Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
36,4478
EURO
38,1823
IMKB
9.575,000
ALTIN
3.442,870
 
Hava Durumu ANKARA
-9 / -2 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"RÜZGAR İSTİYORUZ, BİR GÜL SOLDU"
 RÜZGAR İSTİYORUZ, BİR GÜL SOLDU
 
Kuzey Irak'a yapılan operasyon sonrası şehit cenazeleri yürekleri yürekleri dağlarken, tecrübeli gazeteci Burhan Eliş, 16 yıl önce tanığı olduğu bir olayı üzücü olayı bizlerle paylaştı. İşte, Eliş'in fotomuhabirleri.org'tr'de ayın konuğu olarak kaleme aldığı yazı...
 
3.3.2008 - 10:55

Burhan ELİŞ

 

1992 yılı sonbahar ayları. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin,  Kuzey Irak’a yaptığı sınır ötesi harekatı bir gurup gazeteci ile birlikte, o zamanlar çalıştığım Milliyet Gazetesi için izlemekle görevlendirilmiştim.

 

Ankara’dan uçakla Diyarbakır’a ,oradan da yaklaşık bir saat süren helikopter yolculuğundan sonra  , Şırnak  23’üncü Jandarma Sınır Tugay Komutanlığına ulaştık.

 

Toprak pistin kenarında gazetecileri karşılayan görevli subayın rehberliğinde subay gazinosunda çay kahve molası verdikten sonra, bize kalacağımız yerler gösterildi. Benimle beraber 3 kişiye gösterilen yer, Tugay’ın berberiydi. İlk başta şaşkınlığımızı gizleyemesekte,  diğer arkadaşlara göre şanslı olduğumuzu sonradan öğrendik. Biz Tugay’ın Berber’inde dört kişi yer yatağında uyuyorduk. Denilebilir ki şans bunun neresinde. Şöyle ki; Tugay, sınır ötesi operasyon nedeniyle, taktik tümen haline getirilmişti ve imkanları bir tümeni ağırlamak için sınırlıydı. Bizim şansımız ise, berberde su bulunmasıydı. Diğer arkadaşlarımız, yıkanmaya su bulamazken, biz sabah kalktığımızda elimizi yüzümüzü yıkayabiliyor, üstüne bir de traş olup, losyon bile sürebiliyorduk. Böyle bir imkanımızın olduğunu uzun süre arkadaşlarımızdan saklamak zorunda kaldık, aksi takdirde bütün bir gazeteci grubu yatağını berbere getirip serebilirdi.

 

Birkaç günlük bekleyişten sonra, sabah saat 04.00 sıralarında, üç Sikorsky genel maksat helikopteri ile Irak Sınırı’nın sıfır noktasına doğru havalandık. Helikopterler’den birinde dönemin Şırnak 23’üncü Sınır Tugay Komutanı Tuğgeneral Mete Sayar ve Kurmay ekibi, diğer ikisinde ise gazeteciler bulunuyordu. Yaklaşık 45 dakika süren yolculuktan sonra Türkiye-Irak sınırı sıfır noktasına indik. Burası gerçek anlamda sıfır noktasıydı. Hatta bazı arkadaşlarımız beyaz sınır taşlarının kah Türkiye, kah Irak tarafına geçerek, çeşitli espriler yapıyorlardı. Sıfır noktasına indiğimizde henüz hava tam olarak aydınlanmamıştı.

 

Sıfır noktasına mevzilenmiş  mehmetçiklerin yaktığı küçük ateşler sınır boyunca göz alabildiğine uzuyor, ürküten bir sessizlik hüküm sürüyordu. Türk sınırının hakim tepelerine konuşlanan askerler elleri tetikte bekliyor, birkaç saat sonra  girecekleri Haftanin vadisini gözetliyorlardı. Komutanlar harekat planlarını son kez gözden geçiriyor, oradan oraya koşuşturuyor, telsiz muhaberesi bizim anlamadığımız kodlarla devam ediyor, son emirler veriliyordu.

 

Tugayı’nın başında son raporları alan Tuğgeneral Mete Sayar’ın kısa süren şifreli bir telsiz muhaberesinden sonra, iki İHK (ileri hava kontrolörü) subayı,  Tuğgeneral Sayar’ın yanına gelerek hazır olduklarını belirtiler. İHK’lar’ın kısa süren telsiz muhaberesinden sonra, tepemizde bir anda biten ve kulakları sağır eden gürültüyle vadiye dalış yapan F-4 Fantom savaş uçakları gökyüzünde belirdi.

 

 Fantomların yeri göğü yırtan bombardmanı ve motorun çıkardığı ses askerleri de heyecanlandırmıştı. Ağaçlarla kaplı vadi üzerinde, belli bir kol düzeninde uçan Fantomlar, İHK subaylarının hedef tayinine göre bombasını bırakıyor sonra üssüne geri dönüyor. İşte bu taktik saldırı sırasında, dalışını yapan uçağın uçaksavar atışından kurtulması için  hızla yükselmesi gerekiyor. Pilot  bu esnada  motorlara tam gaz  verince, ortaya korkunç bir gürültü çıkıyor, yerdekiler deprem oluyor hissine kapılıyordu.. Böyle bir taktik saldırı sırasında  yanıma yaklaşan bir subay, “Biliyormusun operasyona katılan askerlerin en çok sevdiği ses bu Fantomların sesidir. Bu uçakların çıkardığı bu olağanüstü ses, askerlerin müthiş etkiliyor, motive ediyor. F-16 Savaşan Şahinler teknolojik olarak çok üstün uçaklar ama, onlardan böyle ses çıkmaz”

 

Uçakların taktik saldırısından sonra, vadiye  30 km uzaktaki üslerden top atışı yapıldı. Top mermilerinin başımızın üzerinden ıslık çalarak geçiyor, 3-4 km ileride vadide patlıyordu. Işık sesten hızlı olduğu için, önce bombanın ortaya çıkardığı toz bulutu görünüyor 4-5 saniye sonra kulakları sağır eden bir gürültü ortaya çıkıyor, daha sonra şok dalgalarını yüzümüzde hissediyorduk. Hatta bir subay, yakalanan teröristlerin ifadelerine göre , uçak saldırıları sonrası yara almasalar bile , bombanın yarattığı şok nedeniyle iç kanamadan birçok arkadaşının öldüğünü, birçoğunun da haftalarca hasta yatmak zorunda kaldığını söyledi

 

Top atışı bittikten sonra, havada bu kez Süper Kobra Saldırı Helikopterleri göründü. Vadinin üzerinde uçan Kobralar, belli bir yükseklikte durup belirlenen hedeflere top ve roket atışı yaptı. Bütün bu hava saldırıları sırasında vadiden herhangi bir karşı atışın yapılmaması dikkatimi çekmişti. Yanımdaki subayı karşı atış yapmamalarının sebebini sorduğumda, “yerlerinin belli olmaması için, karşılık vermiyorlar” dedi. Hava saldırılarının tamamlanmasından sonra, vadiye girin emri alan birlikler, 25-30 koldan, 20’şerli timler halinde vadiye girmeye başladılar. Harekatın en kritik aşamasına gelinmişti.

 

Birliklerin vadiye girmesiyle adeta kıyamet koptu sanki..Telsizler çalışmaya başlamış. Timlerin başındaki subaylar bir yandan çatışmayı sürdürüyor bir yandan da, üs komutanlığına rapor verimeye çalışıyordu.

 

“Terörist unsurlarla sıcak temas sağlandı, tahminim 15 kişiler, 5 numaralı hedefin bulunduğu bölgede 4-5 kişi direnmeye çalışıyor, şu koordinatlara top atışı yapın.” Birlikler vadi içinde zaman zaman 40-50 metreden terörist unsurlarla çatıştığı için istenen hava desteği, birliklere zarar verir gerekçesiyle, Kobra pilotları tarafından azami dikkat gösterilerek yapılıyordu. Vadiye dalıp çıkan, taarruz helikopterleri, avının tepesindeki kartal gibi belli bir yükseklikte dönüyor, sonra istenen hedefi makinelı top ve roket ateşine tutuyordu.

 

İşte bütün bu olan bitenin içinde, duyduğum şifreli bir telsiz anonsu dikkatimi çekti.Makinalı tüfek ve roket seslerinin birbirine karıştığı bir anonstu bu, üzgün ama kendine güveni ses tonuna yansıyan,  bir subay şöyle diyordu “Bir gül soldu, rüzgar istiyoruz, hemen tahliye gerekiyor”, Ne demek bu gibilerden muhabere subayına baktım, üzgündü, bir şey demedi. Diğer telsiz taleplerine  cevap verme çalışıyordu. Rüzgar isteyene, “5 dakika bekleyin” dedi. Rüzgar isteyen, “acil gönderin, devam etmemiz gerekiyor” dedi. Muhabere subayı geri döndü arkasına baktı,vadiye baktı, “çok zor” dedi kendi kendine, durdu, telsizin mandalına bastı, “Rüzgar oraya inmen lazım, Bir gül solmuş tahliye istiyorlar” Rüzgar , “mutabıkız, hazırlasınlar,  koordinat” dedi.  Birden arkamızdan bir karakuş belirdi. (Askerler, Sikorsky helikopterine karakuş adını takmış) Hızla vadiye doğru alçalıyordu, ormanlık alana girdi, ağaçlardan göremiyorduk artık karakuşu. 30-40 saniye sonra, karakuş bir ok gibi ağaçların içinden gökyüzüne dikine yükselmeye başladı. Sonra vadinin üzerinde bir tur atıp, gözden kayboldu.

 

Aklıma takılmıştı, ama o anda soramamıştım, “Bir gül soldu, rüzgar istiyoruz”, ne demek diye, sonradan öğrendim..Şehit var, tahliye için  helikopter gönderin demekmiş……Telsizden yankılanan ”Bir gül soldu, rüzgar istiyoruz” anonsu , aradan geçen 16 seneye rağmen bir an olsun aklımdan çıkmadı. Ne zaman bir operasyon haberi duysam, gözümün önünden geçer, Rüzgar ve solmuş  güller…Rüzgarların, karlı doruklarda fırtına gibi estiği bu günlerde güllerin solmaması dileğiyle. Tanrı hepsini korusun.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


"TÜRKİYE'DE 1950'DEN BUYANA KARŞI DEVRİM SÜRECİ YAŞANIYOR"

ZILGITLAR KİMİN İÇİN ÇEKLİYOR?

İLAHİYATÇILAR EKRAN ZENGİNİ
»  PARFÜM ŞİŞESİNİ BOŞALTIP İÇİNE MÜREKKEP KOYDULAR!...
»  SINIR BERİSİ OPERASYON VE ATATÜRK'ÜN VASİYETİ
»  AKŞAM'IN BAŞLIĞI SERDAR TURGUT'UN ELİNDE PATLADI
»  "KİMDİ O ABD'YE REST ÇEKEN"
»  NİHAT HATİPOĞLU STAR TV'DEN KAÇ PARA ALIYOR?
»  AMERİKA'LILAR, GAZETELERİ 'TIK'LIYOR
»  TARAF GAZETESİ'NDE BÜYÜK AYRILIK
»  TRT'DEKİ OPERASYONUN PERDE ARKASINDA NE VAR?
»  MEYDAN GAZETESİ YENİDEN ÇIKMAYA HAZIRLANIYOR
»  TRT HABER DAİRESİ'NDE 'DERİN' OPERASYON
»  HABERTÜRK ANKARA TEMSİLCİSİ TAKİ DOĞAN'IN GÖREVİNE SON VERİLDİ
»  BELEDİYE'NİN ÇULSUZ MÜDÜRÜ'NÜN İMAN GÜCÜ
»  'TARAF'TA TARAFLAR BİRBİRİNE GİRDİ
»  "ANCHOR'LARIN HEPSİ BABAM YAŞINDA"
»  RTGD YÖNETİMİNİN UYANIKLIĞI
»  "YALLAH" DEMOKRASİ'Sİ
»  BİRAND SAYGI DURUŞU VE İSTİKLAL MARŞI'NDAN NEDEN KAÇTI?
»  ÖZEL HABER EKİBİDAĞILIYOR
»  KRAL TVHABER MERKEZİ KAPATILIYOR
»  CHP'Lİ RÜTK ÜYESİ, BÜLENT ERSOY'A CEZAYA KARŞI ÇIKTI
»  TÜRK VE ABD'Lİ GAZETECİLER YUMRUKLAŞTI, ASKERLER AYIRDI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.