Osmanlı’yı yabancıya toprak satışının parçaladığını açıklayan Prof. Dr. Beyaz, “Bodrum ve Didim’de araştırma yaptım. 5 bin dönümlük bir yer, ’muhafazakâr homoseksüelim’ diyen ecnebiye tapusuz devredilmiş. Avrupa’nın sapıklarına kamplar kurulacak” dedi.
Toprak satışı ülkeyi parçalama politikası
Yabancılara toprak satışı Osmanlı’nın parçalanmasına neden oldu. Türkiye de aynı tehlikelerle karşı karşıya Uluslararası ilişkilerde karşılıklılık esastır. Türklere her tarafta vize uygulanırken toprak satışı ihanetin bir parçasıdır
Yeniçağ’a, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ’Yabancılara Toprak Satışı Yasası’ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Zekeriya Beyaz, “Biz bu filmi daha önce de gördük. Osmanlı’yı da böyle parçalamışlardı” dedi. Beyaz, “Osmanlının son döneminde 1860’lardan sonra önce borçlandırdılar. Sonra borcu ödeyemez hale soktular, sonra toprak talebinde bulundular. Birçok yerlerimizi satın aldılar. İzmir’in büyük bir bölümünü İngilizler satın aldı. Daha sonra devleti dizüstü çökerttiler ve bir savaşla da parçaladılar” diye konuştu.
Aynı oyun tekrar oynanıyor
Türkiye üzerinde de aynı oyunların oynandığını ileri süren Beyaz, “Trakya bölgesinde Silivri’de bir emlakçı ile görüştüm. Emlakçı, ’eskiden tarla, bahçe satardık, artık öyle küçük bir yer isteyen yok’diyor.
Türkiye’den toprak alana hemen kredi
Prof. Beyaz, geçen hafta Harita Kadastro Mühendisleri Odası Başkanının, ’Türkiye’de faaliyet gösteren 17 bin yabancı şirketin 3 bin tanesinin sadece toprak alımıyla meşgul olduğunu’açıkladığını belirterek,
“Avrupa ülkelerinde bankalar kampanya açarak Türkiye’den toprak alana istediği kadar kredi verdikleriyorlar” dedi.
Cumhuriyetten sonra dış Türklere satıldı
Toprakları satanların, “Cumhuriyetin kuruluş döneminden beri satışlar yapılıyor” şeklinde kendilerini savunduklarını hatırlatmamız üzerine Prof. Dr. Beyaz, şöyle konuşuyor: “Sahtekarlık yapıyorlar, yalan söylüyorlar. Şimdi satılanların tamamı yabancılara, gayrimüslimlere satılıyor. Cumhuriyetin kuruluşundan 2003’lere kadar yapılan satışlar asla bu son dönemdeki satışlar gibi değildir.”
Elçiliklere satıldı
Prof. Beyaz, ikinci bir satış olayı daha olduğunu belirterek, “Cumhuriyetten sonra, o da mütekabiliyet (karşılıklılık) esaslarına göre yabancıların elçilik binası veya yabancı temsilcilerin oturacağı binalar gibi. Onun karşılığı olarak da burada nasıl Fransız Elçiliği’ne bir bina, bir arazi satmışsak, biz de Fransa’dan elçi ve memurlarımız için yer almışızdır” dedi.
Türk karşıtı ittifak
Beyaz, “Topraklarımızı yabancılara satarak, onları Türkiye’ye yerleştirmek istiyorlar. Böylece gayrimüslim yabancılarla, kendini Türk saymayan sözde azınlıklar işbirliği yapacaklar. Devleti, parayı Türklere karşı elde tutacaklar. Böyle bir kötü niyet vardır” şeklinde konuştu. Beyaz, son dönemde ne kadar toprak satıldığını şöyle açıklıyor: “Ne kadar satıldığı belli değildir. Türkiye’de toprakların yüzde 65’i tapu kadastrodan geçmiştir. Yüzde 35’i tapusuzdur. Bunlar da genellikle kırsal alandadır.
Köy senedi ile satılanlar bilinmiyor
Köy senedi ile alınır ve satılır. Bu yüzde 35 tapusuz topraklarımızda köy senedi ile yapılan, muhtarın imzasıyla ve el yazısı ile yapılan satışlar da kanunen geçerlidir. Dolayısıyla hiç hükümete bildirilme zorunluluğu da yoktur. Yabancıya köy senedi ile yapılan satışları tespit etmek mümkün değildir.” Beyaz, Türk tarımı üzerinde oynanan oyunu ise şöyle değerlendirdi: “Son yıllarda Türkiye’ye tarımda çok ciddi bir sıkıştırma yapılmaktadır. Köylülerimiz adeta şehre göçe zorlanmaktadır. Dahası açıkça; ’tarımda çalışanların sayısını yüzde 10’a düşürmek istiyoruz’deniyor. Bir taraftan bizim köylülerimizi sıkıştırıp, şehirlere sürüyorsunuz, bir taraftan da köy arazilerini yabancılara satıyorsunuz. Bu da Türk Milleti’ne Türkiye Devletine karşı yapılmış ihanetlerden en büyüğüdür.
Toprak hediyesi olmaz
Yeni kanunu da hemen imzaya açmışlardır. Onu kısa zamanda Meclis’e getirecek ve yeniden çıkaracaklardır. Gerek yenisi, gerek eskisi yabancılara yapılan mülk satışları, toprak satışları çok büyük bir bölümüyle kanunsuzdur, geçersizdir ve bunlar mutlaka iptal edilecektir. Çünkü, mütekabiliyet yoktur. Toprak satışları kanununa göre ve Anayasamıza göre mütekabiliyet esastır. Karşılıklılık ilkesi esastır. Esasen, bütün dünyada uluslar arası münasebetlerde karşılıklılık ilkesi temeldir. Siz karşıya ne yaparsanız o da sizden karşılığını istemek hakkına sahiptir. Karşılıklılık olmadığı takdirde bu bağış olur veya emperyalizm olur. Bir millet bir başkasına hediyede bulunabilir, yardımlaşma olabilir. Mesela, biz çeşitli milletlere maddi yardımlar yapıyoruz. Afrika ülkeleri gibi. Burada bir karşılıklılık yoktur, bu bağıştır. Varlıklı bir ülkeyle hediyeleşme de olabilir. Bir takım hediyeler alır-verirsiniz. Ama toprak hediyesi olmaz. Toprak bağışı olmaz. Diyorlar ki, Avrupa ülkelerinde bizim işçilerimiz daire alıyor, Almanya’da, İngiltere’de, Fransa’da. Hemen ifade edelim, bunlar bir defa konumuz dışıdır. O daireyi orada alanlar, toprak değil, oraya anlaşma ile gitmiş, orada işçi olmuş, 30-40 sene hizmet etmiş.
Türk işçilerin statüsü
O kimseler orada kaldıkları sürece oturmak için bir daire almıştır. Bunların ömür boyu, sonsuza kadar tapu olduğu da kesin değildir. Asla tapu değildir, süreli kullanma iznidir. Onlar böyle bir anlaşma yaparak, biz size sattık, sizde bize satacaksınız gibi bir konuyla oraya gitmemiştir. Avrupa ülkelerinin hemen tamamı Türk vatandaşlarına vize uyguluyor, içeri sokmuyor. Ben İngiltere’ye toprak almaya, daire almaya gitmek istersem, bana kapıdan içeriye giriş vermiyor. Nerede kaldı mütekabiliyet? Burada mütekabiliyetin alt yapısı olan özgürlük yoktur.”
İmparatorluk böyle yıkıldı
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış süreci, 1856’da Islahat Fermanı ile yabancılara gayrimenkul edinme hakkı vermekle hızlandı. Daha sonra yapılan bir dizi yasal düzenlemeyle Osmanlı arazilerinin küçümsenemeyecek bir kısmı yabancıların eline geçti. 2 Ekim 1914’te çıkarılan bir kanunla bütün eski antlaşmalara dayanan ve yabancılara tanınan mali, idari ve adli imtiyazlar kaldırılmıştı. 18 Mart 1924 tarihinde yürürlüğe giren “Köy Kanunu” ile de yabancıların köy sınırları içinde taşınmaz mal edinmesi yasaklandı. İsrail Devleti’nin temelleri, 1948 öncesinde bu şekilde toprak satın alma yolunu izleyerek atılmıştı.
Homoseksüelleri bile 5 bin dönüm arazi satın almış
Yabancılara mülk satışı ile ilgili yasal düzenlemelerin TBMM’den geçmesi yaklaşık 4 bin ingiliz vatandaşının yaşadığı Aydın’ın Didim İlçesi’nde sevinçle karşılanmıştı.
Beyaz, iki sene üst üste Bodrum ve Didim bölgesinde araştırma yaptığını belirtiyor ve şunları anlatıyor: “Vatandaşlarla, emlakçılarla, tapu ve ilgililerle görüştüm. Sadece Didim’de, İngilizlere 20 bin kadar daire satılmış. Her tarafta İngiliz bayrakları var. Bir takım yalaka lokanta, market gibi işyeri sahipleri, müşteri cezbetmek için dükkanlarına İngiliz Bayrağı asıyorlar. Adeta kendilerini İngilizlerin maddi manevi baskısı altında hissediyorlar. Sadece 5 bin dönümlük bir yer, Avrupalı, İngiliz homoseksüellerin adına kendine, ’ben muhafazakar homoseksüelim’diyen ecnebiye tapusuz devredilmiş. Orada Avrupa’nın sapıklarına kamplar kurulacak. Türkiye, Avrupa’nın batakhanesi, pislik yerleri haline getiriliyor. Bunlar öyle yada böyle Türkiye’yi işgal harekatıdır.”