Son yllarda düştüğü mali sıkıntından çıkamayarak kapısına kilit vuran Denizli Basma’yi kuran ve sektörün en önemli firmalarından biri haline getiren sanayici Esat Sivri, kendisini ziyarete gelen CHP heyeti ile görüşürken gözyaşlarını tutamadı. Sivri, “Ben namusumdan battım. Alnım açık, utanmıyorum. Çünkü, çalmadım, çırpmadım. Her şeyime haciz geldi. Bana değil, memlekete yazık” dedi.
CHP’li 11 milletvekilinden oluşan heyet kapısına kilit vurulan Denizli Basma ve Boya Fabrikası’nı ziyaret ederek şirketin kurucusu Esat Sivri ile görüştü. Heyetin, “Nasıl battınız?” sorusu üzerine gözyaşlarını tutamayan Sivri, “Ben namusumdan battım. Alnım açık, utanmıyorum. Çünkü, çalmadım, çırpmadım. Her şeyime haciz geldi. Bana değil, memlekete yazık oluyor” dedi.
‘Çok yazık oldu’
2007 yılında 56 milyon dolar ihracat yapan, iyi dönemlerinde çalışan sayısı 1700’e kadar yükselen şirketin merkezinde muhasebe kayıtları ve fabrikanın korunması için 20 çalışan kaldığını söyleyen Sivri, krizi aşmak için yaptığı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, üretimi durdurmak zorunda kaldıklarını belirtti.
İflas etmeden önce 22 ülkeye ihracat yaptıklarını hatırlatan Sivri, şöyle konuştu:
“Bu fabrikadan emekli olan yüzlerce işçi dua ediyor, alacaklılar küfrediyor. Devletin tembelleri de bana küfrediyor. Çünkü, işsizlik maaşlarını ödeyebilmek için iyice üstüme geliyorlar. Ben kazandığım her kuruşla yatırım yaptım. 2000 model Mercedes otomobilim vardı o da haciz yoluyla gitti. Anamdan arabayla doğmadım. Olsun, gitsin araba. Önemli değil. Ancak, memlekete yazık oluyor.
Bu ülke, bu değerler bizim. Falan yere teşvik vermek için beni bitirmeye hakları yok. Sizlerin evinde siyaset konuşulur, benim evimde çaput ve bez konuşulur. Sonuçta emek veriyoruz, yüzlerce çalışanım bu fabrikaya emek verdi. 37 yıl çalıştık, ürettik. Artık kavgalar bitsin, gerçek sorunlar konuşulsun.”
Konu Meclis’e gidiyor
CHP heyeti adına açıklama yapan Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemur da “Denizli’de neler oluyor sorusunun yanıtı için buradayız. İşadamı Osman Nuri Sözkesen’in intiharı bardağı taşıran damla oldu. Denizli’ye yıllarca Anadolu kaplanı dendi. Kriz Türkiye’de var ama Denizli’de daha yoğun görülüyor. Tekstil ve sanayi kaderine terk edildi” diye konuştu.
Heyete başkanlık yapan Tekirdağ Milletvekili ve İnceleme Komisyonu Başkanı Faik Öztrak, Denizli’deki incelemelerinin olumlu geçtiğini, her kesimin görüşlerini dinlediklerini belirterek, hazırlayacakları raporun TBMM gündemine taşınacağını açıkladı.
37 yıl önce esnafla birlikte kurulmuştu
DEBA, 1972’de yüzde 70’i Sivri ailesine, yüzde 30’u Denizli esnafına ait şekilde kuruldu. Tekstil devlerinden biri olmayı başardı. Son yıllarda finansal sıkıntıya düştü. Esat Sivri, “Anadolu’daki sanayi devleri tek tek kapanmaya gidiyor, biz sadece işaret fişeğiyiz” diyerek değerlendirmişti.
37 yıllık Denizli Basma (DEBA) son 10 yılda ekonomik çalkantılarla boğuştu. Battıktan sonra da Esat Sivri kayıplara karışmadı ve her alacaklısının karşısına çıktı. Tüm yönetim kurulu üyeleriyle birlikte emekli maaşına bile haciz gelen Sivri, şirketi krize sürükleyen şartları şöyle anlatmştı:
“1997’den itibaren gelen devalüasyonlar o dönemde çok firmayı içten içe zayıflattı. 2000 krizinde bir gecede faizler 2000’leri gördü. Biz o günleri atlattık sandık ama borç sarmalı da o günlerde başladı. Ardından 2001 krizi geldi. Dayanamadık, 2002’de borçlarımızda yeniden yapılandırmaya gittik. Daha sonra kur tahminlerini tutturamadık. Kimse tutturamadı ki... Merkez Bankası sürekli revize etti ama biz bedelini ağır ödedik. Pazar çarpışması herkesi zarara uğrattı. Çin tehlikesini gördük ama bizim değil yetkililerin alması gereken önlemler vardı. Bu üretim yükleriyle Hindistan, Pakistan gibi çok nüfuslu ülkelerdeki işçi ücretlerine karşı ben ne yapabilirim?
DEBA’nın sıkıntısı işletme sermaye yetersizliğiydi. Bu sermaye bulunsaydı ayakta kalırdı. Uzun süre ortak araştırdık. DEBA’nın satış sıkıntısı, pazar sıkıntısı yoktu. Özsermayeyi yitirdiği için çalışmadı. 35 yıl yurtdışına çalışmış bir firma. Talepteki daralmaya rağmen işimiz vardı.. Avrupa kalitesinde üretim yapan bir tesisti burası. Makineler tertemiz duruyor.
Elimden geleni yaptım. Suçluysam suçlu patron olarak benim ama sonuçta kimseyi aldatmadım. Ayrıca batmanın da bir şerefi var. İnsan çalmadıysa çırpmadıysa, yata kata, başka şeylere harcamamışsa, batmanın bile bir şeref olduğunu herkes öğrenmeli. Borç ne kadar ben de bilmiyorum artık. SSK var, piyasaya borç var, işçi borçları var. Ama sanıyorlar ki ailece cebimizde milyonlar var. İnanın sağlığa verecek paramız yok.”