Milliyet'te yer alan habere göre, Erdoğan, Körfez turunun son durağı Katar’da El Arab gazetesine konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
BATI SINIFTA KALDI: 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Batı maalesef iyi bir sınav veremedi. Bize geçmiş olsun bile diyemeyecek kadar aciz duruma düştüler, günler sonra akıllarına taziyelerini bildirmek geldi. Batı ülkeleri artık başka milletlere demokrasi, insan hakları, özgürlükler, hukuk propagandası yaparken tekraren düşünmesi gerekir.
TERÖRDEN TUTUKLANDILAR: (Türkiye’de özgürlükler konusunda gerileme olduğu iddiası) 15 Temmuz’da bir ses çıkaramayan Batı ülkelerinde bu tür bir propaganda söz konusu. Türkiye’de muhalefet, partileriyle parlamentoda mevcut olduğu gibi televizyonları ve gazeteleri aracılığıyla hükümete en ağır eleştirileri de yöneltebiliyor. Bazı yayın organlarının kapatılması yargının verdiği kararlar neticesindedir. Türkiye’de bazı kişilerin tutuklanması, o kişilerin gazetecilik faaliyetlerinden ya da görüşlerinden değil, hukuku çiğnemelerinden, adi suçlardan tutun da terör örgütlerine mensubiyete kadar uzanan farklı suçlardan dolayıdır. Gazetecilik kılıfı altında suç işlenmesine, hiçbir hukuk devleti seyirci kalmaz.
MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ YAYGARASI: Türkiye’de basın özgürlüğü, batıdaki pek çok ülkeden fazla. Avrupa’nın değişik ülkelerinde patlamalar, terör olayları oldu. Orada medya yaralıların, ölenlerin kanlı görüntülerini anında sosyal medyada yayımlayabilir mi, tabii ki hayır. Bu zaten etik değil. Ama Türkiye’de birileri bunları hemen sosyal medyaya koyuyor, tabii devlet bu tür etik olmayan paylaşımlara müdahale edince de medya özgürlüğü yaygarası yapıyorlar. Mesela darbecilere destek olanları, hatta darbecilerle birlikte olanları, terör propagandası yapanları siz nasıl gazeteci olarak göreceksiniz?Sorun burada.
TÜNELİN UCUNDA IŞIK GÖRÜNDÜ: (Suriye konusunda Türkiye-Rusya-İran temasları) Rusya Eylül 2015 itibarıyla bir şekilde askeri olarak Suriye’de bulunuyor; İran ise rejimin desteklediği Şii milisler üzerinde nüfuz sahibi. Biz 3 milyon Suriyeliyi misafir ediyoruz. Suriye’de barış öncelikle Suriyelilerin sonrasında da üç ülkenin çıkarları için hayati boyutta. Halep’teki ateşkes, Astana görüşmeleri kuşkusuz önemli ve ciddi adımlar. Tünelin ucunda bir ışık göründü. Bu ışığı öldürmeden, daha da büyüterek, tünelden, kaostan çıkmamız gerekir; 20 Şubat’taki Cenevre görüşmeleri bu açıdan mühim. Suriye meselesinin çözümü açısından Sayın Trump döneminde ABD’nin takınacağı tavrın yanı sıra Suudi arabistan ve Katar gibi bölge ülkelerinin de önemli katkılar sağlayabileceklerine inanıyorum.