Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,2034
EURO
38,0498
IMKB
9.602,000
ALTIN
2.907,900
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
AMERİKA BİZİ KORE'DE DE SATMIŞ
AMERİKA BİZİ KORE DE DE SATMIŞ
 
Bursalı Kore Gazisi Ramazan Kemerdere, "Birlikte savaştığımız ABD birliği, Çin çemberini görünce aniden geri çekildi, çok sayıda arkadaşımız şehit oldu" dedi.
 
7.4.2008 - 00:10

Yenişehİr İlçesi'ne bağlı Karaköy'de yaşayan ve yörede ‘'Koreli' olarak bilinen 78 yaşındaki Kore Gazisi Ramazan Kemerdere, cephedeki günlerine gözyaşı dökerek geri döndü. "Kunuri" diye bilinen cephede göğüs göğüse savaştığını belirten Kemerdere, terörle mücadelede Türkiye'ye beklenen desteği vermeyen Amerika'nın Kore Savaşı'nda aynı tutumu sergilediğini söyledi.

ABD yüzünden 400 şehit verdik

İşte, Kore Gazisi'nin anlattığı cephe arkadaşımız Amerika:

Çanakkale'de 25 gün eğitim gördükten sonra Kore'ye ayak bastık. Kunuri kasabasında Çin askerleriyle çarpıştık. 10 bin kişilik Çin ordusu, 4 bin 500 kişilik Türk birliğini çembere aldı. Çemberi gören ABD birliği, yardım etmek yerine, geri çekildi. Direndik...

‘Allah Allah' diyerek çemberi yarıp, kurtulduk. Ancak, 400 şehit ve 180 esir verdik."

Yardımlarla geçiniyor

Kore, 2005 yılında Kemerdere'nin yıpranan madalyasını yenileyerek ‘'Barış Elçisi' beratı gönderdi. Karaköy Muhtarı İsmail Yiğit, Ramazan Kemerdere'nin 200 YTL'lik "Gazilik Maaşı"ndan başka geliri olmadığını belirtti. Yiğit, ‘'Eşi ve oğluyla birlikte yaşayan Gazi, komşuların verdiği yardımlarla geçiniyor. Evinde düzgün eşyası bile yok. Çok zor durumda' dedi.

ABD istedi Türkiye tugayla katıldı

Kuzey Kore ile Güney Kore arasında 1950 ile 1953 arasında yaşanan savaş Amerika ve müttefiklerinin, daha sonra da Çin Halk Cumhuriyeti'nin müdahelesiyle uluslararası bir boyut kazandı.

Kore Savaşı sonunda Kore'nin bölünmüş hali devam ederken, geriye halen süren sorunlar kaldı. Türkiye, savaşa Amerika'nın isteği üzerine bir tugayla katıldı.

Kore’de Türk Kahramanları
Sanayi devrimiyle birlikte Batılı ülkeler Asya�da pazarlar elde etmek için Doğu Asya�nın bir iskelesi olan ve o günkü nüfusu 30 milyonu bulan Kore�yi ticari pazar olarak görmeye başlamışlardı. Bunun sonucunda büyük mücadeleler yaşanmış, sonrasında da Kore birçok ülkeyle anlaşmalar imzalamak zorunda kalmıştır.

Japonlar ve Ruslar 38. paraleli daha 1896’da kullanmak ve bu hat boyunca tarafsız bir bölge kurmak istemişlerdi.İşte bu suretle Kore, birdenbire iki Kore olmuştu. 1945’de Kore’nin, Japonlar�dan kurtarılırken ikiye bölünmesi bu ülkeyi komünist ve anti komünist dünya arasında en çetin bir çatışma alanı haline sokmuştu.Güneyde bir Demokratik Kore (15 Ağustos 1948) , kuzeyde de Komünist Kore Halk Cumhuriyeti (12 Eylül 1948 )’in kurulmasından sonra, 25 Haziran 1950’de kuzeyin taarruzu ile iç harp başlamış oldu.Bu hâl, bir taraftan B.M.�in diğer taraftan Çin ordularının savaş alanına girmesine yol açmıştı. Güney ve Kuzey Kore’yi birleştirmeye çalışan B.M komisyonu bunu başaramamıştır. Kore anlaşmazlığının sürüp gitmesinde Batılı devletlerle ve özellikle Amerika ile Sovyetler Birliği arasında, dünya sorunları hakkında bir anlaşmaya varılamamasının büyük payı vardır.

B.M Genel Sekreteri 28 Haziran 1950’de bütün üye devletlere Konseyin 27 Haziran 1950 tarihli kararını bildirdi ve üye devletleri Kore�ye yardıma çağırdı. Bu çağrıya 22 ülke olumlu cevap vermiştir. Bu ülkelerden bazıları askeri yardımda bulunurken bazıları da askeri teçhizat yardımında bulunmuştur. Askeri yardımda bulunan ülkelerden birisi de Türkiye�dir. Türk Tugayı 25 Eylül 1950�de ilk kafilesini İskenderun�dan yola çıkarmış ve 16 Ekim�de Kore topraklarına ayak basmıştır. Tugay Teagu şehrine yerleşmiş 20 Kasım�dan itibaren de ilk muharebelerinin olacağı Kunuri bölgesine geçmiştir. Kunuri�de o kadar çok şiddetli bir soğuk vardır ki donmamak için askerler bulundukları yerlerde tepinmekte ileri geri koşmaktadırlar.

28 Kasım sabaha karşı başlayan Kunuri muharebesi üç gün üç gece aralıksız sürecekti.Türk Tugayı Kunuri�de altı Çin tümeni tarafından çevrilmiştir.Dört tarafı çevrilen bir birliğin kurtulduğunu tarih yazmıyor.Tugay Komutanı General Tahsin Yazıcı�nın: "Çemberi yardık, cepheye ekmek gönderin, görev verin." Telsiz bildirisi, dünya basınında ve radyolarında büyük yankı yapmıştı.Ayrıca Türk ordusu Sunchon Boğazı�nı koruyarak B.M Ordusu�nu imha olmaktan kurtarmıştır. Her tarafı sarılmış olan bir birlik düşmanın içinden büyük bir soğukkanlılık ve sükunetle hareket etmiş , ses çıkarmamak için erler ayakkabılarını çıkarıp ellerine almış ve süngülerinin parlamaması için de eldivenlerini süngülerine geçirmişlerdir. Çetin muharebeler esnasında General Yazıcı "Son Er, Son Kurşun" emrini verir ve Türk askeri bütün varlığını ortaya koyar. B.M ve Türk ordusu derin bir boğaza girdiğinde, düşmanın havan ve bazuka ateşleriyle durmak mecburiyetinde kalır. Askerler vasıtalardan atlayarak sarp yamaçlara doğru saldırır. Daracık boğaz , top tüfek sesleri, birbirine karışan türlü lisan gürültüleriyle inlemektedir. Bir kamyon üstüne oturan bir havan mermisinin infilâkıyla vasıtanın havaya fırlayan parçaları arasına insan uzuvları da karışmaktadır.Çok çetin geçen mücadelenin ardından zaferi Moskova radyosu veriyor ve Amerikalılara "bu defa sizi Türkler kurtardı" diyordu.

Sosori şehrinde madalya töreni için Tugayımıza gelen 8.Ordu Komutanı General WALKER uzun konuşmasına şöyle başlar: "Kahraman Türk evlatları: Size şahsım, ordum ve Amerikan milleti adına teşekkür etmek için gelmiş bulunuyorum.Görevinizi fedakârane bir şekilde yaptınız.Eğer sizin düşmanı durdurmak için kahramanca çarpışmanız ve mukavemetiniz olmasaydı, ordum kuşatılarak çok zor durumlara düşecek, belki de imha edilecekti... 

TÜRK GENÇLİĞİ GEÇMİŞTE ATALARINA SAHİP ÇIKTIĞI GİBİ GENE BU KAHRAMANLARIMIZADA SAHİP ÇIKACAKTIR. ATATÜRKÜN "YURTTA SULH CİHANDA SULH" SÖYLEMINE HER ZAMAN DESTEK OLACAKTIR.

“Kahraman Türk evlatları: Size şahsım, ordum ve Amerikan milleti adına teşekkür etmek için gelmiş bulunuyorum.Görevinizi fedakârane bir şekilde yaptınız.Eğer sizin düşmanı durdurmak için kahramanca çarpışmanız ve mukavemetiniz olmasaydı, ordum kuşatılarak çok zor durumlara düşecek, belki de imha edilecekti…”

Türk askeri bu defa Kumyangjang-ni’de kahramanlık yazacaktı. Türk askerinin Allah Allah nidaları bu defa burada duyulacaktı. 26 Ocak’ta karşıdaki ordunun Kunuri’deki düşman olduğu anlaşıldığında, Türk askerini arkadaşlarının intikamını alma hırsı saracak ve bu hırsla düşmanın üzerine atılacaktı. Mermisi bittiğinde süngüsüyle Kore’de Türk tarihine bir kahramanlık destanını daha hediye edecekti. Zafer yine Türk askerinindi. Türk ordusunu bütün B.M ordusu komutanları kutluyor ve madalyalarla göğüslerini kabartıyorlardı. General Mac Arthur “Sizleri görmekten memnunum.Japonya’da siz Türklere herkes kahraman diyor.Kunuri’de 8.Orduyu kurtaran, KUMYANGJ-Nİ de düşmanı mağlup ve perişan eden Türkler, kahramanlar kahramanıdır; Türk Tugayı için yok yoktur.”diyordu.

Türk askeri Kore’de sadece savaşmıyordu Koreli muhtaç ve yetimlere de elinden gelen yardımı yapıyordu. İşte o günleri Yüzbaşı Nazım Özoğul şöyle anlatıyor; “Takriben 20 yaşında bir Koreli kadının üstü başı parça parça olmuş. Edep yeri kan içinde.Yırtılan elbisesinden memeleri dışarıya sarkmış. Yüzü gözü çizikler içinde bu çiziklerden akan kan boynundan göğsüne sızmış. Sol kolu ve bacağı kan içinde. Saçları darmadağınık. Gözleri yuvalarından fırlamış. Odanın içindeki eşyalar darmadağınık. Hemen kapının yanında soluna yıkılmış, yanında takriben iki yaşında bir çocuk ölü annesinin üzerine kapanmış, memelerini emiyor” diyor. Türk askeri işte bu şekilde bulduğu yetimleri Seul’de kurduğu Ankara okulu ve yetimhanesinde muhafaza ediyor ve onlarla ilgileniyordu.

Düşman yenilgiye doymuyor bu defada Wegas’ta Türk askerinin karşısına çıkıyordu. Artık düşman son kozunu oynamaya başlamıştır ama karşısında yenilmez bir ordu vardır. O muharebede bulunan Astsubay Osman Eken şöyle anlatıyor ; “Mayıs ayında gece zifiri karanlık, yağmur çiseliyor, zaman zaman atılan aydınlatma mermileriyle ortalık gündüz gibi oluyor; düşen mermilerin meydana getirdiği toz ve duman bulutu içinde içi yaralı,inleyen insanlarla şehit ve ölülerle dolan irtibat hendeklerinde meydan savaşının izlenimini veren mahşeri bir tablo, bir karış boş yer bulunmayan bir tepede düşmanın görebildiğimiz yerde, yine cesetlerin üzerlerine mevziler yaparak cesetlere basa basa yürüyorduk.Makinalı tüfeklerimizin önü cesetlerle dolu önümüzü göremiyoruz, tepeyi yine de savunmaya çalışıyoruz…” 28 Mayıs 1953’de başlayan muharebe tam 26 saat göğüs göğüse aralıksız sürer ve Wegas 16 defa el değiştir.26 saatte Türk askeri 147 şehit verirken , düşman 4000 zayiat vermiştir.

Bu muharebenin sonunda başaramayacağını anlayan düşman ordusu 27 Temmuz 1953’de Panmunjon’da ateşkes anlaşmasını imzalar.Kore Savaşı’nda Türk Ordusu’nun kaybı 724 şehit olarak açıklanmıştır.

Bugün Kore Dünya ekonomisinin devleri arasındadır. Savaştan sonra her alanda başlattığı kalkınma programı sayesinde bugünkü halini almıştır. Cumhurbaşkani Park Jeong Hee Kore’nin kalkınmasında çok önemli bir yere sahiptir. Kore Savaşı’ndan sonra Türk insanı ile Koreliler arasında sıkı bir muhabbet oluşmuştur.1999’da Türkiye’yi sarsan depremde Koreliler canlarıyla ve mallarıyla Türk insanının yanında oldular. 2002 Dünya kupasında Türkiye ile karşılaşan Kore futbol takımı yenilmesine rağmen Türk futbolcularla kol kola girerek seyircilerin karşısına çıkıyordu. Seyirciler bütün stadı “Türkiye Türkiye!” sesleriyle inletiyordu. Savaşla başlayan dostluk bugün halen devam etmektedir. Ümidimiz gelecekte de iki ülke arsındaki dostluğun devam etmesi yönündedir

Kore Savaşına Kimler Katıldı?

Kore Savaşına toplam 16 ülke askeri birlik ile, 6 ülke de tıbbi yardım araçlarıyla katılmıştır. Bu yardım çağrısına katılan ve askeri birlik gönderen ilk ülkelerden biri de Türkiye olmuştur. İlk olarak Ekim 1950’de Kore’ye gönderilen Türk Tugayı, Ağustos 1954’e kadar Kore’de kalmıştır.

Kore’ye Giden Birliğimiz Hakkında Bilgiler

Kore Savaşına gönderilen Türk Tugayı Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasında topçu ve teknik destek kıtalarının eşlik ettiği 3 piyade taburundan oluşuyordu. Kore Savaşı boyunca Amerikan kuvvetlerine bağlı hareket eden tugay büyüklüğündeki tek birlikti. Tam teçhizatlı Türk Tugayı düzenliliği, askeri bilgi ve yetenekleriyle yabancılar arasında büyük saygı kazanmıştı.

20 Ekim 1950 - Askerlerimizin Kore’ye Varışı

Tugayımız Tayland öncü birliklerinden sonra Kore’ye en önce varan birliklerden biriydi. Eylül ayı sonlarında İskenderun Limanından gemiyle yola çıkan 5455 kişilik tugayımız, 18 Ekim 1950’de Kore yarımadasının Güney ucundaki Pusan limanına varmış, ertesi gün mühimmatını gemiden indirmeye başlamıştı. İner inmez Pusan’dan harekete geçen tugayımız, 20 Ekim günü 60 mil (100km) Kuzeydeki Taegu şehrine vararak, Birleşmiş Milletler kuvvetlerine katılmıştı.

10-25 Kasım 1950 Kuzeye İlerleme

Amerikan kuvvetlerinin emrinde bir alt birlik olarak görev alan tugayımız 10 Kasım 1950’den itibaren Amerikalılarla birlikte Kuzeye doğru yürüyüşe başlamıştı. Askerlerimiz bu yürüyüş sırasında, muhtemelen halkın arasına karışmış Kuzey Kore askerleriyle ve çetelerle mücadele ediyordu. Teğmen Tahir Ün Kore’den Japonya’ya geçen Yeni Sabah Gazetesi muhabiri Alaettin Erk eliyle gönderdiği mektubunda birliğimizin başarılarından bahsetmiş ve 3-4 Türk askerinin kimi zaman 30-40 Kuzey Kore askerini esir aldığını yazmıştı.

9. Amerikan Kolordusunun genel harekatı çerçevesinde Türk Tugayı 21 Kasım günü Kuzeye doğru ilerleyişe devam ederek 22 Kasım günü, üç gün önce Kunuriye varmış bulunan Amerikan 25. bölüğü ile buluştu. Burada bulunan Amerikan, Türk ve Güney Kore birlikleri Chongchon Nehri tarafından ikiye bölünen bir bölgede dağınık olarak mevzilenmişlerdi. Askerlerimize burada Amerikan 9. Kolordusunun sağ (Doğu) yanını koruma görevi verilmişti.

 TÜRKLER asla tuzağa düşürülemez. Başı belada olan kişiler, onları kuşatanlardır. O gün, onları süngülerini kullanırken görmek ilham vericiydi. Onlar birer dervişti. Sıradışı bir teknikleri vardı ve bize Fort Benning’de(Amerikan Piyade Okulu) öğrettikleri gibi değildi. Düşmanın üzerine atlıyorlar,

O güne dair, en canlı şekilde hatırladığım şey ise, o hücumu izlerken AllahA veya Birleşmiş
Milletler’e veya TÜRK ler’in bizim yanımızda savaşmasına sebep olan her kimse, o kişiye karşı duyduğum minnet duygusudur

Kore Türk Şehitliği

 



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


BÜYÜCÜLER ABİNOLARI KESİP KOLYE YAPIYORLAR

DEVLET KORUMASINDA TECAVÜZ..!

8 YIL İÇİNDE 5,5 MİLYON KONUTA İHTİYAÇ VAR
»  "ÖYLE KOMPLO TEORİLERİYLE BİR YERE VARILMAZ"
»  KADİR TOPBAŞ'IN SARAYI CAMİİ ÇIKTI
»  ''BENİ YANLIŞ ANLADILAR''
»  SORGUDA ÖZEL HAYATI DİDİK DİDİK EDİLMİŞ
»  TEHDİTÇİ FETULLAH GÜLEN'İN AMCAOĞLU ÇIKTI
»  TÜRKİYE PARA KARŞILIĞI İŞGAL EDİLİYOR..!
»  ABD DIŞ
»  CHP'Lİ KOÇ; "KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK"
»  MECLİS'TE SOSYAL GÜVENLİK MARATONUNA DEVAM
»  "ERGENEKON, ABHAZ VEÇERKEZ AĞIRLIKLI"
»  SAHTE ÇAYLAR, ALİBEY'DEN!
»  MAHALLEBASKISINA 'AB' AYARI
»  AKP İÇİN KRİTİK HAFTA
»  AMPULDEKİ SIR VE BİZİ KİMLER YÖNETİYOR?
»  MİLLİ EĞİTİM'DE KRİPTO ERMENİ KİM?
»  SAĞLIK BAKANI AKDAĞ'A ZULÜM CEZASI
»  SANAYİ BAKANI ÇAĞLAYAN, KİMLERE 'ÇAPULCU' DEDİ
»  "VER PARAYI KATLET ORMANLARI" YASASI
»  BAŞBAKAN, İŞ VE AŞ VAAD EDEMİYOR AMA ÇOCUK YAPIN DİYOR
»  STAJYER SÜRÜCÜ UYGULAMASI GELİYOR
»  YARSAV'DAN LAİKLİK UYARISI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.