Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, kanserin tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olduğunu ve kanserden korunma, tanı ve tedaviye ilişkin sürekli çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.
Gültekin, Kanser Daire Başkanlığı olarak kadın sağlığına ilişkin yürütülen en önemli programlardan birinin kanser taramaları olduğunu vurgulayarak, 2000'li yılların başında pek çok ilde mamografi dahi yokken, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile ücretsiz toplum tabanlı taramalar yapıldığını ve her ilde en az bir tane olmak üzere toplam 134 adet KETEM kurulduğunu anlattı.
Ayrıca bu yıl her kadının hizmete ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla, onların yaşadığı yerlere kadar gidecek "130 mobil KETEM ihalesini"nin başlatıldığını dile getiren Gültekin, "Hiç şüphesiz ki amacımız önlenebilir, erken teşhis edilebilir ve hatta günümüz şartlarında tedavi edilebilir kanserlerden kadınlarımızı kurtarmaktır. 2020'li yıllara girerken artık kadınlarımızın meme kanseri ve rahim ağzı kanserinden hayatlarını kaybetmemelerini ve yaşam kalitelerini hep yüksekte tutmayı hedefledik" diye konuştu.
"ERKEN TEŞHİS ORANLARI YÜKSELDİ"
Gültekin, tüm bu yatırımlar ile aile hekimlerinin ve Toplum Sağlığı Merkezlerinin (TSM) destekleri ile özellikle son yıllarda kanser tarama hızlarında çok ciddi oranlara ulaşıldığı bilgisini verdi.
"2013 yılı değerlendirildiğinde KETEM'de yapılan kanser taramaları tarihi bir rekor ile 500 bini aşmıştır" diyen Gültekin, şunları kaydetti:
"Meme kanseri taramaları yurt genelinde 1 milyon 700 bine, rahim ağzı kanser taramaları da yaklaşık iki buçuk milyona ulaşmıştır. Tüm bu tarama oranları ile erken teşhis oranlarımız da hızla yükselmeye başlamıştır. En son yayımlanan istatistiklerimize göre, uzak organlara sıçrama oranları, meme ve rahim ağzı kanserlerinde yüzde 10'lara kadar düştü. Erken evrelerde bu kanserlerin ortalama yaşam süreleri de 50 ayın üzerine yükseldi. Ancak halen her 4 kadın kanserinden biri meme kanseridir ve tarama programlarını yaygınlaştırarak, erken evrede bu kanserin yakalanmasını daha da arttırmamız gerekmektedir.
Tüm bu tarama programları ile her yıl yaklaşık 7 bin kadınımızı meme kanserinden, 5 bin kadınımızı da rahim ağzı kanserinden ölümlerinin önüne geçtik. Kanser taramaları ile yaşam sürelerinin ötesinde, binlerce kadınımızı da radikal cerrahilerden ve gereksiz kemoterapi ve radyoterapilerden de kurtarmaktayız. Rahim, meme, bağırsak gibi organları koruyarak yaşam kalitelerine de katkılarımız olmakta hiç şüphesiz."
BAĞIRSAK KANSERİ TARAMALARI BAŞLADI
Gültekin, 2014 yılında kadınlarda bağırsak kanserleri taramalarının da başladığını dile getirerek, "Bu taramalar ile de her yıl yaklaşık 5 bin kadınımızı da bağırsak kanserine bağlı ölümden kurtaracağız" dedi. Benzer şekilde Türkiye'nin, dünyada rahim ağzı kanserleri taramalarında pap-smear ile birlikte HPV DNA testleri ve genotiplendirmesini de programına alan sınırlı sayıdaki ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Gültekin, bu çalışmalar ile önlenebilir, erken teşhis edilebilir ve tedavi edilebilir kanserlerden kadınların kurtarılmasının amaçlandığını bildirdi