işte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önemli satır başları;
“Bu ülkede beraber huzur içinde yaşayacaksak hepimizin sorumluluğu var. Millet İttifakı’nın kurulmasının amacı çocuklarımıza güzel yarınlar bırakmaktır. Hep beraber başarıyı yakalamak zorundayız. Bunun için mücadele ederken kimlik farkını, yaşam farkını asla sorgulamayacağız.
Demokrasimize sahip çıkacağız. Her kim haksızlığa uğradıysa bunu dile getirmenin yolu demokrasidir. Şu anda Türkiye’de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Yargı talimatı Saray’dan alıyorsa, başka bir yerden alıyorsa o zaman hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur.
Size bir rakam vereceğim sayın STK başkanları, lütfen bu rakamları not alın. 1923 – 2002’de bütün bu hükümetlerin harcadığı para 713 milyar dolar. 2003-2017 son 14 yılda harcanan para ise 2 trilyon 94 milyar dolardır. Asla inkar edemeyecekleri rakamları vatandaşın önüne koyduk. Bu para eğer bu ülkenin kalkınması ve büyümesi için harcansaydı ülkede fabrika koyacak yer kalmazdı. Nerede bu iki trilyon dolarlık para.
Muharrem İnce 81 milyonun Allah’ın izniyle cumhurbaşkanı olacak. Bursa Türkiye’nin en önemli kentlerinden biridir. Başkentlik yapmıştır. Demokrasiye sonuna kadar sahip çıkmalıdır. Bu düzenden kim memnun. Bir tek rantiye sınıfı. Bol miktarda parası var borç verir geri alır. Ne kadar borç verdiler? Son 16 yılda dışarı ödenen faiz, 151 milyar 34 milyon dolar. Vatandaş vergi ödedi aldılar parayı oraya faiz olarak ödediler. Yaka tefeciye kaptırılmış vaziyette. Mart 2018 yılında 687 milyar 124 milyon lira içeride rantiyecilere ödediler.
Medya halkın dili kulağı ve sözüdür. Eğer medya güç tarafından kontrol ediliyorsa halk doğru bilgilendirilmez. Medyanın yüzde 90’ı şu anda hükümet tarafından kontrol ediliyor. Şu anda sayın İnce’ye 2 saat -3 saat, diğer adayları göstermiyorlar. Sonra da bizim ülkemizde demokrasi var diyeceksiniz. Bütün baskılara karşın 25 Haziran’da güzel bir Türkiye’ye uyanacağız.
1 milyon 644 bin kişi 1500 liranın altında emekli maaşı alıyor. Bu kadar perişan edilir mi bu millet. Güçlü bir sosyal devlet oluşturmalıyız. Ankara’daki çocuklarının keyifleri yerinde bir elleri balda bir elleri yağda. Çocuk okulda kahvaltısı yapacak, arkadaşları ile öğretmenleri ile okulda yamak yiyecek. Böylece çocuğuna para veremeyen ailelerin utancını ortadan kaldıracağız. Bu treni kaçıramayız, sorumluluğun bilincinde olacağız. Bu anlattıklarım bir Türkiye gerçeği ve bu çemberin dışıra çıkmak zorundayız.”