AK Parti’li Çelik, parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi. Soruları yanıtlayan Çelik, AK Parti İstanbul milletvekili, eski milli futbolcu Hakan Şükür’ün sürpriz bir öneride bulunarak, Diyarbakırspor’un İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un isim hakkıyla süper lige taşınmasını gündeme getirmesinin sorulması üzerine, “Hakan Şükür Bey çok sevdiğimiz, değerli bir arkadaşımızdır. Futbol dünyasının da yıldızlarından birisidir. Çok iyi niyetli bir istek ve talepte bulunmuş” dedi.
-“BU DUAYA AMİN DİYEMEYECEĞİM”-
Bunun gerçekleşmesi çok mümkün görünmediğine işaret eden Çelik, “Böyle bir şey çok söz konusu olamaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olan ve Süper Lig’de şu anda mücadele eden bir futbol takımı var. Şimdi bunun adını Diyarbakır koymanızın pratikte çok fazla bir faydası yoktur. Hadi bunun adını Diyarbakır koyalım, Diyarbakır’a taşıyalım, o zaman yine yükünün İstanbul tarafından taşınması gerekiyor. Bu netice itibariyle çok olabilecek bir şey gibi görünmüyor. Ama Hakan Bey’in iyi niyetle böyle bir teklifte bulunmasından hiçbir şüphemiz yok. Ancak bu duaya çok fazla amin şahsen diyemeyeceğim ben” diye konuştu.
-“KAMUOYU ALGISINI YÖNETMEK ÇOK KOLAY DEĞİL”-
Bir soru üzerine, Ege Bölgesi ve Karadeniz bölgesinde çözüm süreci konusunda kafa karışıklığı olduğunu, sürece diğer bölgelere göre daha az destek olduğunu daha önce de paylaştıklarını ifade eden Çelik, kamuoyu yoklamalarında desteğin az görülmesinin tespit edilmesinin ardında Karadeniz ve Ege Bölgelerine bakanları, AK Parti genel başkan yardımcılarını gönderdiklerini anımsattı. Programların uymaması nedeniyle bazı illerde henüz bu temasın gerçekleşmemiş olabileceğine dikkat çeken Çelik, “Hem Karadeniz Bölgesi, Doğu ve Batı Karadeniz dahil olmak üzere hem de Ege Bölgesi’nde arkadaşlarımız gittiler, araziye indiler, il başkanlıklarımızın düzenlemiş olduğu kapalı salon toplantıları yaptılar, STK’larla, basın mensuplarıyla bir araya geldiler, kanaat önderlerini ve esnafı ziyaret ettiler, dolu dolu programlar gerçekleştirildi. Kamuoyu algısını yönetmek çok kolay değil. Biz bizim üzerimize düşeni yapıyoruz. Ben önümüzdeki süreçte de taşlar yerine oturduktan sonra da bu bölgelerimizde de bir endişe olmayacağına inanıyorum. Türkiye’deki genel desteğin yüzde 70’lere vardığını iade etmiştim. Türkiye’nin her vilayetinde her konuda aynı oranlarda bir destek veya aynı oranlarda karşı bir duruşun olması tabi ki sözkonusu değil. Bunu da saygı ile normal karşılıyoruz ama Ege Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi’ndeki insanımızı ikna etmek, onlara süreci daha iyi anlatmak bizim boynumuzun borcudur. Eğer onların böyle bir algısı varsa bana göre eksiklik onlarda değil bizim daha çok çalışma ve gayret içerisinde olmamız gerekiyor. Bunu da yapacağız. Yaptık, yapıyoruz” dedi.
-“ULUSALCI EKİP HERHALDE KELLE İSTEDİ”-
Çelik, “CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, ‘CHP tabanının yüzde 65’i çözüm sürecine destek veriyor dedikten sonra Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun isteği üzerine genel başkan yardımcılığından istifa ettiğini açıkladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıt verdi:
“Ancak bir parti yöneticisinin bir gerçeği vurgulamış olması veya ‘bugün hava güneşlidir’ demiş olmasından dolayı ‘sen nasıl hava güneşlidir dersin’ diyerek istifaya zorlanmış olmasını aklım almıyor. Yağmurluysa yağmurlu diyecek, karlıysa karlı, bulutluysa bulutlu diyecek. Gülseren Hanım Genel Başkan yardımcısıydı ve sivil toplumdan gelen birisidir. Ezbere böyle bir açıklama yapmayacağını da tahmin etmiyorum. Fakat böyle bir açıklama yapmasında dolayı anladığım kadarıyla ulusalcı ekip herhalde kelle istediler ve Sayın Kılıçdaroğlu da bu kelleyi verdi.”
-“TÜRKİYE’NİN ANAMUHALEFET PARTİSİ MAALESEF ACINACAK BİR DURUMDADIR”-
Çelik, CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nu da zor bir duruma düşürdüğünü savunurken, “Dün katıldığım bir televizyon programında da söyledim; Genel Başkan Yardımcılarından Sezgin Tanrıkulu’nun da TBMM’de çok zor bir duruma düşürüldüğünü hepiniz biliyorsunuz. CHP önce bu süreçle ilgili olarak Meclis’te bir komisyon istedi. Biz de tamam dedik. Biz bir araştırma önergesi verdik komisyon kurulması yönünde. Onların da vardı. Onların verdiği önergeye de arkadaşlarımız imza attılar. Müşterek olsun dedik. Fakat hemen imzalarını çektiler. Sayın Tanrıkulu’nu yani bu önergeyi veren birinci imza olan Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nu da kendi partisi çok kötü bir duruma düşürdü. Ben şahsen Sezgin Bey’in yerinde olmak istemezdim. Arkasından ikincisi. Türkiye’nin anamuhalefet partisinin bu halde olmasından, bu darmadağınık görüntü sergilemiş olmasından dolayı biz üzülüyoruz. Elbette ki biz muhalif olan partinin çok daha güçlü olması, bizden çok oy almasını istemiyiz ki zaten olmaması yönünde gayretimiz var. Ama daha tutarlı, daha derli toplu politikalar üreten ve bir ağızdan hiç olmazsa konuşan, muhatabımızın kim olduğunu bilmemiz gerekiyor. Hiçbir konuda CHP tutarlı bir tavır sergilemiyor, sergileyemiyor. CHP, Türkiye’nin anamuhalefet partisi maalesef acınacak bir durumdadır” şeklinde konuştu. (ANKA)