bir tarih ve millet vazifesidir.