Marriott Otel Asia'da düzenlenen basın toplantısı öncesinde çevik kuvvet tedbir amaçlı güvenlik önlemleri aldı. Bu arada az sayıada Fenerbahçe taraftarı otel önünde toplandı. Türkiye'de son kez basının karşısına çıkan Alex de Souza, Cuma günü Brezilya'ya dönecek.
Her şeyden önce geldiğiniz için teşekkürler. Sizlerle geçirdiğim süre için teşekkürler. Bana olan davranışları nedeniyle taraftara da teşekkürler. Pazartesi günü sözleşmemi feshedince taraftarın gösterdiği tepkiden dolayı çok mutlu oldum. 35 yaşına bastım. Çocukken bile bu hafta ağladığım kadar ağlamamışımdır. Bana destek olan Samet Güzel'e çok teşekkür ediyorum. Geçen hafta havaalanından bugünki istifasına kadar çok zor bir süreç geçirdiğini biliyorum. Ben onu imza almak isteyen bir çocuk olarak tanıdım. O da kolay günler geçirmedi.
Toplantı öncesinde de yapıp yapmamak konusunda çok düşündüm ama bugünü seçtim. Önemli olan takımdır. Takımın 2 önemli maçı atlatmasını bekledim. Kulübün ne söyleyecekleri de beni ilgilendirmiyor.
GÖNDERİLME SÜRECİNE AÇIKLIK GETİRDİ
Fenerbahçe'ye katkılı olduğumu düşünüyorum. Şimdi buraya nasıl geldik onu anlatacağım. Bu olanların 5 ayağı var: Kendim, Aykut Kocaman, Ali Yıldırım, Başkan ve basın. Başınıza bir şeyler geliyorsa bunun içinde sizin de sorunlarınız vardır. Ben kendi hatalarımında olduğunu biliyorum. En büyük hatam kulübü bazı anlarda yaralamış olmam. Twitter'ı yanlış bir şekilde kullandım. Bazı insanlara mesaj ve SMS'ler gönderdim. Atmasam daha iyiydi. Mesjın içinde bir hata yoktu ama keşke göndermeseydim daha iyi olurdu.
MAYIS AYINA KADAR PARAMI ALMASINI BİLİRDİM
Para için oynuyor gibi sözlere mağruz kaldım. Ben primlerin eşit dağıtılmasını istiyordum. Eğer para düşkünü biri olsaydım, bana yapılan ayrı çalış önerisini değerlendirir ve Mayıs'a kadar maaşımı tıkır tıkır alırdım. Ben insanlar haketikleri parayı almalı. Bunlar benim hatalarım.
AYKUT KOCAMAN'LA PROBLEMİMİZ O ZAMANLARDA BAŞLADI
Aykut Kocaman konusunu sportik direktör ve teknik direktör olarak ikiye bölmek istiyorum. Sizler Fenerbahçe'yi çok iyi takip ediyorsunuz. Aragones zamanında Trabzonspor'u yenseydik 7 Temmuz'da geri gelecektik. Öyle de oldu. Ben yokken Aragones gtti, yerine de Aykut Kocaman geldi. 20-22 Haziran'da Samet beni arayıp geri dönüşün 1 hafta erkene çekildiğini söyledi ama ben de tüm planlarımı 7'sine göre yaptığımı ve geri gelemeyeceğimi söyledim. 7 Temmuz'da geldiğimde Daum'un odasına gittim. Kendisinden özür diledim. Kendisi de bana bunun sorun olmadığını söyledi. Sonra da beni tanışmam için Aykut Kocaman'ın yanına gönderdi. Kendisi ile tanıştım. Bana ilk söylediği "Sen kaptansın, senin erken gelmen gerekirdi" oldu.
Ben de kendisinin haklı olduğunu söyledim. Kendisine şunu söyledim: 12 ayın 11 ayını burada geçiriyorum. 7 Temmuz'da dönmek için gittim. İlk tanışmamız bu şekilde oldu. Yönetici olarak o 1 sene içinde çok az kontağımız oldu. Sonra zaten takımın başına geçti.
KOCAMAN'LA FİKİRLERİMİZ HEP AYRIYDI
Teknik direktör olduğunda da problemlerimiz başladı. Kendisi ile çok kez görüşmemiz oldu. Kararlarının hepsini kabul ettim ama hiçbirine katılmadım. Futbol görüşlerimiz çok farklıydı. Benim görüşüme göre bir takım her zaman değişmelidir. 3 sene boyunca bir oyuncu geriye gidiyorsa ya da aynı şekilde devam ediyorsa bu yanlıştır. Bunları Aykut Kocaman'a söylediğimde bana "Antrenmanlar gelişmek için değildir" diye cevap verdi. Özellikle takımın gol attığı sıralarda hocanın sevince katılmaması benim kafamda soru işaretleri uyandırmıştı. Bir çok insan bana bunun Aykut hocanın tarzı olduğunu söyledi ama bu benim kafama yatmadı. Dün gördüğüm şey de çok mutlu oldum. Gökhan'ın golünden sonra sevince ortak olması bana bir şeylerin değişebileceğini gösterdi. Sonra hocanın sözleşmesi 3 sene uzatıldı. Yani hocanın yaptığı işe güveniyorlar. Sözleşmesi uzatılınca kulübün futbola bakış açısında değişiklikler yapacağını söyledi ama bana göre hiçbir değişiklik olmadı.
GALATASARAY MAÇI ÖNCESİ AYKUT KOCAMAN'A....
Türkiye'deyken en çok üzüldüğüm maç geçen seneki Galatasaray maçı oldu. Kazanmak kaybetmek bu oyunun parçası. Oynamak ya da yedek kalmak hocanın tercihleridir. Bu maçtan önce ayağımdaki problem yüzünden Trabzon maçında oynayamadım. Takım çok iyi oynadı. İlk antrenmanda hocanın odasına gidip "Tebrikler takım çok iyi oynadı" dedim ve ona ayağımdam bahsettim. Galatasaray maçında çok oynamak istediğime rağmen büyük ihtimalle oynayamayacağımı söyledim. O da bana "Sana güveniyorum seni bekleyeceğim" dedi. Sonra bir program yaptık ve 7/24 programa devam ettim. Perşembe günü doktor anestezi uygulamak istedi ama ben izin vermedim. Antrenmandan sonra hocanın odasına gittim ve iyi olduğumu söyledim.
O da bana teşekkür etti. Maç günü öğle yemeğinde benle konuştu. Beni yedek soyunduracağını ve onun görüşübne göre maçı kazanacağımızı söyledi. Ben de ona "Umarım bu planlarında yanılırsın inşallah bana gerek kalmadan kazanırız" dedim. Zaten gerisini de biliyorsunuz. Sonra Bursa maçına gittik. Zor bir dönemdeydik. Başkan içerdeydi, rakbimize bir final kaydetmiştik. Sonra amaçı herkes hatırlıyordur. 30 yıllık bir tabuyu yıktık. En mutlu olduğum maçlardan biriydi.
AYKUT KOCAMAN BİR ANDA BANA TAVIR ALMAYA BAŞLADI
Maçtan sonra hocamız bizi tebrik etmedi. Takımla beraber İstanbul'a gelmedi. Bu da ilk günkü bana olan tepkisini hatırlattı. 30 yıl sonra bir kupa alıyoruz ama hoca takımla beraber dönmüyor bile. Bu davranışları bana garip geldi. Sonra tatildeydim. Aykut Kocaman'ın basınla yaptığı görüşmenin detayları bana geldi. Tatilden sonra benimle konuşacağını, fizik olarak belirli noktalara geldiğimi söylemiş. Tatilden geldim ama bu konuşma gerçekleştirmedi.
Sağlık kontrollerinden sonra Bolu'ya gittik, orada benimle konuşmadı. Sonra 2 hafta geçirdik, yine benimle konuşmadı. 2 hafta Avusturya'da kaldık. Son gününde bir basın toplantısı yapacaktım. Biraz da geciktim hatta toplantıya. Gecikmemin nedeni odamdan çıkınca Aykut hoca beni çağırdı. Benimle konuşmaya fırsat bulamadığını ama İstanbul'da konuşacağını söyledi. MTK maçında frikikten gol attım. Arkadaşlarım bana "Hocanın haline bakarsak sanırım golü kendi kalene attın" diyorlar. Sonrasında moralim bozulmaya başlamıştı. benimle hala konuşmamıştı. Vaslui maçında çok kötüydük. Sonra Romanya'ya gittik. Vaslui'den 1 gün önce beni çağırdı. Bana çözülmesi gereken bir sorun var mı diye sordu. Ben de orada patlama yaşadım.
Kendisi ile tanıştığımız ilk günden bu yana kendisi hakkında ne düşünüyorsam söyledim. O da benim hakkımda ne düşündüğünü söyledi. İşi sonlandıran konuşma da bu oldu. "Şimdi ne olacak" dedik. Ben "Şu ana kadar ne olduysa öyle olacak" dedim. Erzurum'dan önce takımı ikiye ayırdı. 11-11 olarak. Ben ilk 11'de değildim. Erzurum'da maç toplantısında konuşmalar yapıldı. Toplantı sonunda kendisiyle konuşmak istediğimi söyledim. O da benim bu duruşumu övdü ve olumlu bulduğunu söyledi. Ben de kendisine benim bu duruşumun başından beri böyle olduğunu söyledim.
BENLE KONUŞMADAN 'KAFASI KARIŞIK' LAFINI NASIL KULLANIR?
Galatasaray maçının da Spartak Moskova maçı öncesinde prova olacağını söyledi. Odaya giderken oynayıp oynamayacağımı bilmiyordum. Samet bana oynamayacağımı söyledi ben de çok şaşırdım. Süper Kupa'yı Galatasaray'a kaybettik ve Elazığ maçı ile lige başladık. Cuma günü İzmir'e gittik maç oynadık sonra da Moskova'ya gittik. Salı günü öylen saatlerinde toplantı yaptık. Görüntü izliyorduk, durdurdu ve "Bugün Alex oynamayacak" dedi. Burada problem benim oynamamam değil. Ben bunu iletişim eksikliği olarak görüyorum. Bunu bana maç öncesi özel olarak söyleyebilirdi. Bundan sonra benim en büyük hatam geldi. Antep maçından önce duran top çalışırken hocanın Cristianı çağırdığını ve benim de 18'de olmayacağımı öğrendim. Hocanın "Alex'in kafası karışık" sözü benim canımı sıktı. Benimle konuşmadan bunu nereden bilebilirdi ki... Bundan sonra son görüşmem kadro dışı kaldığım gün old
BAŞKAN YILDIRIM'A ÇOK BÜYÜK SAGI DUYUYORUM AMA
Başkan'a Ali Yıldırım'ın aksine çok büyük saygı duyuyorum. Her zaman birbirimizin gözünün içine bakarak konuştuk. Her zaman açık olduk. Kimse kimsenin arkasından mesaj göndermedi. ben protesto edildiğimde başkan beni alkışladı bu da beni çok mutlu etti. 2011'de sözleşmemi uzatırken Murat Özaydınlı ile uzattık. Birçok detay ile konuşuyorduk ama bir türlü anlaşmaya varamıyorduk. Başkan odaya girdi ve bu işin artık çok uzadığını söyledi ve yarım saatte sözleşme işini halletti. Aykut hoca geldiğinde Young Boys maçı ile başlayan sıkıntılı bir döneme girdik. O maçtan sonra başkan beni çağırdı ve "Yarından itibaren ilişkini kes" dedi. Ben de eve gidip eşimle konuştum. Kaybetmek için benim takımda olmama gerek olmadığını söyledi. Transfer sezonunun bitmesine çok az kalmıştı, başımızın çaresine bakmalıydık. Samandıra'ya gidip eşyalarımı toplarken Aykut Kocaman beni çağırdı. bugün bu kulüpte kalmamı sağlayan kişi Kocaman'dır. Ona teşkkür ediyorum. Bana sabırlı olmam gerektiğini söyledi. Başkan antrenmanı bırakıp stada gitmemi istedi. Sabah kendisinin bana söylediklerini unutmamı söyledi. Bu da ilişkimizin kötü yanlarından biriydi. Her zaman kendini işine veren bir insan olmuştum ama o sezon her şey maksimim seviyede yaptım. Ailemden bile fedakarlık yaptım. Aileme ayırmayacağım zamanı kulübe ayırdım, sonunda da krallık ve şampiyonluk geldi. Ama bu aynı gün içinde kovulmak benim için çok zor bir dönemdi. Başkan için geçen sene çok zordu.
ALİ YILDIRIM "SENİN HAKKINDA KARAR ALMAK İÇİN EN KÜÇÜK BİR HATANI BEKELEYECEĞİM" DEDİ
"Ali Yıldırım ile olan ilişkim başkan hapise girmeden önce çok sınırlıydı. Merhaba - merhaba düzeyindeydi. Başkan'dan sonra Ali Koç ve Ali Yıldırım'ı gördük. Bu sebeple kendisi ile olan ilişkimiz gelişti. Tüm bu olaylar esnasında Ali Yıldırım hepimizi toplayarak bir toplantı yaptı. Bu toplantıda kulübün çok zor bir süreçten geçeceğini, takımdan ayrılmak isteyen varsa kendilerine söylemesi gerektiğini söyledi. Bazı oyuncular gitti. Toplantıdan sonra Ali Yıldırım ile birlikte Samet'in odasına gittik. Fenerbahçe ikinci ligede de oynasa takımda kalacağımı söyledim. Takımın maddi sorunlar yaşayacağını bildiğimi söyledim ama bunlara rağmen kalacağımı söyledim. Kendisine sadece söyledğim ödemelerle ilgili bir plan istedim. Benim elime, maaşıma bakan birçok insan olmasından dolayı böyle bir şey istedim. Türkiye Kupası finalinden önce kaptanlar biraraya geldik. Ben - Aykut hoca - Ertuğrul hoca ve Ömer buluştuk. Orada Ömer bana "Oynayabilecek misin" dedi. Ben de her zaman iyiydim, oynamam hocanın kararı dedi. Bursa maçında da Galatasaray maçında da hazırdım. Ali Yıldırım, Samet'e Aykut Kocaman'ı basının önüne attığımı söylemiş. Hiçbir şekilde öyle bir şey yapmadım. Ali Yıldırım'ın bana özellikle çok kızgın olduğunu söyledi Samet. Ve bana şunu iletti: "Taraftar ve halkla çok iyi ilişkisi vari taraftar onu çok seviyor ama onun hakkında karar almak için en ufak bir hatasını bekliyor olacağım" oldu. Bunu yüzüme karşı söylememesi çok üzdü.
BENİM EN KIRILDIĞIM AN BU OLDU
Gaziantep maçından sonra başkanı benim hakkımda söylediği bazı şeyleri katıldım, bazılarına katılmadım. Twitter konusunda haklıydı. Bir dergiye verdiğim röportajda söylediğim 'Kulüp Avrupa hedeflerini küçülttü' sözü sordu. Ben de Zico'dan sonra bu hedefin küçüldüğünü söyledim. Bana futbolla ilgili konuşmalarını Kocaman ile yapmamı söyledi. Ben de 'Onunla hiçbir şey konuşamıyoruz' yanıtını verdim. Gaziantep maçında kadro dışıydım ama maça gitmeye karar verdim. Kızlarım gelmek istemeyince Felipe'yi aldım gittim. Başkan sahaya çocuğumla indiğim için beni ilgi odağı olmakla suçladı.
Bu hayatım boyunca bir yöneticiden duyduğum en kırıcı şeydi. Çünkü Tanrı'ya şükür, bu kadar çok gol attıktan sonra ilgi çekmek için 2 yaşında bir çocuğu kullanmam. Ben de ona 'Siz geçen sene yoktunuz ama oğlum yine maça geliyordu. O zaman iyi diyordunuz da şimdi ne değişti?' diye sordum. Odadan çıktı. Ali Yıldırım ile görüşmemi söyledi. 7 Eylül'de bir toplantıyla bu konuya bir açıklık getirileceği söylendi. Fenerbahçe'nin önünde engel olduğumu düşündüm ve sözleşmemin feshini istedim. Ama Fenerbahçe'den bu şekilde ayrılmamın doğru olmadığı söylendi. Başkan ailelerimizle bir yemeğe çıkmamızı söylemişti. O toplantı hala gerçekleşmiş değil. Her gün Samet'e bu toplantıyı hatırlattım. Sonra Kasımpaşa maçına geldik."
AYKUT KOCAMAN'LA İLGİLİ PROBLEMİM OLDUĞUNU HERKESE SÖYLEDİM
"Maçı kaybettik. Devre arasında Stoch ile birlikte oyundan alındık. Volkan'ın koruduğu kalenin arkasında izledik ikinci yarıyı. Birçok insanın şaşırtıcı şekilde buna tepki gösterdiğini gördüm. Ama kulüptekilerle birlikte orada izlemek istedim. Maçtan sonra Aykut Kocaman soyunma odasına geldi. Herkese tek tek teşekkür etti. Sırtını döndü ve çıktı. Ali Yıldırım da bir şeyler söyleyip çıktı. Başkan geldi ve oyuncular arasında sorun olup olmadığını sordu. Volkan Demirel 'Kimsenin kimseyle problemi var mı' diye sordu. Ben de '8 senedir buradayım. Kimsenin kimseyle sorunu yok. Ama benim hocayla büyük bir problemim var' dedim. Başkan'a kendisiyle görüşüp ayrılmak istediğimi söyledim. Odadaki herkes de bunu duydu."
"Pazar sabahı normal idman yaptık. Pazartesi Aykut Kocaman benimle görüşmek istedi. Bana zor bir karar aldığını ve bunu uygulaması gerektiğini söyledi. Kadro dışı kaldığımı belirtti. Ben de bunun nedenini sordum. Disiplin suçu işlemediyseniz kadro dışı kalmazsınız. Fenerbahçe kariyerimi övdü. Ama soyunma odasında iki liderin olmayacağını söyledi. 'Soyunma odasında o kadar büyük bir yer tutuyorsun ki yollarımızı ayırmalıyız' dedi. Takımla hiçbir surette birlikte çalışamayacağımı söyledi. Takım çift idman yapıyorsa başka bir yere gitmem gerektiğini söyledi. Ben de 'Bu karar senin mi kulübün kararı mı' diye sordum. 'Benim' cevabını verdi. Sadece Yunanistan'daki PAOK maçında bana kendisini hocam gibi hissettiğini söyledi. Ben de sorunun bu olduğunu, hep bir hocaya ihtiyaç duyduğumu ama onun başaramadığını belirttim."
EŞİME SADECE 'BAŞKAN'LA TOPLANTIYA GİRİYORUZ MESAJI ATTIM
"Başkan görüşmeye geç kaldığımızı söyledi. Doğru ama bu trafikte normal. Söylediği gibi tweet atmadım. Eşimle konuşuyordum. Kızlarım okuldaydı ve kadro dışı kaldığımı benden önce başkalarından duyacaklardı. Eşime 'Toplantıya giriyoruz' diye mesaj attım. Başkan bana 'konuşabilirsin' dedi. Ben de 'Durumum ne olacak' dedim. 'Kararı sen vereceksin' dedi. 'Gitmek istiyorum' dedim. El sıkıştık.
Görüşme böyle bitince avukatın odasına girip sözleşme detaylarını konuştuk. Avukat bana kulüpten birisiyle bir basın toplantısı düzenleyip düzenlemeyeceğimi sordu. Ben de bunun için erken olduğunu söyledim ve 'Sabah evden kaptan olarak çıktım ama işsiz olarak dönüyorum' dedim."
SİZE BİR HİKAYE ANLATACAĞIM
Basınla ilgili bir hikaye anlatacağım. 2003'te Cruzeiro'daydım. İdman sahasına İspanyolca konuşan bir Türk geldi. O dönemlerde Valencia benimle ilgileniyordu. Brezilya ve İspanya futbolu hakkında konuştuk. Bir süre sonra beni Fabio Luciano aradı. Türk basınında Türk futbolu hakkında sözlerimin çıktığını söyledi. Böylece Türk basınıyla tanışmış oldum. Genellemek istemiyorum ama Türkiye'de haberlerin altına imza atılmıyor. Çocuklarımın bakıcısı Brezilyalı ve bir Türk ile evlendi. Ve maalesef düğün görüntüleri, takımın kötü durumunu kutluyorum olarak lanse edildi.
ÇOCUKLARIMIN OKUL DURUMUNA GELİNCE
Çocuklarımın okul parasının yarısını ödediğim yazıldı. Bu da büyük bir yalandı. Geçen hafta sözleşmem feshedilince, ödediğim paranın bir kısmını geri aldım. Okul yönetimi de beni anlayışla karşıladı. Kulüp içi siyasi dengelerde dahlim varmış gibi yansıtıldı. Bazı gazeteler Hakan Bilal Kutlualp ile ortaklık içinde olduğum yazıldı. Onunla olan tek ilişkim, Fenerbahçe'ye gelmem konusunda beni ikna ettiği için şükrandı. Ferit Şahenk ile de sadece takımın Avrupa maçlarında karşılaştık. Bir kere de Ferit Şahenk, Aykut Kocaman, Rıdvan Dilmen ve Samet Güzel ile buluştuk. Sadece alacağım otomobil konusunda indirim istedim! Bu kulüp içi siyaset mi bilmiyorum!
Volkan Ballı ile Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra 2-3 kez konuştum. Basının da tüm bu olanlarda payı var."
HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM
Temmuz 2004'ten bugüne büyük bir adanmışlıkla elimden geleni yaptım. İşbirliğini sadece saha içinde yaptım. İşbirliği yaptığım insanlar sahadaki futbolcu arkadaşlarımdır. Siyasete çok çekildiğim için gitmek istedim. Mükemmel 8 senem geçti. Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama artık tutkulu bir taraftarım. Galatasaray, Beşiktaş, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, Sivas, Kasımpaşa, Elazığ taraftarları da bana destek oldu. Bana ve aileme gösterdikleri ilgi için teşekkür ederim."
"2004'te geldiğimde herkes bana 'Türkçe konuşma sana faydası olmaz' dediler. İlk 3 sene içinde neredeyse Türkçe duymadım. Sonra takımın başına Zico geçti. Neredeyse 40 Brezilyalı vardı çevrede. Mesela Can Arat bile Portekizce öğrendi. Sonra Aragones geldi. İspanyolca ile Portekizce yakındır. Aragones'ten sonra takım içinde Türkçe konuşulmaya başlandı. Saha dışında çok yakın arkadaşım yoktu. Sonra Türkçe ders almaya başladım. Ama artık Türkçe konuşarak işlerimi halledebiliyorum. Yüzde yüz konuştuğumu söyleyemem. Yazarak belki kendimi daha iyi ifade edebilirim. Twitter'da yazdıklarım Aykut Kocaman'a mesaj değildi. Zaten düşündüklerimi yüzüne söylemiştim."
SAMET BASKI ALTINDAYDI
"Başkan Samet'e ne sordu? Geç kalıp kalmadığımız sordu. Geç kalmıştık. Ben her zaman bacak bacak üstüne atarım. Telefonla oynadığım da doğruydu. Mesaj atıyordum. Samet orada baskı altındaydı ama söyledikleri doğruydu."
Saha içindeki Alex ile saha dışındaki Alex arasındaki fark şu: Sahada lens takıyorum, dışarıda ise gözlük. Son derece lüks bir hayat yaşıyorum. Benim için mevki önemli değildir. Saha içi ile saha dışı arasındaki en büyük fark, sahada daha ciddiyimdir. Başkan'a büyük saygı duyuyorum çünkü sorunlarımızı yüz yüze konuşarak çözebildik."
"Fenerbahçe'den ayrılmadım. Coritiba'dan da, Palmeris'tan da... Parçanızı bıraktığınız yerden ayrılamazsınız. 2 sene daha futbol oynayıp bırakacağım"
"Başbakan Erdoğan, Samet Güzel vasıtasıyla beni aradı. 8 senelik Fenerbahçe maceramdan dolayı beni tebrik etti. 'Gidiş tarihini ve saatini bildirir misin?' dedi.
NEDEN TÜRKÇE KONUŞMUYOR?
2004'te Türkiye'ye geldiğimde bana "Türkçe konuşma" dediler. İngilizce dersi al dediler. İlk 3 senede neredeyse Türkçe duymuyordum takımda. Zico geldiğinde 40 tane Brezilyalı vardı takımın içinde. Sonra Aragones geldi. Saha dışında arkadaşım, çok yakınım yoktu. Sonra Türkçe dersi almaya başladım. Eğer ben şu an "Türkçe konuşuyorum" dersem yalan olur. Bazılarınızla konuşmuşumdur. Artık gittiğim yerlerde tercüman ihtiyacı duymuyorum ama yüzde 100 konuşmuyorum. Aykut hocadan sonra Türkçe duymaya başladım. Belki yazarak kendimi çok daha iyi ifade edebilirim. Twitter konusunda yazdıklarım Aykut hocaya bir mesaj değildi. Bir cümledeki bir kelime Türkçeye çevrildi sonra da bunlar oldu. Mesajlaştığım kişi de Brezilya'da çok meşhur bir şarkıcı. Kendisine bu düşüncelerimi defalarca kez söyledim ama hiç haber olmadı. Ben kimsenin arkasından mesaj göndermedim. Her zaman her şeyi herkesin yüzüne söyledim. Sistem ve taktik hakkınd her zaman konuşuyorduk.
"İKİ ALEX ARASINDAKİ FARK..."
Aziz Yıldırım'ın söylediği "Sahadaki Alex'e kefilim ama dışarıdakine değil" sözlerine Alex şu cevabı verdi. Sahada lens takıyorum, dışarıda gözlük. Sahada krampon giyiyorum dışarıda normal ayakkabı.
FENERBAHÇE'YE BAŞARILAR DİLİYORUM"
Kendilerine başarılar diliyorum. Şahsi olarak kimseyle bir sorunum yok. Başkan'a dava süreci hakkında başarılar diliyorum. Kendisine saygı duyuyorum. Fenerbahçe başarılı olacaktır. Avrupa'da grubundan çıkacaktır çünkü takımda çok iyi oyuncular var. Ben ne olduysa onu anlattım. Benden sonra o bunu söylemiş başkası şunu söylemiş konularına girmiyorum. Ben olanları söyledim.
"BEN ANTRENÖR OLURSAM BAŞKANI SOYUNMA ODASINA ALMAM"
Ben hiçbir zaman saygısızlık yaptığımı düşünmüyorum. Zaten benim görüşüme göre saygı bitince ilişki de bitmeli. Biz de saygı bitmemişti ama bitmeye yakın dönemde ben gitmek istediğimi söyledim. Ben her zaman herkesle aynı saygı çerçevesinde çalıştım. Başkanla 1-1.5 saat görüştük Metris'te. İçerdeki günleri hakkında konuştuk. Bana takım hakkında sorular sordu. Yanına ikinci kez de gitmek istedim ama kısmet olmadı. Zico'nun sözleşmesi bitince Başkana bunu söyledim. Zico hayatımda gördüğüm en iyi insanlardan bir tanesi. Ama Zico çalıştığım en iyi hocalardan biri mi derseniz hayır değil.
Bence soyunma odası futbolla ilgili olanların yeridir. Başkan da futbolla ilgili değildir. Bazı hocalar benim gibi düşünür. Ben hoca olursam soyunma odamı bu tip konulardan koruyacağım. Başkanın hesap sorma yetkisi vardır ama soyunma odası futbol ekibinin yeridir. Soyunma odalarında problemler olur ama bu sorular orada kalmalı.
"JÜBİLEMİ KADIKÖY'DE YAPMAK İSTERİM"
Başkanın yaptığını benim yerime Aykut Kocaman'ı desteklemek olarak düşünmüyorum. O Fenerbahçe için çalışıyor. Başkan Fenerbahçe'yi çok seven bir insan. İlk günden beri bana desterk verdi. Ayrılana kadar elinden geleni yapacaktır. 1 Ekim itibariyle Fenerbahçe'deki futbolculuk kariyerim sona erdi. Tanrı bana her zaman çok fazla şey verdi. 1 tek hayalim var. Jübile maçımı Kadıköy'de yapmak isterim. Kimseyle transfer görüşmesi yapmıyorum. Şu anda sadece taşında işleri ile uğraşıyorum. Heykel taraftarın bir çılgınlığı. Heykeli dikilecek kadar bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Ama yapanlara tek yapmam gereken şey teşekkür etmek.
"2 SENE DAHA FUTBOL OYNAYACAĞIM"
Maç günü sabah 11'de Volkan'la konuştum. maçı evde izleyeceğimi söyledim. Bana maçtan sonra gelmek istediklerini söyledi. Ben de olur dedim. Maçtan çıktıkları için açlardır. Bir şeyler yedik. Benimle vedalaştılar. Sonra da ayrıldık. Benim oğlumun en sevdiği kişilerden biri Volkan'dır. Kimse ile aramda bir sorun olmadı. Şimdi bir veda yemeği olacağını düşünmüyorum. Çünkü herkes milli takımlara gitti. Zaten duygusallık açısından böyle bir veda yemeğini de kaldıramam. Ben artık bir Fenerbahçe taraftarıyım. Umarım Fenerbahçe şampiyon olur. Kulüp içindeki muhtemel başkan ya da yönetici kimdir onları tanımıyorum. Herkes bana futbolu bıraktırmaya çalıştı ama ben hala futbolcuyum 2 sene daha oynamak istiyorum.
FENERBAHÇE TARAFTARINA MESAJ
"Fenerbahçe taraftarına bir şeyi söylemek istiyorum, Temmuz 2004 ile 1 Ekim 2012 arasında büyük bir adanmışlıkla görevimi yapmaya çalıştım. Ve yaptığım tek işbirliği saha içinde olan işbirliğidir. İşbirliği içinde olduğum insanlar da Peirre , Nobre, Semih, Niang gibi insanlardı.. Gitmek isteme nedenlerimden biri de bu siyasetin içine çekilmem. Beni teknik direktör, yönetici olarak içeri çekmek istediler ama ben halen futbol oynamak istiyorum.. Bu sorunların dışında sonuç olarak size de teşekkür etmek istiyorum. Herkesle iyi ilişkilerim oldu, sizinle de iyi ilişkilerim oldu, bu nedenle teşekkür ediyorum."
DİĞER KULÜP TARAFTARINA TEŞEKKÜR
"Twitter'da bahsettiğim gibi Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama kesinlikle taraftarın duygularını tutkusunu paylaşan bir taraftar kazandı. Mükemmel 8 senem geçti. Sadece Fenerbahçe taraftarına değil teşekkürüm, bu hafta içinde gördüm bir daha da belki göremeyeceğim Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor, Gaziantepspor, Elazığspor, Sivasspor, Kasımpaşa taraftarları herkes bana son derece destek oldu ve ilgi gösterdi. Kalbimin en içten teşekkürlerini onlara da gönderiyorum. Bu süreç içinde bana ve aileme gösterdikleri ilgi için kalbimin en içten dilekleriyle herkese teşekkürler".
-SORU CEVAP KISMI-
Neden 8 sene içinde Türkçe konuşmadı?
Türkçe konusundan başlayalım. Neden olduğunu anlatayım size. 2004 yılında geldiğimde herkes bana Türkçe konuşma sana faydası olmaz dediler. İngilizce dersi al, Türkçe işine yaramaz dediler. 3 sene Türkçe bile duymuyordum. Sonra Zico takımın başına geçti. O süreçte 40 tane Brezilyalı vardı Fenerbahçe bünyesinde. Can Arat o dönemde görüştüğüm arkadaşım iyi Portekizce öğrendi. Sonra Aragones geldi, İspoanyolca ve Portekizce arasındaki yakınlığı da bilirsiniz. Aragones'ten sonra Türkçe konuşulmaya başlandı. Bu süreç öncesinde yoktu. Ve saha dışında çok arkadaşım yoktu. Sonra Türkçe dersi almaya başladım ama şuan Türkçe konuşuyorum dersem yalan söylemiş olurum. Bazılarınızla birebir konuştuğum olmuştur, Türkçe sohbet etmişliğimiz vardır. Ve artık gittiğim yerlerde tercümana ihtiyaç duymuyorum. Türkçe konuşarak işlerimi halledebiliyorum. Yüzde yüz konuşuyorum diyemem, 8 sene oynadım. Aykut hocanın başladığı son 3 senede Türkçe duymaya başladım takımda. Belki yazarak kendimi daha iyi ifade edebilirim. Çünkü yazıldığı gibi okunuyor Türkçe ama konuşurken sıkıntılarım var".
Twitter'da yazdıkları Aykut Kocaman'a mesaj mıydı?
"Twitter konusunda söylediklerim Aykut hocaya bir mesaj değildi. Çünkü ne söylediysem kendisine söylemiştim. Bir cümle içinde bir kelime çekildi ve Türkçeye çevrilince böyle oldu. O mesaj yazdığım kişi de Brezilya'da çok meşhur bir şarkıcı. Sambayı seven insanlar mutlaka adını duymuştur. Ve kendisine bu düşüncelerimi defalarca söyledim, hiçbir zaman haber olmadı. Kimsenin arkasından mesaj göndermedim ve söyleyeceğim her şeyi söylemiştim. Sistem ve taktik hakkında her zaman konuştuk bunu da ona söylemiştim zaten. Bana soruyorsanız mesaj mı gönderdim diye; hayır kendisine direkt söyledim".
Samet, Aziz Yıldırım'ın sözlerini korkuyla mı onayladı? Samet'le konuşman oldu mu?
"Samet'e geç kalıp kalmadığımı sordu, geç kalmıştık. Oturma şeklimi sordu, ben her zaman bacak bacak üzerine atarım. Bu benim otuma şeklim. Başkan geldiğinde telefonda oynadığımı söyledi, doğruydu mesaj atıyorudum. Samet baskı altında mıydı derseniz baskı altındaydı. Ama söylediği şeyler benim burada doğruladığım şeyler."
"MASKE ENGELLENİYORSA DEMOKRASİDE SIKINTI VARDIR"
Alex maskelerinin stada alınmaması hakkında ne düşünüyor?
"Demokratik bir ülkede insanlar şiddet unsuru içermediği sürece istedikleri gibi stada girebilirler. Bu engeleniyorsa demokraside bir sıkıntı vardır. Şiddet göstermediğiniz sürece her türlü tepki normal karşılanmalı. Benim lehime de olabilir, aleyhime de. Herkes istediğini söyleyebilmeli."
Aziz Yıldırım saha içindeki Alex'e kefilim ama saha dışındakine değilim dedi. Saha içindeki Alex ile saha dışındaki Alex hakkında hangi farkı kastetmiştir?
Sahada lens takıyorum, dışarıda gözlük. Sahada kramponlayım. Son derece düz ve basit şekilde yaşıyotumn hayatımı.
"BAŞKAN DA AŞÇI DA AYNI SAYGIYI HAK EDER"
Başkana saygısızlık yaptığını düşünüyor mu?
"Herkese eşit sayıgıyı gösteririm; pozisyonlar, mevki önemli değildir. Başkan da aşçı da insan olarak aynı saygıyı hak eder. Ama tek fark sahadaki Alex daha ciddir. Saha dışında biraz daha espiriliyimdir. Fikirleri olan biriyim. Biri sorduğunda açıkça söylerim. Ama bunu yapmamdaki amaç polemik yaratmak değil."
Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman'la bir araya gelmeyi düşünüyor mu?
Kendisine söylemek istediklerimi söyledim. Buradan bir kez daha başarılar diliyorum, şahsi sorunum yok. Futbol olarak anlaşmazlıklara düştük. Başkana da içine bulunduğu dava sürecinde bol şans diliyorum. Umarım istediği gibi sonuçlanır. Kendisine saygı duyuyorum, kişisel olarak kimseyle sorunum yok."
"2 YIL DAHA OYNAYACAĞIM"
Samet'in istifasıyla ilgili neler söyleyecek? Bir gün Fenerbahçe'ye geri dönecek mi?
"Fenerbahçe ile beraber iyi bir geçmişimiz oluştu. Samet'le henüz görüşmedik. Buraya girerken haberim oldu istifasından. Kendisiyle görüşmek istiyorum.
Fenerbahçe'den zaten ayrılmadım. Coritiba'da Palmerias'ta olduğu gibi Fenerbahçe'de bir parçamı bıraktım. Bir parçanızı bıraktığınız bir yerden ayrılmanız mümkün değildir. Gelecek için planım yok. Gideceğim bir takımla 2 yıllık sözleşme imzalayacağım, ardından futbolu bırakacağım."
Başakanla neler konuştu?
"Başbakan samet aracılığıyla beni aradı. 8 yıl Fenerbahçe formasını giydiğim süre için beni tebrik etti. Tek söylediği; 'gidiş tarih ve saatimin belli olduğunda bana bildirir misin?' oldu."
Fenerbahçe'yi Avrupa ve Türkiye olarak ayırırsak, neler söyleyecek?
"İnanıyorum ki Fenerbahçe şampiyonluğun en büyük adayı. İnanıyorum ki Avrupa'da gruptan başarıyla çıkacaktır ve başarılı olacaktır. Çünkü çok kaliteli oyuncularımız var. Takım bir birini daha iyi anlamaya başladığında daha iyiye gidecktir."
"BAŞKANI SOYUNMA ODASINA SOKMAZDIM"
Alex Fenerbahçe'nin basşında hoca olsaydı, başkan soyunma odasına gelip oyunculara bağırsaydı tutumu ne olurdu? Aykut Kocaman gibi takımda kalır mıydı, yoksa istifa mı ederdi?
"Bence soyunma odası futbolla ilgili olanlar için kutsal bir yerdir. Başkan futbolla ilgili değildir, idari bir yerdedir. Bazıları benim gibi düşünür, bazıları düşünmez. Henüz karar vermedim ama bir gün teknik direktör olursam soyunma odamı böyle durumlardan koruyacağım. Başkan kulübün en yüksek idari makamıdır. Her türlü yetkisi vardır ama soyunma odası futbolla ilgilenenlerin kutsal yeridir."
Aykut Kocaman, Emre'yle kavga ederken yumruk yemiş. Bu konuyla ilgii düşünceleri neler?
"Soyunma odalarında problemler olur. Ama orada olanların bilmesi yeterli bence konuyu."
"HOCAYA SAYGISIZLIK YAPMADIM"
Burada 70-80 tane basın mensubuyuz. Basın mensupları alt üst ilişkisinden memnun değildir ama kuralaları uygulamak zorundadırlar. Hocaya saygısızlık yaptığını düşünüğyor mu? Metris ziyatetini anlatır mı?
"Hiçbir zaman saygısızlık yaptığımı düşünmüyorum. Zaten benim görüşüme göre saygı bittiğinde ilişkiyi bitirmelisiniz. Bizim aramızda saygı bitmemişti ama bitmeye yakın gitmek istediğimi söyledim. Başkandan her çalışana kadar aynı saygıyla çalıştım. Benim tek yaptığım ne düşündüğümü açı şekilde söylemek oldu."
Rıdvan hoca aracılığıyla oldu başakanı ziyaretim. Bulunulması hoş bir ortam değil takdir edersiniz 1-1.5 sat görüştük. İçerideki günleri, kendisi hakkında konuştuk. O takım hakkında sorular sordu. Rıdvan beni aradıktan sonra gittik onu beklirtmek istiyorum. Sadece Rıdvan hoca şunları söyledi; 'izin almak zaman alabilğiyor, ben sana haber vereceğim' dedi. İkinci kez de gitmek istedim ama fırsat olmadı."
ZICO'YU ŞİKAYET ETTİ Mİ?
Zico'yu iyi insan ama iyi antenör değil diye şikayet etti mi?
Bu konuşma Zico'nun sözleşmesi bittiğinde, yeniden sözleşme imzalanması gündeme geldiğinde geçti başkanla aramızda. Evet söyledim. En iyi tanıdığım insanlardan biri Zico. Liderlik vasıfları en yukarda, karizması fantastik ama Zico çalıştığım en iyi teknik direktörlerden biri mi derseniz değil. Başkan sorduğunda bunu söyledim."
Aykut'la Emre arasında kavgayı konuşması tutarsızlık değil mi? Kasımpaşa maçı sonrasını anlatırken normal, Bursa'yı anlataması nasıl doğru değil?
"Kasımpaşa maçında ben olayların merkezindeydim, bir parçasıydım. Emre Aykut olayında parçası değildim. Onlara sorun. Bana; sorarsanız soyunma odasında kavga ettin mi anlatırım ama diğer olaylar hakıknda muhataplar konuşmalı. Hiçbir futbolcuyla problemim olmadı. Tartışma tabi oldu ama problemimiz olmadı."
Emre-Aykut kavgasında kenisine su şişesi geldi mi?
"Bir şişe geldi bana doğru ama dürüst olarak söylemek gerekirse kimin tarafından geldi görmedim. Ama acıdı."
Volkan'ın ziyaretinde neler yaşandı?
"Maç günü sabah 11'de telefonla Volklan'la konuştum. Maçtan sonra evde olup olmayacağımı sordu. Evde izleyeceğim maçı dedim. Takım arladaşlarıyla ziyarete gelmek istediklerini söyledi. Caner, Gökhan Gönül, Yobo, Kuyt, Hasan Ali, Mehmet Topal, Selçuk ve Mert geldiler. Maçtan çıktıkları için açtılar, bir şey yediler, çay-kahve içtiler. İyi dileklerini sundular ve ayrıldılar.
Oğlumun en sevdiği kişilerden biri Volkan'dır. Hiçbir futbolcuyla aramda sorun olamadı. Şahsi olarak başkanla hocayla da olmadı. Görüş farklılıklarımız fazlaydı, sonuçta buraya kadar geldik."
Veda yemeği yapılacak mı?
"Yemnek olacağını sanmıyorum. Çünkü; herkes milli takıma gitti. Pazartesi gününden beri duygusal anlar yaşadık. Böyle bir yemeği kaldırabilecek durumda değilim zaten. Ayrıca kesin dönüş yapıyorum, toplamam gereken bir çok eşyam, yapmam gereken birçok iş var."
Bundan sonra Fenerbahçe'de neler olur?
"8 sene elimden gelenin en iyisini yaptığımı söyleyebilirim. Benden sonrasında ne olacağına karar verecek ben değilim. Kalbimin en yeri Fenerbahçe'yle. Bir Fenerbahçe taraftarıyım. Kızgınlığım, hiçbir şeyim yok. İnşallah ligde ve Avrupa'da şampiyon olur. Fenerbahçe her şeye layık."
Muhtemel bir başkan adayının antrenörümüz olursun dediği doğru mu? "Muhtemel başkan ve yönetici kimdir, onları bile tanımıyorum. Aday olan da varmı bilmiyorum ama tek bildiğim başkan Aziz Yıldırım. Kulüpteki hayatıma bakacak oluranız evden antrenmana, antrenmandan eve. Kulüp siyasetiyle ilgili kimseyi tanımıyorum. Dengelerin adamı gibi bir imaj yaratıldı ama ne kimseyi tanırım, ne de böyle şeylerle ilgilenirim. Sorduğunuz teknik direkör olmayı düşünüyor musunuz olsaydı ben hala futbolcuyum. 2 sene daha futbol oynamak istiyorum. 2 sene sonuda kararımı veririm. Kulüp içi siyaset, politik oyunları da bana komik geliyor. Kimseyi tanımıyorum. Yönetimden isimlerle karşı karşıya gelsek ismini söyleyebileceğim 3-4 insan var."
Bu süreç öncesi basına kapalıydı kulüp. Bu ön yargı olmasaydı, olay bu duruma gelir miydi? Neden Fenerbahçe'ye gelenler kötü ayrılıyor?
"İlk sorunuz hakkında düşünmek ve zaman harcamak istemiyorum. Benim biliğim bir şey var, siz hiçbir şey söylemezseniz; yalan söylemeye, olmamış şeyleri olmuş gibi göstermeye başlarlar. O nedenle doğruları söylemek lazım."
"KULÜBE ZARAR VERİR HALE GELMİŞTİM"
Başkan, kötü döneminde efsane olmuş Alex' destek vermedi, Aykut Kocaman'a oldu. Fenerbahçe diktatörlükle mi yönetiliyor? "Başkanın yaptığını hocama arka çıkmak olarak görmüyorum. Kulübe zarar verir hale gelmiştim. Konuyu bu şekilde halletti. Başkan Fenerbahçe'yi çok seven bir insan. Bana anlatılanlar ve gördüğüm Fenerbahçe büyük gelişim gösterdi. Bir gün görevinden ayrılacaktır. Ayrılana kadar en iyisini yapmaya devam edecektir."
Taraftar için ne söyleyecek?
"Aşk, taraftar, özveri."
2 yıllık imza Fenerbahçe'ye olabilir mi? Jubileyi Fenerbahçe'de yapmayı düşünür mü? "1 Ekim itibari ilşe Fenerbahçe kariyerim sona erdi. Bana her zaman için çok şey verdi, nankör olmak istemiyorum ama jubilemi Kadıköy'de yapmak isterim."
Anlaştığı takım var mı?
"Kimseyle görüşme yapmıyorum, taşınma işleriyle ilgileniyorum. Oraya vardığımda görüşeceğiz."
Heykel için neler söyleyecek? "Heykel taraftarın çılgınlığı. Heykeli dikilecek kadar bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Yapanların hissiyatını tartışmaya açacak değilim, teşekkür ediyorum."
Kaynak : http://www.gazeteport.com.tr/haber/113517/ve-alex-de-souza-basinin-karsisinda#ixzz28j084keO