CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Toplantı devam ederken basına açıklamalarda bulunan Koç, Ergenekon Davasının önceki gün yapılan duruşması sırasında Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ne izleyici olarak girmek isteyenlere polis müdahalesine tepki gösterdi. Hukukun üstünlüğüne inananlara, yargılama sürecinin sağlıklı işlemesini isteyenlere yönelik orantısız güç uygulandığını ifade eden Koç, “Sanki Gazze’de hak arayan Filistin toplumuna, oradaki işgalcilerin davrandığı gibi davranan bir manzarayla karşılıyoruz. Bariyerler, tazyikli sular coplar, gaz bombaları… Neredeyiz biz? Bunlar, ‘ileri demokrasi diye tarif edilen bugünkü sitemin Silivri manzaraları’ olarak siyasi tarihte yerini aldı” diye konuştu.
Sanık tanıklarının duruşmada dinlenmemesine de tepki gösteren Koç, bunun CMK’nın 178. maddesine aykırı olduğunu belirtti. Hukukun bu konuda yargıçlara bir takdir hakkı vermediğini, vurgulayan Koç, “Açık bir usul hatası. Usul hatası yapılan bir hukuk davasında, esasla ilgili verilecek hükmün hiçbir değeri yoktur” dedi.
-"SONUÇ: HUKUK ÖLMÜŞTÜR"-
Koç, “Bu mahkeme heyeti daha önce kimleri dinledi tanık olarak; kız kardeşinin ırzına geçenleri dinledi, 33 Mehmetimizi şehit eden terör örgütü elemanını tanık olarak dinledi. Hüküm çok açık olduğu halde, getirilen Işık Koşaner’i dinlemeyi reddediyor. Sonuç; hukuk ölmüştür. Yargının ırzına geçilmiştir. Silivri bu noktadadır. Bırakın siyasi parti kimliğimi, bir yurttaş olarak vicdanım kanamaktadır. Kendilerini, başbakanın özel talimatıyla, başbakanın özel yargıçları gibi görenler ileride çok ağır vebal altında kalacaklardır. Kılavuzu ne idüğü belirsiz bir haham, Tuncay Güney olan Silivri projesi, hukuk iğfal edilerek sonlandırılmak istenmektedir” diye konuştu.
-“BAŞBAKAN TOPLUMUN SİNİR UÇLARINA VURUYOR”
Türkiye’nin her alanda Başbakan’ın yürütücülüğünde çalkantılı bir yolda olduğunu söyleyen Koç, “Recep Tayyip Erdoğan için tek amaç vardır, toplumun bütün değerlerini tartışmaya açarak, toplumu kutuplaştırarak kendi kafasında gerçekleştirmektir. Sonuç, provokasyona açık bir toplum oluşturulmuştur. Sinir uçları açıkta kamplaştırılmış, kutuplaştırılmış bir toplum. Başbakan da aynı bir hekimin elindeki refleks çekici gibi toplumun sinir uçlarına vurarak doğacak reaksiyonu görmek istemektedir” dedi.
-ANAYASA SÜRECİ: “KANKALIK ORTAYA ÇIKTI”
Yeni Anayasa sürecine de değinen Koç, Başbakan’ın bundan 3 ay önce BDP’yi terör örgütünün uzantısı olarak sunduğunu ve TBMM çatısı altında onlarla birlikte olunamayacağını anlattığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Şimdi, soyadını değiştiriyorum; Sayın Numan 'Kurtuldu', BDP için 'TBMM’de varlığı çok büyük şans', diyor. Verilen rolleri herkes oynuyor. Sayın Demirtaş da, 'Bizim en iyi anlaşacağımız parti AKP', diyor. Allah muhabbetinizi, Allah samimiyetinizi artırsın. Şimdi en yetkili ağızlar tarafından siyasi kader ortaklığı itiraf edilir hale geldi. Madem bu kadar yakındınız, ne diye danışıklı kavga edip milleti kandırdınız şimdiye kadar? Ne diye ‘dokunulmazlıklarınızı kaldıracağım kaldıracağım' diye ortalıkta dolaştın? Eline ip aldın dolaştın? Kimi kandırdınız? Artık AKP-BDP arasında kamuoyu önünde sergilenen siyasi kavga görüntüsü şimdi gündeme getirilen siyasi projenin, siyasi planların karşılıklı paylaşılan roller çerçevesinde sahnelenmesiydi. Herkes rolünü oynamış. Şimdi artık kankalık ortaya çıktı, yol arkadaşlığı ortaya çıktı.”
Bu yeni yol arkadaşlığına toplumun tepkisinin ise CHP’ye saldırarak, suçlayarak hafifletilmeye çalışıldığını ifade eden Koç, “CHP bu kirli planların, işbirliklerinin üzerine siyasetin projektörünü tutacaktır, aydınlatacaktır. Bütün bu makyaj, bütün bu gayret eğer Ankara’daki anayasa uzlaşma masasını Başbakan devirir ise bu pazarlıklarla ortaya çıkacak anayasanın adı, soyadı AKP-BDP-PKK anayasası olacaktır” dedi.
Koç, gazetecilerin sorusu üzerine CHP Sinop milletvekili Engin Altay’ın dün TBMM’de Sinop olaylarına ilişkin yaptığı konuşmanın kendilerine yönelik haksız ithamlara karşı gerekli bir yanıt olduğunu söyledi. (ANKA/SON)