Başbakan Erdoğan AK Parti Beyaoğlu İlçe Teşkilatı kongresinde konuştu. Erdoğan konuşmasının büyük bir bölümünü Aydın Doğan'a ayırdı. Ancak Erdoğan kendisinden beklenen açıklamayı yapmadı. Doğan'ın kendisine gönderdiği mektuba değinen ancak içeriğini açıklamayan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
AK parti'nin başarısı ortadayken, malesef bu gereçeği örtmeye çalışanlar var... Türkiye'nin gerginliğinin temeli olan bu zihniyet medyayı da yanına alarak siyasi bozgunculuk peşinde konuşuyor.
Dedim ki size bir hafta süre. Haftaya İstanbul'dayız. Açıklayın, açıklamazsanız ben açıklıyorum. O gün geldi. Şimdi son beş gündür yazılıp çizilenleri değerlendirelim. Bazı taşları yerli yerine oturtalım...
Dedikoduyu onlar yapıyor
Bize yönelik bu tutum neden. Çünkü hortumlar kesildi. Hortumlar kesilince bitiş başladı, alıştıkları büyüme yok artık. Siyasetçilerde de bunların uzantıları var.
Aydın Doğan medyası müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi acaba AK Parti'ye nasıl vururum diye koşturuyor. Dedikoduyla meşgul olan biz değil, sizsiniz bay Doğan, bunu böyle bilin...
Özkök'e 'ahiret' yanıtı
Biz gidici olduğumuzu biliyoruz sayın köşe yazarı, sen kendini düşün. Neyse geç de olsa uyandın, hayırlı olsun...
Deniz Feneri'ne sahip çıkmadı
Bizim açımızdan mesele Almanya'da görülen bir dava değil. Mahkeme hangi iddiaların doğru ya da yanlş olduğunu söyleyecek. Biz hiçbir zaman yanlışı yapanın yanında yer almadık, bundan sonra da almayacağız. Bu tür suistimallerin içinde olmadık, olmayacağız. Yanlış yapan cezasını çeker, bedelini öder. Türkiye'yi ilgilendiren boyut çıkıyorsa idari yönden biz ne gerekiyorsa onu yaparız. Hele insani yardım konusunda usulsüzlük yapılırsa, eğer mahkemede kanıtlanırsa sorumluları cezayı alır. Ancak bu kararın verileceği yer gazete sayfaları değil mahkemeler olmalıdır. İçişleri Bakanlığımız Türkiye'deki Deniz Feneri'nin hesaplarını denetlemiştir. Denetim mekanizmasını bundan sonra da hassasiyetle yürütmeye devam edeceğiz.
İftira kampanyası başlattılar
Doğruluğu kanıtlanmamış tek taraflı iddialarla kişilik haklarıma saldırdılar. Topyekun bir iftira kampanyası yürüttüler. Partimizi ve hükümetimizi bu kampanyaların hedefi haline getirdiler.
Geçen hafta çağırdım, çık açıkla neden bu iftiralar var diye? Ne iftiraları ispatladı Doğan ne başka bir şey. Alman mahkemesine baskı yaptığımı bizzat savcı yalanladı. Yardım için toplanan paraların bana verildiği de iftira olduğu ortaya çıktı. Bir ülkenin Başbakanına böyle ağır bir iftira atılır mı size soruyorum. Bana elden her hangi bir para verilmesi asla söz konusu değildir.
'Yerin kulağı var, duyduk'
Beş gün bekledim bu iftiralarını temizlesinler diye. Ama yapmadılar... Geçen çıktı konuştu televizyona Doğan... Kendi adamları bile 'yav bizi tatmin etmedi' diyor. Köşelerinde savunuyorlar ama böyle konuşuyorlar. Ama ayerin kulağı var... Biz duyuyoruz.
Yalan ve iftira devam etti. Kasımpaşa'dan çıkarak Başbakan olmamızı takdir etti, sağolsun. Ona çok ihtiyacımız vardı. Biz cevap hakkına saygı istiyoruz ben bunu dedim. Bizim iftiralara cevaplarımızı yayınladılar mı, hayır onu da yapmadılar.
Uluslararası basın enstitüsüne sert cevap
Bir uluslararası basın konseyi bana ültimatom yayınlamış. Sen kimsin ki bana ültümatom çekiyorsun. Bu kurum bu Doğan grubunundur. Yöneticileri kendileridir. Bana diyor ki geri çekil. Biz de diyoruz ki biz cevap veriyoruz. Bizim meşrebizimiz sizin gibi geniş değil. Böyle iftirayı sineye çekemeyiz.
Gaziantep'in iftira olduğu ortaya çıktı
Bulursanız bir şey belgesiyle yayınlarsınız. Ben beş gün bekledim, iftiralarınzıı düzeltin diye. Bir iddia mhatabına sorulmadan yayınlanır mı? Nerde cevap hakkı İşte Gaziantep belediye başkanımız. Günlerdir çabaladı, yayınlamadınız. Bizzat inceledim: Asım Güzel Bey'e yaptıınız haksızlığı kim nasıl telafi edecek? Ayıptır, yazıktır bu ülkeye...
Mesela partimle ilgili olmayan başka bir adamı Gaziantepli olmayan bir adamı Gaziantepli ve AK Partili diye tanıtıyorlar. Yazıklar olsun size... He benim partimden yanlış yapan çıkmaz mı? Çıkabilir, ama biz onlara nasıl davranıyoruz ona bak.
Ahmet Hakan'a ima...
Doğan'ın kalemşörlerine sesleniyorum, arada tabii istisnalar var onları ayrı tutalım: Tarafsız olmak demek patronunun çıkarlarından da bağımsız olmak demektir. Bağımısz olsaydınız kağıt kaçakçılığını da sorgulamanız gerekmez miydi? Hilton oteline imar rantı talebi de mi haber değeri taşımıyordu. Otelin kendisine değil he, otelin önündeki yeşil alana rezidans talebi... Buna Başbakanınız izin vermediği için bu velvele kopuyor.
Şimdi sindiremedikleri medyaların da adını değiştirdiler. Yandaş medya diye... Onların içinde de bize çok sert yazanlar var. Bunlar olacak, sineye çekiyoruz. Çünkü malesef bazı yanlışlara yataklık etmeyi adet haline getirenler var. Ama ne yazık ki Türkiye'de bütün iftiralara tahammül etmesi gereken Başbakan'dır. Bu aralar Cumhurbaşkanına, şahsıma bakan arkadaşlarıma yapılan iftiraları duyuyorsunuz, biz ya sabır çekiyoruz. Allah'tan sizin dışınuzda özgür medya var da iftiralarınız boş çıkıyor.
'Yaşanan çıkar çatışmasıdır'
Çıkar çatşması denen bir şey var. Çıkarınızın çatıştığı kuruöara karşı haber yapacaksınız. Buna basın özgürlüğü diyeceksiniz. RTÜK'le sorununuz olacak ona karşı haber yapacaksınız. SPK ile sorununuz olacak ona karşı haber yapacaksınız. Buna da dürüst habercilik diyeceksinzi. Biz de sizin masum olduğunuza inanacağız öyle mi? Çıkarlarınızın söz konusu olduğu kurumlar hakkındaki haberleriznide sizin şahitliğiniz bile kabul olmaz.
Önce cevap hakkına saygı göster. hangi puntoyla haberi yapıyorsuz, aynı puntıyla onun gerçepğini yayınlarsan saan inanırım.
Önce sayfalarınızda göremedğimiz Baykal'ın Antalya'daki mal varlığını, eşinin mal beyanını sayfalarınızda yayınladınız mı? Var mı? Erdoğan gönderdi mi gönderdi, yayınlandı mı yayınlandı. Hangisi muteber yine Baykal öyle mi?
Kaçak kağıtları yazın, Doğan'ın kamuda takip ettiği işleri yazın. Tabela şirketleri yazın. Nasıl inanaılm size? Birbirinizin avukatlığını yapıyorsunuz? Aranızda nasıl bir gizli ittifak var onu açıklayın?
Hala cevap vermediniz, SPK başkanını Aydın Doğan'ın bir yazarı Vatan için tehdit etti mi? Yaptınız mı yapmadınız mı?
Mektuba değindi ama içeriğini açıklamadı
Şahsıma gönderilen mektuplar adetim olmasa da beş gündür bekledim: Mektuplarında iş adanı ve yayıncı olmak üzere iki şapkası olduğunu söylüyor. İş adamı olarak benden talep bekliyor. Bu da benim o mektuplara yanıtım olsun.
Mektuba sözlü mektupla yanıt verdi
Şimdi bu kayıtlara giriyor. Sayın aydın Doğan Medyada çok sesliği hayati öneme sahip olduğunu bilmeniz lazım. Ancak Medya grubunuzn muhalefete yakınlığınızı dile getirdiğimizde neden tahammülsüzlük gösterdiğini anlayamıyorum. Bunun vahim bir yanlılgı olduğu açıktı. Size tavsiyem demokratik bir tavırla eleştirilere de açık olmanız gerektiğidir. Bundan sonra medyacı kimliğiniz ile iş adamı kimliğinizi karıştırmamanızı istiyoruz. Cevap olarak şimdi bununla yetinip bu bahsi kapıyorum."
Erdoğan Aydın Doğan'ın mektuplarını açıklamadı. Başbakan 'mektup bende kalsın, şimdilik bu konuyu kapatalım' dedi. Kendisinin bundan sonra da imtiyaz alamayacağını, ancak eşit bir vatandaş olarak haklarını koruduğunu söyledi.