AKP hakkında açılan kapatma davasını bir yıl önceden haber veren ABD’li Rubin, bir yıl sonra yine Genelkurmay’ın konuğu oldu. Türkiye karşıtı diyerek AKP karşıtlığını kamufle edenler Rubin'i, darbe planları yapan ‘ulusalcılar’a destek vermekle suçladılar.
Beslemeler işlerine gelmeyince olayları nasıl tamamen çarpıtarak yazdılar.
TÜRKİYE karşıtı söylemleriyle ve AKP’ye açılan kapatma davasında Türkiye’deki ‘ulusalcılar’ın akıl hocası olarak bilinen ABD’nin en sert Neoconlar’ından Michael Rubin, Harp Akademileri’nde düzenlenen ‘Ortadoğu; Belirsizlikler İçindeki Geleceği ve Güvenlik Sorunları’ konulu sempozyumun özel konuğu oldu.
Genelkurmay’a bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi tarafından düzenlenen sempozyumun ikinci gününde bir konuşma yapan Rubin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, ‘Türkiye’ye kimse sıfat takmasın. ABD’ye Hıristiyan ABD diyorlar mı?’ cümlelerine atıfta bulundu. Rubin, Türkiye’nin bir demokrasi olduğunu belirterek, ‘Türkiye İslami demokrasi derseniz, bu demokrasiye zarar verir. Kimse böyle bir hata yapmamalı’ diye konuştu.
AKP'nin hatalarını görüp uyarmıştı ama bunlarda o kafa olmayın ca olayı bu türlü algılayıp yine saptırma yaptılar
DAVAYI BİR YIL ÖNCE HABER VERDİ
Türkiye düşmanlığı bilinen Rubin, AKP hakkında açılan kapatma davasını da bir yıl önce haber vermişti. 2 Şubat 2007’de American Enterprise Enstitue’de yayımlanan bir makalesinde, davaya giden süreci yazan Rubin, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Cumhuriyet mitinglerini yazmıştı. Rubin, ‘Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı olmaması için uyarıldı. Eğer uyarılara kulak asmazlarsa bu kez tanklar sokaklara çıkmayacak ancak siyasi ve yargı süreci başlayacak’ demişti.
Rubin'in ön görülerini bakın nasıl çarpıtarak verdiler
GÜÇ ODAKLARINA ŞİDDET ÖNERİSİ
‘İSLAMCI bir Cumhurbaşkanı mı olacak’ başlıklı yazısında Rubin, Cumhuriyet mitingleri ve Ergenekon bağlantılı şiddet eylemleri çıkmadan önce hükümeti erken seçime zorlamak için yapılması gerekenleri sıralamış, güç odaklarına sokak gösterileri ve şiddet olaylarının tırmandırılmasını önermişti. AKP’li birinin Cumhurbaşkanı olmasının mutlaka engellenmesi gerektiğini ileri süren Rubin, ‘Erdoğan’ın inadı krizi daha ciddi boyutlara getirirse AKP, Refah ve Fazilet Partisi gibi yasal bir sürecin içine sürüklenebilir’ diye yazmıştı.
Pes artık ABD'li yazar bile bunlar için Ergenekoncu olduğu ve böylece Ergenekon'unda suyunu çıkartmış oldular.Bırtırdılar tiksindirdiler. Onlardan değilsen melek bile olsan Ergenekoncusun sadece onlar iyi karşı olanlar, ya darbeci, ya ulusalcı, ya ergenekoncu onlara karşıt olmak suç. Çünkü yaptıklarını ancak böyle saklayabileceklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar.
Ergenekon’un sadık muhafızı
Rubin, Türkiye’de darbe ortamı oluşturarak, AKP iktidarından askeri darbe ile kurtulmayı planlarken deşifre olan ‘ulusalcılar’ın muhafızlığına da soyunmuştu. Rubin, 30 Nisan’da Middle East Forum’da yayınlanan bir makalesinde de Ulusalcılar’a arka çıkmıştı. ‘İsamofaşist’ kavramının mucidi de olan Rubin, AKP’ye yapılan saldırıların ‘Daha fazla demokrasinin kanıtı’ olduğunu savunmuştu. Tuncay Özkan, Can Ataklı, Nihat Genç, Reha Muhtar, Serdar Akinan gibi önde gelen Ulusalcılar’a övgüler dizen Rubin, bu isimlerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdikleri için tehdit altında olduklarını öne sürmüştü. 27 Nisan’daki ‘geceyarısı bildirisi’ni de destekleyen Rubin, bunun bir darbe olmadığını iddia ederek, Başbakan Erdoğan ile Avusturyalı faşist lider Jörg Haider’i karşılaştırmıştı.
Bu yaz için kehanet
ABD’de Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü kararıyla ilgili ciddi yorumlar yapılmamışken ilk tepki yine Rubin’den geldi. Rubin önceki gün ‘Türkiye’nin Putin’i gitmeyi hakediyor’ başlıklı Wall Street Journal’da yayınlanan yazısında, bu yaz AKP’nin kapatılacağını öne sürdü. Bu gelişmenin de ABD’de iyi karşılanması gerektiğini savunan Rubin, Başbakan Erdoğan ile Rusya Başbakanı Vladimir Putin’i bir tuttu.
bu ergenekoncu ilan edilen şahıs ortadoğu uzmanı olup öteden beri yazdıklarıyla doğruları gösterdiği bilinmektedir. Ancak, gözleri olup görmeyenler, okuduklarını anlamayanlar, kendi yaptıkları yanlışları söyleyenlere, aldırmayanlar aynı kafada devam ediyorlar. Yüksek Yargıya bile küfretmekten çekinmiyorlar. Adaletin kalmadığı yerde kaosun başlayacağını bilmiyorlar. Herkesi ve kesimi kendilerine uşak sanıyorlar. Olmadığını da mahkeme verdiği kararla açıkladı.