Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Kanunu Tasarısıyla ilgili genel merkezde düzenlenen partisinin belediye başkanları ve milletvekilleri toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, halkın doğrudan kendi temsilcilerini seçtiği yerel yönetimlerin, demokrasinin beşiği olduğunu ifade ederek, tasarı ile belde belediyelerinin büyük bir kısmının kapandığını belirterek, hangi gerekçe ile bunun yapıldığının anlatılması gerektiğini savundu. Tam tersine yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bütün siyasi partilerin programlarında ve seçim bildirgelerinde "yerel yönetimler güçlendirilmelidir" maddesinin yer aldığına dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “O zaman şu soruyu sormamız lazım, yerel yönetimler nasıl güçlendirilecek? AKP modeline göre yerel yönetimleri güçlendirmek, yerel yönetimleri kapatmakla eşanlamlı. Kapatırsanız, olmayan bir şeyi zaten güçlendirmenize de gerek kalmayacaktır. Hatırlarsınız, bir Milli Eğitim Bakanı ‘şu okullar olmasa milli eğitimi ne iyi idare ederim’ demişti. Herhalde bunlarda, ‘şu belediyeler olmasa bu ülkeyi ne iyi idare ederim’ diyecekler” şeklinde konuştu.

-“BU YAPIYLA ‘TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ VAR’ DENİLEMEZ”-

Kılıçdaroğlu, Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Türkiye Belediyesi” gibi çalıştığını ifade ederken, “İstediği yere, istediği kişiye imar verebiliyor. İstediği imar değişikliğini yapıyor, belediye başkanına gerek yok. Halka bir şey soran yok. Eğer bir rant siyasi iktidarın gözünü karartmışsa, rant uğruna yapılmayacak hiçbir şey yoktur bunlar için. Halkı, demokrasiyi bir tarafa bıraktılar, aydınlık Türkiye’yi bir tarafa bıraktılar, ‘yandaşlara nasıl kaynak aktarırız, belediyeleri nasıl yok ederiz, imar planlarını Ankara’da sıcak koltuklarımızda oturup nasıl değiştiririz’ bunun hesaplarını yaptılar” diye konuştu.
İçişleri Bakanlığı’nın 24 Nisan yayınladığı genelgede ise, "29 ildeki belde belediye başkanları, eğer belediyeyle ilgili bir işlem yaparlarsa validen izin alacaklar" dendiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Siz hiç halkın oyuyla seçilmiş bir kişinin, atanmış bir kişiden izin almasını tartıştığımızı duydunuz mu?” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, genelgenin iptali için yargıya başvurduklarını ancak aradan 6 ay geçmesine karşın yargıdan "tık" olmadığını belirterek, yargının kuşatıldığını savundu. Kılıçdaroğlu, böyle bir yapıyla "Türkiye’de demokrasi var" denemeyeceğini ifade etti.

-“İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİ ADETA 19 MAYIS HAREKETLERİ YAPIYOR”-

Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Yasa Tasarısı’nın meclise gelmesinin ardından İçişleri Komisyonu’nun alelacele toplandığını ifade ederek, CHP’nin "yoğun muhalefeti" ile tasarının alt komisyona sevk edildiğini söyledi. Tasarının alt komisyondan ise en geç Pazartesi gününe kadar çıkmasının istendiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Özgürce tartışılması istenmiyor. Binin üzerindeki belediyeyi kapatan bir tasarının özgürce tartışılması lazım. İktidar partisinin milletvekillerinin tasarıdan yeteri kadar haberi yok. Ama onlar el kaldırıp, indirmeyi demokrasi bildikleri için, Bakıyorlar, Bakan ne yapıyor. El mi kaldırdı, topluca el kaldırıyorlar. El mi indirdi, topluca el indiriyorlar. Meclis’te yasa görüşülmüyor, adeta 19 Mayıs hareketleri yapılıyor” dedi. Kılıçdaroğlu tasarıyla, 29 ilde İl Özel İdareleri’nin kaldırılacağını, yerine “Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezleri”nin kurulacağını belirterek, böylece yerel yönetimlerin tasfiye edileceğini kaydetti.

-“'REFERANDUM YAPMAYALIM’ DİYEN SAMİMİ DEMOKRAT DEĞİLDİR”-

Kılıçdaroğlu, partisinin yasa tasarısını referanduma götüreceğini belirtirken, "Avrupa Birliği Yerel Özerklik Şartı"nın 5. maddesine atıfta bulundu. Bu maddenin referandumu öngördüğünü, Anayasa’nın 90. maddesine göre de uluslararası sözleşmeklerin iç hukukun üstünde olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Biz ısrarla şunu söylüyoruz, belde belediyelerini kapatmak mı istiyorsunuz o zaman gidelim belde belediyelerine sandığımız koyalım, halka soralım. Halka danışmanın, halktan görüş almanın ne zararı var bu ülkede? Halkla beraber yürümenin ne zararı var bu ülkede? Halk istiyorsa o belediye kapansın, istemiyorsa onu parlamentoya taşıyalım” diye konuştu. CHP olarak bütün beldelere seçim sandığını koyacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, diğer partilere de çağrı yapılmasını, her partinin temsilci göndermesini istedi. Kılıçdaroğlu, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen ve bunu samimi olarak söyleyen her siyasetçinin bizim bu teklifimize itiraz etme hakkı yoktur. ‘Hayır referandum yapmayalım, halkın görüşünü almayalım’ diyorlarsa bilin ki onlar samimi demokrat değil, özgürlükçü değildir. Halkın iradesine saygı duyan insanlar, politikacılar değildir onlar” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, 14 Ekim ve 21 Ekim’de sandıklarını koyacaklarını kaydederken, “Gelin sandığa hep beraber sahip çıkalım, gelin halkın iradesini öne koyalım, halkın iradesine saygı gösterelim” dedi.

-“BİR GECE DE KENTLİ Mİ OLUNUR”-

Kılıçdaroğlu 34 bin 500’in köyün 16 bin 82’sinin bu tasarıyla tarihe karışacağını da ifade ederek, “Düşünün köyde yaşıyorsunuz, ertesi gün kalkıyorsunuz köy gitmiş, mahalle olmuş, kentleşmişiz. Siz hiçbir gecede kentleşen bir toplum gördünüz mü?” dedi. Kılıçdaroğlu, köyde yaşayanların emlak vergisi, su parası ödemediğini, harçlardan muaf olduğunu vurgulayarak, mahalleli olduğunda bunların hepsinin ödeneceğini kaydetti. Düzenlemeye itiraz edilmemesi için geçici bir süre tanındığını belirten Kılıçdaroğlu, “Halkı kandırıyorsanız bu doğru değil” dedi.

-“BÖLÜCÜLÜK YAPMASINLAR”-

Kılıçdaroğlu, kendilerinin 13 yeni büyükşehir belediyesi kurulmasına karşı olmadıklarını belirterek, “Gönül ister ki Türkiye’nin her kenti büyükşehir belediyesi olsun. Çünkü büyükşehir belediyesi olmanın temel yolu o kentte toplanan vergilerden bir kısmının o belediyeye aktarılmasıdır. İşin özünde kaynak vardır” diye konuştu. Ancak o kaynağında akılcı kullanılması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Çözümümüz şu; her ilin coğrafi konumuna bakacağız. Her ile uygun davranacağız. Gerekirse 20 km, 30 km, 50 km’lik yarıçap içinde büyükşehir belediyesi olabilir. Bizim buna itirazımız yok. Tam tersine öneriyoruz. Önce gelin bir bunu deneyelim o zaman daha sağlıklı bir yapı ortaya çıkmış olacaktır” dedi.
Tasarıda, ‘bizi nasıl belediyeleri alırız’ düşüncesiyle yola çıkıldığını savunan Kılıçdaroğlu, “Kent düşünülmemiştir. Kentte yaşayan insan düşünülmemiştir. Düşünülen sadece ‘AKP nasıl belediyeleri alır, hangi oyunları çevirirsek, hangi düzenlemeleri yaparsak biz belediyeleri alırız’ düşünce budur. O kadar ki, bir mahalleyi düşünün belediyeye 50 metre uzaklıkta, o mahalleyi alıyorlar belediyeye 20 km uzaklıktaki bir başka belediyeye bağlıyorlar. Böyle bir şey olur mu? Akıl var, mantık var. Ve buradan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı uyarıyorum; akılcı olamaya davet ediyorum, ülkesini sevmeye davet ediyorum. İnsanlar arasında ayrım yapmamaya davet ediyorum Hatay’a iyi baksın. Bölücülük yapmasınlar. Siz nasıl bir yasa tasarıyla bölücülük yapmaya cesaret edebiliyorsunuz? Bu ülke bütün baskılara rağmen bölünmedi. Senin iktidarında sen yasa tasarısıyla bu ülkenin insanlarını bölüyorsun. Çok ağır bir sorumluluktur bu. Böyle bir şey olamaz” dedi.

-“BAKANLARI ARADIK, ‘HAKLISIN’ DEDİLER”-

Başbakan Erdoğan’ın bundan haberi olup olmadığını bilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ama bizim sorumluluk hisseden arkadaşlarımız, ülkesini, insanını seven arkadaşlarımız ilgili Bakanlara telefon ettiler, ‘yapılan yanlıştır’ dediler, ‘bölücülüktür’ dediler. Hiç Bakan itiraz etmiyor, sadece ‘haklısın’ diyorlar. Çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Bu konuda onların dikkatini çekmeyi ana muhalefet partisi lideri olarak, sorumluluğumun gereği olarak uyarıyorum” dedi.
Seçimle gelen her siyasal partiye saygı duyduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, demokrasinin kişinin hırsıyla, ‘sürekli iktidar nasıl olabilirim’ arayışı içinde yasa yapmak demek olmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, “Demokrasiyi kaybetmek kolay, kazanmak zordur. Çünkü demokrasiyi kazanmak için toplumun, başta da aydınların ağır bedeller ödemesi lazım. Biz CHP’liler olarak demokrasinin çıtasının yükselmesi için eğer bir bedel ödenecekse o bedeli ödemeye hepimiz hazırız” diye konuştu. (ANKA)