Erteleme kararı Avrupa Parlamentosu'nda en fazla üyeye sahip olan muhafazakar grubun talebi üzerine 285'e karşı 311 oyla alındı.
Ek protokolün onaylanması için üyelerin üçte ikisinin onayı gerekiyordu.
Muhafazakar Hırıstiyan Demokrat grubun lideri Hans Gert-Pöttering, oylama öncesinde erteleme taleplerinin gerekçelerini açıklarken şunları söyledi:
"Türkiye, gümrük birliği protokolünü imzaladı fakat Kıbrıs'ı tanımayı reddediyor. Bu siyasi ve mantıki açıdan kabul edilemez birşey. Türkiye Meclisi'nden, protokolü onay sürecine Kıbrıs'ı tanımama şerhinin dahil edilmeyeceği yolunda açıklama bekliyoruz. Ama henüz böyle bir açıklama gelmedi."
Protokolün yürürlüğe girebilmesi için hem Avrupa Parlamentosu'nun hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayı gerekiyor.
Avrupa Parlamentosu'nun protokolün onayını ertelemesi üyelik müzakerelerine başlanmasını etkilemeyecek.
Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu yetkilisi Olli Rehn, 'üzücü' olarak nitelediği erteleme kararını Avrupa Parlamentosu'nun kendi kalesine gol atması olarak gördüğünü söyledi.
Avrupa Komisyonu sözcüsü Pia Ahrenkilde Hansen de "Erteleme müzakerelerin başlamasını engelleyemez. Bu müzakereler için önkoşul değil" dedi.
'Ermeni Soykırımı tanınsın'
Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye'yle ilgili olarak farklı siyasi gruplar tarafından hazırlanan karar tasarısı ise kabul edildi.
Çok sayıda değişiklik önergesiyle geçen karar tasarısında 3 Ekim'de müzakerelerin başlamasına destek belirtiliyor.
Parlamento'nun tavsiye kararlarında ayrıca Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni bir an önce tanıması ve önümüzdeki yıl limanlarını Rum uçak ve gemilerine açması isteniyor, aksi taktirde müzakerelerin askıya alınabileceği belirtiliyor.
Kararda ayrıca, Türkiye'den 'Ermeni soykırımı'nı tanıması talep ediliyor ve bunun üyelik için önkoşul haline getirilmesi isteniyor.
Türkiye tartışmaları
Oylamalar öncesinde Türkiye'nin üyeliği konusunda hararetli bir tartışma yaşandı.
Avrupa Birliği dönem başkanı İngiltere'nin Avrupa İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Douglas Alexander, Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin başlaması için üstüne düşen bütün sorumlulukları yerine getirdiğini söyledi.
Alexander, "Üyelik öncesi Türkiye bugünkü Türkiye, AB de bugünkü AB olmayacak'' dedi ve reform sürecinin sürdürülmesi çağrısında bulundu.
Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu temsilcisi Olli Rehn de, müzakerelerin açılmasıyla Türkiye ve AB arasında yeni bir dönemin başlayacağını söyledi.
'AB'nin istikrarlı, demokratik ve refah seviyesi yüksek bir Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu' kaydeden Rehn, Türkiye'de hükümetin son yıllarda önemli reformlar gerçekleştirdiğini belirtti.
AB Komisyonu temsilcisi, Bilgi Üniversitesi'nde yapılan konferansa hükümetin destek vermesini övdü ve tartışmanın yapılmasını 'tarihi bir adım' olarak değerlendirdi.
Pamuk davası
Olli Rehn konuşmasında yazar Orhan Pamuk hakkında açılan davanın Türk Ceza Kanunu'nun değişmesi gerektiğini ortaya koyduğunu belirterek, Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'yi yakından izleyeceğini söyledi.
Hıristiyan Demokratlar'ın lideri Hans-Gert Pöttering ise Türkiye'de dini ve ifade özgürlüklerine ilişkin sınırlamaların devam ettiğini ve işkence ile kötü muamelenin önlenemediğini ileri sürdü.
AB'nin Türkiye'nin üyeliğini hazmetme kapasitesine sahip olup olmadığına bakması gerektiğini savunan Pöttering, üyelik yerine diğer seçeneklerin de dışlanmaması gerektiğini öne sürdü.
Pöttering, Türkiye'nin Kıbrıs'ı tanımasını ve Gümrük Birliği'nin uygulanması sırasında bu ülkeye yönelik sınırlamaların kaldırılması gerektiğini söyledi.
Pöttering'in bu açıklamalarına Sosyalistler ve Yeşiller tepki gösterdi.
Sosyalist grup lideri Martin Schultz, ''Eğer Türkiye'yi istemiyorsanız açık açık söyleyin. Türkiye'yi Müslüman diye mi almak istemiyorsunuz?'' diye sordu.
Yeşil grup lideri Daniel Cohn-Bendit de konuşmasında 'dini ve kültürel ırkçılık' yapılmaması gerektiğini söyledi.