İktidar ortakları bazı konularda fikir ayrılıkları yaşıyor. Fikir ayrılıkları derinleşirse, uzlaşamazlarsa ortaklık sürdürülemeyebilir ve erken seçim kaçınılmaz olur. Tahminim 2021 içinde bir erken seçim olabileceği yönünde.
Cumhuriyet'ten İpek Özbey'e Konuşan Araştırmacı İbrahim Uslu'nun açıklamaları şöyle
- “Bağımsız seçmen” diye geçen seçmen profili var. Farkındalık ve bilgi seviyeleri yüksek. Bir karar veriyorlar ve seçimde oy kullanıyorlar. Oran neredeyse yüzde 25. Genç kuşaklar sisteme katıldıkça seçmenin oranı da artıyor.
- Benim kızım da Z kuşağı. Yunan mitolojisiyle daha çok ilgileniyor, siyasetçilerin 15-20 yıl önce ne yaptıkları hiç ilgisini çekmiyor.. Siyasetçilerimiz Z kuşağını anlamıyor. Zamanla anlayacaklar, anlamayan oy alamayacak..
- MHP’nin milliyetçilikten uzaklaştığını, Saadet Partisi’nin dinden uzaklaştığını iddia ettiğinizde tabanları ne kadar ikna olabilecekse, CHP’nin Atatürkçülükten uzaklaştığını iddia ettiğinizde de tabanı ancak o kadar ikna edersiniz.
- Uzun zamandır Muharrem İnce bu görüşlerini dile getiriyor ama o süreç boyunca CHP tabanında bir kopma, bağların zayıflaması gibi bir reaksiyon gözlemlemedik. Bundan sonrası için de pek ihtimal vermiyorum.
- Davutoğlu’nun AK Parti’nin Bahçeli ya da 28 Şubatçılar tarafından vesayet altına alındığı gibi söylemleri AKP tabanının bir kısmının kafasını karıştırabilir veya MHP’ye karşı olumsuz bir tutum içine girilmesine sebep olabilir.
- Bugün Türkiye’de siyasetin dili, seçim dönemlerinde aşina olduğumuz sertlikte... Seçim sürecine girdik mi?
Benim gördüğüm, erken seçim beklentilerine neden olan ve erken seçimin sürekli konuşulmasına sebep olan faktör, iktidar ortaklarının tutumları ve bazı eylemleri. Ağustostan bu yana Sayın Bahçeli, üç kez İYİ Parti’ye “evine dön” çağrısı yaptı. Sayın Erdoğan bir hafta içinde 4-5 ayrı görüşme yaptı. HÜDA PAR, DSP, BBP ile görüştü, Saadet Partisi ile birkaç görüşme yaptı. Seçim 2023’te olacaksa ittifakı büyütme gibi çalışmalara neden ihtiyaç duyulsun? Zaten güçlü bir ittifak var, parlamentoda yeterince güçlü bir şekilde temsil ediliyor. Herhangi bir siyasal risk taşımıyor, birkaç milletvekili istifa eder de azınlığa düşeriz kaygıları yok. O zaman neden parlamentoda milletvekili dahi olmayan, yüzde 1’in altında oylar almış çok sayıda partiyle görüşülür? Ya da neden İYİ Parti, oraya getirilmeye çalışılır? Dolayısıyla sebebini açıklayamadığımız çok sayıda görüşme olunca erken seçim sinyali olarak değerlendiriliyor.
- Ya siz?
Ben de bunların erken seçim sinyali olacağını değerlendirenler arasındayım. Benim senaryom biraz daha farklı. Erken seçim olduğunu düşünenler çoğunlukla şöyle diyor: İktidar, bir siyasal pragmatizmle tıpkı 2018’de olduğu gibi baskın bir erken seçim yapacak. Ben, Cumhur İttifakı’nın sürdürülememesi durumunda buna gideceğini düşünenlerdenim. Çünkü siyasal pragmatizme baktığınızda erken seçimi gündeme getirecek bir tablo ortaya çıkmıyor. Ekonomik meselesini halledememiş bir ülkeden bahsediyoruz. Fiyat artışlarını kontrol altına alamayınca zabıta yöntemleriyle bunu yapmayı deneyen bir hükümetten bahsediyoruz. Ayrıca işsizliğin çözülememesi gibi seçmenin canını yakan çeşitli ekonomik meseleler var.
- “Cumhur İttifakı’nda sorun olursa” dediniz. Böyle bir opsiyon mu görüyorsunuz?
Bazı konularda fikir ayrılıkları yaşıyorlar. HDP konusunda fikir ayrılığı hâlâ ortada duruyor. MHP, iki kez “HDP kapatılsın” diye çağrıda bulundu. “Eğer kapatılmazsa kendimiz Yargıtay Başsavcılığı’na başvuru yapacağız” dedi. İkincisi seçim kanunu konusunda fikir ayrılığı var. Hükümet daraltılmış bölgeyi savunurken Bahçeli “Olmaz” dedi, ayrıca ittifak içindeki her partiye baraj uygulanması gibi yeni bir öneri getirdi. AKP’nin buna cevabını henüz duymadık. Zaten görüştüğü yüzde 1’in altında oya sahip partilerin ittifaka girebilmesi için ittifaka dahil bütün partilere baraj uygulama fikrinin uygulanmaması gerekiyor.
- Takvim konusunda bir şey söyleyebilir misiniz?
Eğer fikir ayrılıkları derinleşirse, uzlaşamazlarsa ortaklık sürdürülemeyebilir. O zaman erken seçim kaçınılmaz olur.
- AKP, ortaklığın bozulmasını göze alabilir mi?
Diyelim ittifak dağıldı. Bugünden yarına erken seçime gidilmeyecektir. Eminim ki AKP, yasalar çıkarabilmek için muhalefetle uzlaşı arar, belli kanunların geçebilmesi için ikna etmeye çalışır. Bizim alışık olmadığımız Fransa’daki gibi cohabitation (birlikte yaşama) gibi evreler var. Hemen erken seçime gitmiyor, yasaları çıkarmaya çalışıyor. Türkiye bunu ilk kez deneyimleyebilir.
- Muhalefet neden uzlaşsın ki?
Tabii iktidarın erken seçim yol haritasıyla gitmesi lazım. Şu reform yasalarını çıkaralım diyecek, karşılığında da seçimi şu tarihte yapalım diyebilir.
- Ya Cumhur İttifakı bütünlüğünü korursa?
O zaman erken seçime gitmek için bir sebep görmüyorum.
- Peki, Cumhur İttifakı’nın bütünlüğü korunsun diye HDP kapatılır mı?
Orada AKP alternatif bir öneri getirdi. Kapatma dışında partilere uygulanabilen başka cezalar da var. Mesela kamu yardımlarından men edilmesi gibi. MHP bir açıklama yapmadı bu teklif karşısında. Partilerden birinin bir adım atması gerekiyor ki biz nasıl bir mutabakata vardıklarını ya da varamadıklarını anlayalım.
- Erken seçim olursa kafanızdaki tarih?
Benim tahminim 2021 içinde bir erken seçim olabileceği yönünde. Hem bu iki konudaki fikir ayrılıkları hem de AKP’nin getireceği hukuk reformunda doğabilecek fikir ayrılıkları... Benim gördüğüm ülkenin sorunları derinleştikçe, iki ortak arasındaki fikir ayrılıkları çoğalıyor. 2017’den bu yana bu kadar sık tartıştıklarına şahit olmamıştık. Bir de bundan önce tartışmalar pek de kamuoyu önünde yapılmazdı.
- Bir yandan partilerin içinde de kaynamalar var. Son olarak cuma günü CHP’den üç milletvekili istifa etti. Millet İttifakı’nı ayakta tutmak için büyük çaba harcayan Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi yaralayan bir gelişme midir bu?
Çok etkileyeceğini düşünmüyorum açıkçası. Bugün başlayan bir süreç değil. Muharrem İnce, uzun zamandır CHP içinde bir genel başkanlık yarışı içinde. CHP, daha büyük bir krizi olağanüstü kongre toplama sürecinde yaşamıştı. O süreçten sonra şunu gözlemledik. Bu süreçler CHP tabanını etkilemiyor. Seçmen “Bunlar yine kendi aralarında tartışıyorlar, partiden uzaklaşayım” demedi. Tıpkı İYİ Parti’de olduğu gibi. İhraçlar, istifalardan sonra İYİ Parti oylarını yüzde 25 artırdı.
- CHP’de tartışmaların Atatürkçülük üzerinden yapıldığını hatırlatalım. Muharrem İnce de böyle başladı ve son istifalar... CHP’nin “dostlarını” sevmeyen ulusalcı tabanından bu çerçevede bir kayma olmaz mı?
Şu an için bunun sinyallerini görmüyoruz. Parti kurulduktan sonra nasıl bir kadro ve söylemle hareket edeceği ve siyasetin o günkü koşulları o partinin geleceğini etkileyen faktörler. Öyle bir iddia ile ortaya çıktılar ki ben bu iddianın çok ikna edici olduğunu düşünmüyorum. Şimdi mesela MHP’nin Türk milliyetçiliğinden uzaklaştığını, Saadet Partisi’nin dinden uzaklaştığını iddia ettiğinizde onların tabanı buna ne kadar ikna olabileceklerse, CHP’nin Atatürkçülükten uzaklaştığını iddia ettiğinizde de tabanı ancak o kadar ikna edersiniz. CHP’nin üst yönetimine ve teşkilatlarına baktığımızda Atatürk’ten uzaklaşma emaresi görmüyorsunuz. Uzun zamandır Muharrem İnce bu görüşlerini dile getiriyor ama o süreç boyunca CHP tabanında bir kopma, bağların zayıflaması gibi bir reaksiyon gözlemlemedik. Bundan sonrası için de pek ihtimal vermiyorum. Ama çok iyi bir ekip kurar, İspanya’daki Podemos hareketi gibi yine Tony Blair’in Üçüncü Yol’u gibi yeni bir söylemle siyaset sahnesine girer, teorik olarak ilgi çekebilir.
- Peki, gerek İYİ Parti, gerek CHP içinden çıkan muhalefetin bir “Saray Operasyonu” olduğuna inanıyor musunuz?
Ben bu komplo teorilerine çok fazla itibar etmiyorum, çünkü hem Muharrem İnce hem Ümit Özdağ’ın tutumlarına baktığınızda aslında ilk günden itibaren genel başkanlık yarışına girmiş, iddiaları olan siyasetçiler olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla bu tür siyasetçileri uzun zaman bir yerde tutamıyorsunuz, çünkü gerçekleştirmek istedikleri iddiaları var ve önünde sonunda bir adım atıyorlar. Ama sonuç konusunda eğer yeni parti kurarlarsa, kurulduğunu ve seçmen tepkisini görmeden bir değerlendirmeyi erken bulurum.
HABERİN AYRINTILARI İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZwww.cumhuriyet.com.tr/haber/arastirmaci-usluya-gore-secimde-farkli-adaylar-cikma-olasiligi-yuksek-1810401