Astroia'nın da sahibi olan Vedat Aşçı'dan 'rezidans' almak isteyen Meriç'e, kanalın Hukuk Danışmanı, Yalova eski Milletvekili Yüksel Yalova aracı oldu. Aşçı'nın 1.5 milyon dolarlık rezidansı, Yalova'nın ricası üzerine 1.250 bin dolara indirdiği öğrenildi.
Yeni rezadınsına geçtiğimiz günlerde taşınan Meriç, STV'nin Ankara Bürosu'nun canlı yayın aracında 'teknik görevli' olarak işe başlamıştı. Bir süre sonra kanalın haber merkezine geçen Meriç, ardından da Habertürk'e transfer olmuştu.
Habertürk'te uzun bir süre görev yapan Meriç, geride bıraktığımız aylarda, eski cemaati Fethullah Gülen'in gazetesi Zaman tarafından ağır bir şekilde itham edildi.
Zaman Gazetesi, Habertürk'ün şehitler için başlattığı kampanyada toplanan paraların, sahiplerine gününde teslim edilmediğini yazdı. Meriç bunun üzerine, apar topar bir toplantı yaptı ve toplanan çeki Genelkurmay'a teslim etti.
Habertürk'ün yeni sahibi Turgay Ciner ise bu duruma çok öfkelendi. Ciner, kanalın yöneticisi Kenan Tekdağ'a, "Yeni binaya geçen kadar kanalda tutun. Yeni binaya geçince elindeki tüm yayın şifrelerini ve domainleri alın. Ardından da ilişiğini kesin" dedi. Ciner'i sinirlendiren ikinci gelişme ise, Melih Meriç'in, Fatih Altaylı'ya tavır koymaya çalışmasıydı. Meriç, Habertürk'te program yapacak olan Altaylı'nın tanıtım bantlarını kanalda çevirmek istemedi. Bu ise Ciner'i daha da öfkelendirdi. Böylece Meriç'in Habertürk macerası da sona erdi.
Lüks arabalara tutkusuyla bilinen Meriç, kanaldan ayrıldığı için, Audi Q 7 serisinin tanıtım için yolladığı ve bir süre kullandığı arabayı da iade etmek zorunda kaldı. gerçekgündem
MELİH MERİÇ'TEN KAMUOYUNA AÇIKLAMA:
Öte yandan, Melih Meriç, hakkında yapılan iddialardan sonra bir açıklama yaptı. İşte Meriç'in açıklaması...
"Bugün beni, ev sahibim aradı. "Hayırlı olsun Melih Bey, Astoria'ya taşınıyormuşsunuz." dedi.
Açıkçası şaşırdım. Taşınan benim ama benim bundan haberim yok.
Nereden çıkardığını sorunca öğrendim ki; kifayetsiz bazı meslek mensuplarımız, bazı
internet sitelerinde benim yeni ev aldığımı, bindiğim otomobili ücretini ödemeden tanıtım
amacıyla aldığımı ileri sürerek, hakkımda bazı mesnetsiz imalarda bulunmuşlar.
Gerçek şu ki; son 10 yıl içinde hiç gayrimenkul almadım. İyi bir kiracısını kaybedeceğini düşünen ev sahibimi gereksiz yere kaygılandırmışlar.
Ve yine gerçek şu ki; meslek hayatımda "tanıtım, promosyon" vs. her ne ad altında olursa olsun, bedelini ödemeden hiç bir varlığa sahip olmadım.
Tanıtım amacıyla verilen otomobillere binmedim. Tanıtım amaçlı ürünler kullanmadım. Gittiğim her restoranda hesabı ödedim. Bunu bir övünç olarak söylemiyorum, gerçek böyle. Beni tanıyan tanır. Hayatımda hiç bir kişi veya kuruma borçlu kalmadım.
Hayatımda her şeyi, belgeye, bilgiye, kanıta dayanan biçimde yaptım.
Peki; nereden çıkıyor bu haksız ve mesnetsiz haberler?
Sanılıyor ki, Melih Meriç'in artık medyası yok ya, istediğimizi yazarız, istediğimizi söyleriz.
BUnlar kimdir, neden yaparlar, arkalarında kim vardır. Bunların hepsini biliyoruz.
Bu ülkede başarı cezasız değildir. Hayatları boyunca hayal edemeyecekleri başarılara imza attığımız için, rahatsız ettiğimiz, üzdüğümüz, morallerini bozduğumuz çok kişi oldu.
Evet, medyamız yok. Bizi müdafaa edecek bir medyaya sahip değiliz.
Ama hakimlerimiz var. Sanılmasın ki, her söylenene yanıt vermiyoruz diye susuyoruz.
Her mesnetsiz iddia, her asılsız suçlama, her yalan haber mutlaka hakim önüne gidecek.
Bugüne kadar en çok dava açan gazetecilerden biriyim.
Bu kifayetsiz meslek mensuplarını hakim önüne çıkarmaya devam edeceğim.
Ben o hukuk eğitimini, duvara asılacak bir diplomam olsun diye almadım.
Yaşasın hukuk...
Yaşasın bu ülkenin bağımsız yargıçları...
Saygılarımla
Melih Meriç