Evet, Türkiye'de bu oldu!.. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, “M-Muhtıra (M'yi Mahkeme aracılığıyla muhtıra veya Müyesser muhtırası diye de okuyabilirsiniz)” gibi bir şikayet dilekçesiyle, Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ve Odatv aleyhine 250 bin liralık tazminat davası açtı. Odatv'nin, “Hayal mahsulü, gerçek dışı, siyasi/ideolojik amaçlı haberle toplumun kin ve nefretini kendisine yönlendirmeyi” amaçladığını iddia eden Akar, hakkında yapılan haberlerin “FETÖ'ye hizmet” olduğu imasında bulundu. Akar, Odatv'yi, “Adam olmamak” ve “İktidara muhalefet yapmayı, gazeteciliğin 'Tek amacı' olarak görmekle” de suçladı.
Görünürde Akar'ı bu denli kızdıran, “Devletin en muteber” gizli tanığı olan kod adı “Abdullah”ın Kara Havacılık davasındaki ifadesini haberleştirmemiz.
“Gerçek dışı, iftira, hayal ürünü ithamlar” diyerek, yazımıza getirilen erişim yasağından sonra da duruşma tutanaklarından Abdullah'ın söylediklerini, yorumsuz satır satır aktarmamız.
Mahkemede herkesin duyduğu, bir tanığa ait olan sözlerden bizler sorumlu tutulup, “iftirayla” suçlanınca, acaba ne yapmamız gerekiyordu?
Bugün açık veya gizli tanıkların ya da itirafçıların, “Öyle duydum, öyle konuşuluyordu, bana şu söylemişti” demesiyle insanlar tutuklanırken, Abdullah'ın, Akar ve Özel hakkında birilerinden duyduklarını aktarmasının nesi “Gerçek dışı ve hayal ürünü”dür?
Akar'ın, o beyanlarla ilgili Odatv ve Müyesser Yıldız hakkındaki ithamları bir yana, asıl “Abdullah” hakkındaki tespitini aktaralım.