Acet'in "Erdoğan’ın adaylık açıklamalarının şifreleri" başlığıyla (7 Kasım 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

Ak Parti 31 Mart yerel seçimlerine daha önce örneğini görmediğimiz yepyeni usullerle hazırlanıyor.

Bunu teknolojinin sunduğu imkanları azami ölçüde kullanma şeklinde de düşünebiliriz.

Birkaç örnek vereyim.

Bir GSM operatörüyle yapılan anlaşma çerçevesinde 2 milyon teşkilat üyesiyle 24 saat anlık iletişim imkanı sağlayan bir panel oluşturuldu.

Kampanya süresince teşkilat üyeleriyle ‘anlık’ iletişim halinde olunacak.

Mesela aday belirleme süreçlerinin vazgeçilmezi olan ‘Teamül yoklamaları’ artık bu sistem üzerinden yapılacak.

Türkiye’nin herhangi bir yerinde görevi bulunan bir teşkilat üyesi bilgisayar ya da cep telefonu üzerinden bir tıkla desteklediği adayı Genel Merkeze ulaştırabilecek.

2 milyon teşkilat üyesi ile kampanya döneminde anlık iletişim halinde olunarak özellikle sosyal medya mecralarını aktif bir şekilde değerlendirmek gibi bir hedef de belirlenmiş durumda.

SMS ile halkın nabzını tutma yöntemi
Bir de hem aday belirleme hem de kampanya döneminin halka dokunan kısmı var.

Burada da yeni yöntemler işletiliyor.

Mesela büyükşehirlerin nabzını ölçmek için, halka toplu SMS’ler gönderiliyor.

Geçenlerde bir büyükşehir için 250 bin kişiye “Kentinizi yöneten Belediye Başkanı’ndan memnun musunuz” sorusu mesaj olarak gönderiliyor.

Sorunun cevaplandırılması için 3 saat süre veriliyor ve bu süre içerisinde 110 bin kişi geri dönüş yaparak fikrini Genel Merkez’e iletiyor.

Geri dönüşlerdeki yüksek oran, seçmenin adaylar konusundaki duyarlılığını ortaya koyuyor.

Ayrıca bu tür yöntemler, özellikle büyükşehirler için doğrudan halkın taleplerini dikkate alarak adayını belirlemek isteyen bir parti için büyük bir nimet.

Aynı yöntemle toplu SMS mesajının gönderildiği büyükşehirdeki seçmene ikinci bir soru daha soruluyor.

“Kentinizde kimi belediye başkanı görmek istersiniz?”

Bu açık uçlu soruya gelen yanıtlar, ortaya atılan isimler, Genel Merkez’in sağlıklı adayla seçimlere gitme çabalarını kolaylaştıran bir nitelik taşıyor.

Önce büyükşehir adayları açıklanacak
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen hafta Ak Parti MYK ve MKYK toplantısında parti yöneticilerinden İstanbul, Ankara ve İzmir için kimi aday görmek istediklerini kapalı zarf usulüyle yazıp kendisine ulaştırmalarını istemişti.

Dün yaptığı Meclis grup konuşmasından bu uygulamanın takvime dönük bir ‘işaret fişeği’ olduğu sonucunu çıkartıyoruz.

Erdoğan, konuşmasının yerel seçimlerle ilgili kısmında “Önceliğimiz Büyükşehirler” deyip şunları söyledi:

“İlk önceliğimiz Büyükşehir Belediyelerimiz olacak. Yeniden aday gösterilecek isimleri tespit edip ilan etmek önceliğimiz olacak. Büyükşehir Belediyesi adaylarımızın hemen ardından ise peyderpey diğer ilçe belediye başkan adaylarımızı açıklayarak çalışmalarımıza başlayacağız.”

Adaylar üzerinde MYK üyelerinin bir kısmından oluşan komisyon çalışacak
Cumhurbaşkanı bu sözleri dile getirdikten sonra bir Genel Başkan Yardımcısı ile konuşup daha detaylı bilgiler aldım.

Erdoğan seçim takvimi, aday belirleme çalışmaları gibi konularda partisinin en tepe yönetim birimi olan MYK’yı işletiyor.

Daha geniş üyesi bulunan MKYK, son toplantısında MYK’ya bu konularda yetki verdi.

Bunun dışında MYK üyelerinden oluşan ama herkesin katılmayacağı daha dar bir kadro oluşturuldu.

Yerel Yönetimler, Seçim İşleri, Teşkilat, Medya ile ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcıları ve Parti Sözcüsü gibi isimlerin dahil olduğu bu yeni kadroyu aday belirleme süreçlerinde başat rol oynayacak yeni bir komisyon olarak düşünebiliriz.

Bu grup dün öğleden sonra 30 Büyükşehir Belediyesinin adaylarını çalışmak üzere Erdoğan’ın başkanlığında toplanacaktı.

Ancak, işadamı Abdullah Tivnikli’nin vefatı üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan cenaze törenine katılmak için İstanbul’a geçti.

Bu nedenle toplantı tehir edildi.

Öncelik yol devam edilecek başkanlarda
Konuştuğum parti yetkilisi, “Bütün odaklanmamız hangi şehri hangi adayla alabiliriz sorusu üzerine olacak” dedi.

Yani aslında partililerin, ya da komisyon üyelerinin kişisel tercihlerinden çok daha önce halktan gelen nabza, tercihlere göre adaylar belirlenecek.

Özellikle, İstanbul, Ankara ve İzmir için temel kriter bu.

Bu da şu anlama geliyor:

Görüşlerden ziyade, sahadan gelen veriler kıymet arz edecek.

Bu veriler ise, şu an için ‘Devlet sırrı’ gibi saklanıyor.