İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Bodrum'un Yukarı Mazı köyünde incelemelere başladı.
Yukarı Mazı köy kahvesinde vatandaşlarla bir araya gelen Akşener'i Muğla Milletvekili Metin Ergun, İl Başkanı Davut Akmeşe, Bodrum İlçe Başkanı Nevzat Kanber, Kamu Hizmetlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Tosun ve ilçe yöneticileri ve Mazı köylüleri karşıladı
Akşener'in burada düzenlediği basın toplantısındaki açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
* Ağır bir yangın geçirildi. Çok farklı dedikodular çıktı, şaibeler çıktı, öyle oldu, böyle oldu…
* Onlarla ilgili olarak burada yaşayan insanlarımızın talepleri var. Yanan yerlere dair herhangi bir yapılaşma, betonlaşma istemiyor. Buna dair, devleti yönetenler söz verdiler.
* Onun takipçisi olacağız. Buradaki yaraların sarılması lazım. O yaraların sarılıp sarılmadığına dair tespitlerde bulunup; bu yaraların sarılması için de takipçi olacağız.
“EMASYA PLANI TEKRAR YERİNE KONMALI”
* Ben İçişleri eski Bakanı olarak şunu söyleyeyim: EMASYA diye bir yönerge vardı.
* Emniyet, asayiş, yangın ve afet üzerineydi. Bu program kaldırıldı. Askerler için de, devlet görevlileri için de bir plan programdı bu, eğitilirlerdi.
* Bir yangında Mehmetçik ne yapacak, o eğitimler verilirdi, depremde ne yapacak (eğitimi) verilirdi. Şimdi ilk iş o kaldırıldı. O EMASYA planının tekrar yerine konmasında büyük fayda var. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor.
“ENGELLEMEK ÜZERE ÖZEL TALEPLE ÇAĞRILDIM”
* Türkiye maalesef göç konusunda bir hendek haline geldi. 2001'de Dışişleri Bakanlığı, İçişleri eski Bakanı olarak beni Avrupa Parlamentosu'nda bir kararı engellemeye gönderdi.
* Yani dünyanın birçok yerinden Türkiye'ye gelip, oradan batı Avrupa'ya göçmen olarak gidecek insanların Türkiye'de kalması için bir anlaşma, karar söz konusu.
* Onu engellemek üzere 2001'de, Dışişleri Bakanlığı'nın özel talebiyle gittim ve büyükelçiliğin de gayretleriyle biz onu engelledik.
“ORADA ANLADIM Kİ TÜRKİYE HENDEK OLMUŞ”
* Sonra 2002 seçimleri oldu, baraj altı kalındı ve 2007'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne tekrar dahil olduk. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Meclis Başkanvekili oldum ve sayın Hayrünnisa Gül'ün, sayın Esma Esad için verdiği bir yemeğe katıldım.
* Cumhurbaşkanlığı'nın, hanımefendinin verdiği bir yemeğe katıldım. Orada AK Parti'li bakanlar vardı.
* Bazı STK'lar vardı ve orada yapılan konuşmada anladım ki Türkiye hendek olmuş. Engellemek için bizzat Dışişleri Bakanlığı tarafından gönderildiğim o karar, hayata geçmiş. Tarihini bilmiyorum ama orada konuşulandan çıkardığım bu.
“ERDOĞAN TÜRKİYE'Yİ, BİR HENDEK HALİNE GETİRDİ”
* Şimdi gördüğümüz şey şu: Sayın Erdoğan ve iktidarı; ister Batı Avrupa'yı tehdit amaçlı, ister başka sebeple, neyse adı ama bir politik bakış açısıyla Türkiye'yi bir hendek ve göçmenlerin kalıp, Batı'ya geçmediği bir alan haline getirdi.
* Kimine göre 4 milyon, kimine göre 5 milyon (Suriyeli) göçmen var. Sadece Suriyeli göçmenlerin gelmesi, buraya yerleşmesi, sayın Erdoğan'ın zaman zaman Avrupa'yı onlar üzerinden tehdit etmesi, Türkiye'nin hangi işine yaradı? Sıfır. Şimdi sayın Erdoğan'ın ağzından diyorlar ki, 65 milyar dolar para harcanmış bu süreç içerisinde.
* 65 milyar dolarla ne olduğunu söyleyeyim size. Pandemi döneminde her evde yaşayan her kişiye 800 dolar para verebilirdik.
* Yapılacak fabrikaları, yanan yerlerin yanmaması için alınacak uçakları, çocuklarınızın iş imkanı için yapılacak işletmeleri, istihdam alanlarını saymıyorum…
“ERDOĞAN'IN ÇOK ÇELİŞKİLİ BEYANLARIYLA KARŞILAŞTIK”
* Bu arada Afganistan'da Taliban öne geçti, en son Kabil'i aldı. Oradan bir göç var. Göç haline gelmeden; Afganistan'la İran sınırdaş, Afganlı insanlar, Afgan erkekler, gençler İran'a gidip çalışırlar, para biriktirirler sonra dönerler. Şimdi çalışmak için İran'a gelmiş bir Afgan nüfus var.
* Birden ‘hurra' bir Afgan göçüyle karşı karşıya kaldık. İktidarı yönetenler ve sayın Erdoğan'ın çok çelişkili beyanlarıyla karılaştık. Bugün öyle, yarın böyle… Şimdi duvar yapmaya kalkışıldı.
* Duvar yapmasına yapın ama duvardan önce yapılacak iş, İran büyükelçiliğinin çağrılıp, İran tarafının da kendi sınırını koruması, bizim de sınırımızın bizim tarafımızdan korunmasının sağlanmasıdır. Geç kalmadan o sınırın güvenliğinin sağlanması lazım