Akşener’in açıklamalarından satırbaşları şöyle;
“24 Haziran’da bir seçime gidiyoruz. 16 Nisan’da referandumda da buraya gelmiştim.
Pek çok şehirde salon bulamazken, Eskişehir bir başkaydı. Burada huzurunuzda bugün içinde Belediye Başkanımız, hocamız Sayın Yılmaz Büyükerşen’e saygılarımı sunuyorum.Eskişehir’de o zaman da çok nazik ve zarif bir şekilde karşılanmıştık.
Hele dün Gaziantep’te yaşadıklarımızdan sonra bugün Eskişehir bize nefes aldırdı, OHAL’siz bir seçime gidiyormuşuz gibi hissettirdi.
24 Haziran’da bir seçime gidiyoruz. Bu seçim sonucu itibarıyla ne olacak, hepimizin kendisine sorması gereken bir seçim. Tek adamlık anlayışı ile bu ülke yönetildi. Sonra hızlı bir biçimde bu tek adamlık yetkileri yetmedi, her şey hukuki olarak tek bir adamın iki dudağının arasına sıkıştırılsın diye bir partili Cumhurbaşkanlığı talebi ile karşı karşıya kaldık.
OHAL’DE REFERANDUMA GİTTİK
Bu sebeple referanduma gittik ve 16 Nisan’da bu referandumun sonucu itibarıyla hukuk dışı, OHAL döneminde referanduma gittik.
YSK’nın mühürsüz oylarla ilgili son dakikada aldığı kararla beraber, hadi doğru edelim sonucu, yüzde 51’le zar zor aldılar.
Aziz milletimiz bir karar verecek. 24 Haziran’da bu ülkenin kuruluş iradesi ortadan kalkacak mı, kalkmayacak mı? Elbette ki kaldırmayacağız!
FETÖ ELEBAŞIYLA EL SIKIŞTILAR
Bu devleti yönetmek yerine ele geçirmeyi öne koydular. ‘Devlet eşittir = asker’ kabul ettikleri için, ‘devlet = yargı’ kabul ettikleri için ilk hedefleri ordu oldu. FETÖ elebaşı ile el sıkıştılar. Ortak noktaları bu ülkenin kuruluş felsefesine duydukları alerjiydi. Ve hatırlayın bu işbirliğinin sonucunda önce Ergenekon, Balyoz ve diğer davalar başladı. Bu ülkenin paşaları birer birer yargılandılar. Ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ‘Terör örgütü başı’ olarak yargılandı ve hapsedildi. Bunlar olurken Zekeriya Öz’e zırhlı Mercedesler verildi.
BU SONUCUN SEBEBİ SAYIN ERDOĞAN VE ARKADAŞLARIDIR
İsmail Küçükkaya’nın yayınladığı askeri öğrencilerin yürüyüş görüntülerini izlemişsinizdir. Ellerinde poşetlerle, bavullarla yürütülen o genç çocuklar. Salla pati salla pati yürütülen o genç çocuklar. Ve ordunun vesayeti bitiriliyor denilerek çökertilen süreçten sonra 15 Temmuz’dan önce terfi ettirilen FETÖ’cüler. Ve 15 Temmuz’da ortaya çıkan sonuç. Bu sonucun sebebi sayın Erdoğan ve arkadaşlarıdır!
24 HAZİRAN’DA YA DUR DİYECEĞİZ, YA GEÇ DEYİP KAYBEDECEĞİZ
Ve bugün buraya gelirken bir hanımefendi bana ‘Ben polis memurluğundan emekli bir kadınım’ dedi. Aynı odada 4 polis oturuyorsa, bir tanesi diğerlerini takiple görevli. İsimsiz ihbarlarla insanların korkutulduğu, insanların açlıkla tehdit edilip her şeye baş eğmesinin sağlandığı bir ülkedeyiz. 24 Haziran’da buna ya dur diyeceğiz ve geç diyeceğiz ve kaybedeceğiz. Ama inanıyorum ki nasıl Çanakkale’de ülkemizi işgal edenlere ‘Dur yolcu’ dediysek, bu defa da ‘dur’ diyeceğiz.
Bu yorgun ve geveze şoförü evine gönderip, en hızlı şekilde hukukun üstünlüğünü, adaleti tesis etmeyi ve parlamenter demokrasiyi en hızlı şekilde dönmeyi sağlamaktır. Ben bugüne kadar milletime verdiğim hiçbir sözden geri dönmedim. Referandumda sadece kendi imkanlarımla 37 ile gittim. Şimdi de 24 Haziran’da bu iklimin değişebilmesi için, çocuk istismarının, şiddetin ortadan kalkması için, liyakatın önde olabilmesi için, bendensin sendensin ayrımına son verebilmek için 24 Haziran’da bu gevede ve yorgun şoförün evine gönderilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla sizinle meydanlarda paylaştığım hiçbir sözün gerisine dönmeyeceğim, bu bir sözdür, namus sözüdür!
Asla ve katta Türkiye’de diktatörlüğün yerleşmesine izin vermeyeceğime huzurlarınızda namus ve şeref sözü veriyorum.
EKONOMİK KRİZİN SORUMLUSU SAYIN ERDOĞAN’DIR
Bu kadar çok konuşan bir siyasetçi, bugün ekonomimizin içinde bulunduğu şartların sorumlusudur. Dolayısıyla Merkez Bankası niçin oturur orada? Para politikalarını Türkiye’nin lehine organize etmek için oturur orada. Ama Merkez Bankası başkanı damadın arkadaşı olup ekonomiyi yönetemezse işte dolar o yüzden bugün buralarda olur.”