En yoksul ile en zengin arasındaki gelir farkı, bir önceki yılda olduğu gibi 8.1 katta kaldı. Yoksulluk riski altında olanların sayısı 11 milyon 580 bin kişiye çıktı. Yoksulluk sınırı da yıllık 3 bin 164 liraya yükseldi.
TÜRKİYE İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2008 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, en zengin ile en yoksul arasındaki gelir farkının kapanmadığını ortaya koyarken, yoksul kişi sayısındaki artışı da gösterdi. Yoksul sayısı 11 milyon 580 bin kişiye çıkarken, yoksulluk sınırı ise 3 bin 164 liraya yükseldi. En yüksek gelire sahip bölge İstanbul olurken, Güneydoğu Anadolu son sırada yer aldı. Hanehalkının konut sahipliği olma oranı yükselirken, halkın yüzde 88’inin bir haftalık tatil bütçesini karşılayamadığı da belirlendi.
8.1 KAT AYNI KALDI
TÜİK’in 2008 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Araştırmanın gerçekleştirildiği 2008 yılı itibariyle Türkiye’de 69 milyon 231 bin kurumsal olmayan nüfus (hanelerde ikamet eden) bulunuyor. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20’lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46.7, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5.8 oldu. Buna göre, son yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20’lik gruba göre bir önceki yıl olduğu gibi 8.1 kat olarak hesaplandı. Kentsel yerler için göstergesi 7.5, kırsal yerler için ise 6.8 kat olarak belirlendi.
KATSAYI BOZULMAYA YAKIN
Gelir dağılımı eşitsizliği ölçmeye yarayan gini katsayısı da 2008 yılı için 0.41 olarak hesaplandı. Söz konusu oran da 2007 yılına göre farklılık göstermedi. Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0.40, kırsal yerleşim yerleri için ise 0.38 olarak tespit edildi. Gini katsayısı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımnda bozulmayı ifade ediyor. Gelirin nüfusa dağılımındaki eşitsizliğin grafik gösterimi olan Lorenz eğrisi de 2007 ve 2008 araştırma sonuçlarına göre gelir dağılımında değişim olmadığını eğrilerdeki çakışma ile gösterdi.
YOKSULLUK SINIRI YÜZDE 16.7
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirleri kullanılarak çeşitli göreli yoksulluk sınırları da yüzde 40 ile 70 arasındaki risklere göre hesaplandı. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 16.7’si, yoksulluk riski altında. Kentsel ve kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 15.2, kırsal yerlerde yüzde 14.2 oldu. Yoksulluk sınırı yıllık 3 bin 164 lira olurken bu sınırda bulunan kişi sayısı da 11 milyon 163 binden 11 milyon 580 bine çıktı. 2007 yılında yoksulluk sınırı ise 3 bin 41 liraydı.
YILLIK HANE HALKI GELİRİ 19 BİN 328 TL'YE YÜKSELDİ
TÜRKİYE’de 2007 yılında 18 bin 827 lira olan ortalama yıllık hanehalkı kullanılabilir geliri, 2008’de 19 bin 328 liraya yükseldi. Ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri ise 8 bin 50 liradan 8 bin 372 liraya çıktı. İstanbul Bölgesi, 2008 yılında ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek bölge oldu. İstanbul bölgesinin geliri 11 bin 454 liradan 11 bin 881 liraya yükseldi. İstanbul’u, 9 bin 852 liralık ortalama gelir ile Doğu Marmara Bölgesi izledi. Ancak Doğu Marmara’nın geliri 2007 yılında 10 bin 151 liraydı. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 4 bin 193 lira ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu. Güneydoğu Anadolu’nun gelirinde yükseliş de görüldü. Yıllık gelir 3 bin 951 liradan 4 bin 193 liraya yükseldi.
GELİRLERDE EN BÜYÜK PAYI MAAŞLAR ALIYOR
HALKIN en fazla gelir getiren kaynağı ise maaşları oldu. Maaş-ücret gelirleri, yüzde 41.9 ile toplam gelir içinde en fazla paya sahip gelir türü olarak belirlendi. Bunu, yüzde 22,4’lük oranla müteşebbislik gelirleri takip etti. Bunun yüzde 72.1’i tarım-dışı müteşebbislik gelirlerinden oluştu. 2007 yılı sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, bir önceki yıla göre maaş-ücret gelirlerinin payında 2.1 puanlık bir artış, müteşebbislik gelirlerinin payında ise 0.9 puanlık bir azalış oldu. Sosyal transferler ise yüzde 19.1 ile onları izledi. Sosyal transferler içinde de emekli ve dul-yetim aylıkları öne çıktı. Emekli ve dul-yetim aylıkları, sosyal transferlerin yüzde 94.5’ini oluşturdu.
KONUT SAHİPLİĞİ ORANINDA ARTIŞ VAR
TUİK’in değerlendirmeye aldığı 69 bin 213 kişilik kurumsal olmayan hane halkının konut sahipliği oranı 0.2 puan arttı. Buna göre, nüfusun yüzde 61’i kendisine ait konutta oturuyor.
Bunların yüzde 39’unun konutunda sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi gibi sorunlar var.
Konut masrafları nüfusun yüzde 86’sına yük getiriyor.
Nüfusun yüzde 57.7’sinin konut masrafları dışında taksit ödemeleri ve borçları bulunuyor. Bu borç ödemeleri, yüzde 25’inin hanesine çok yük getiriyor.
NÜFUSUN YÜZDE 88.8'İ EVDEN UZAK TATİL YAPAMIYOR
Nüfusun yüzde 88.8’i evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilecek durumda değil.
Yüzde 58.7’si iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek yiyemiyor.
Halkın yüzde 71.1’i ise beklenmedik harcamalarını karşılayamıyor.
Yüzde 82.6’sı eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını karşılayamıyor.
Yeni giysiler alamayanların oranı ise yüzde 45.5 olarak belirlendi.
(HABERTÜRK)