Gazetecilerin tutuklanması ve hüküm giymelerinin devam ettiğini belirten Balbay, "20 gazetecinin 4'ü tutuklu, 16'sı hükümlü olmak üzere demir parmaklık arasında, mesleği başka amaçla kullandığı gerekçesiyle tutuklu." dedi. Türkiye'nin, büyük bir açık cezaevi olduğunu dile getiren Balbay, 149 konu hakkında yayın yasağı getirildiğini hatırlattı. Balbay, bunun da bu konuya ilişkin haber yapılamayacağı anlamına geldiğini kaydetti.
Meclis Soruşturma Komisyonu'ndaki yayın yasağını gazete ve televizyonların büyük çoğunluğunun tanımadığını belirten Balbay, basın özgürlüğü anlamında bunun büyük bir adım, devrim olduğunu söyledi. CHP iktidarında mesleki dokunulmazlık, kalemin dokunulmazlığının olacağını ifade eden Balbay, nefret, şiddet içermeyen görüşlerin özgürce yazılabilmesi gerektiğini kaydetti.
İmralı'nın itibarının zedelenmemesine özen gösterildiğini dile getiren Balbay, konuya ilişkin haber yapanların çok farklı suçlamalarla karşı karşıya kaldığını söyledi. Toplumun gizli ve açık bir tehditle karşı karşıya olduğunu anlatan Balbay, yangında ilk kurtarılacak şeyler gibi toplumsal olayda ilk saldırılacak kişilerin gazeteciler olduğunu ifade etti.
"Son dönemde çıkan yargı paketleri ve iç güvenlik paketlerinin, toplumsal mücadele yasaları olduğunu düşünüyorum." diyen Balbay, önümüzde dönemde nasıl uygulanacağı konusunda öngörüleri olduğunu ama aklına tatsız örnekler geldiğini kaydetti. "Özgürlük kullanılabilirse vardır, yoksa yoktur." diyen Balbay, özgürlüğü kullanma sorunuyla da karşı karşıya olunduğunu kaydetti. "Türkiye'de hiç kimsenin hukuk güvenliiği yoktur. Bir yasa bir öncekini yok etmektedir. Özgürlükleri alt edebilmektedir." ifadelerini kullandı.
Bu karanlık dönemin biteceğini belirten Balbay, Avrupa Komisyonu’nun ziyaretinde akreditasyon sebebiyle ikinci defa basın toplantısı düzenlemesine yönelik bir soruya akreditasyonun hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu söyledi. Akreditasyonun o gazetecilere değil tüm okurlarına yönelik olduğunu düşündüğünü ifade eden Balbay, akreditasyonun topluma uygulandığını belirtti. Avrupa Komisyonu’nun ise ikinci bir toplantı yapmak yerine tüm gazeteciler gelene kadar toplantı yapmayacağını söylemesinin daha iyi olacağını dile getiren Balbal, "Ab takiyye yapmayı iktidardan mı öğrendi?" diye sordu.