Yenikapı’da sürdürülen arkeolojik kazılarda Neolitik (Cilalı Taş Devri) ve Bizans dönemine ait kemiklerin de bulunduğu 8 kamyon dolusu hayvan kemiği çıkarıldı. Avcılar’daki İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nde koruma altına alınan kemiklerden şu na kadar sadece Bizans dönemine ait olanlar incelendi. Bizans hayvan kemiklerinin incelemesinden çarpıcı sonuçlar elde edildi. Bulunan kemikler arasında at, eşek, katır, kedi köpek en bol olanı. Ama bunun yanında ayı, fil, deve, akbaba, turna, yaban kazı, yaban keçisi, Afrika kedi balığı, orfoz, yunus, köpek balığı, palamut, levrek, çipura, deve kuşu, caretta caretta ve bir maymuna ait kemiklere ulaşıldı.
Prof. Dr. Onar, maymunun limandaki bir çalışana ait olabileceğini belirtiyor. Onar, tek filin de, dönem itibariyle yakınlardaki bir sirk için getirildiğini düşündüğünü söylüyor. Kazılarda bulunan ‘caretta caretta’ların kabuklarında delici alet izi olduğunu tespit ettiklerini anlatan Onar, bu hayvanların o dönemde avlandığının anlaşıldığını belirtiyor. Onar, buranın liman olmasından yola çıkarak uzun deniz yolculuklarında carettaların etinin gemilerde saklanmasının kolay olacağını vurguluyor. Onar, “Caretta kabuklarının çokluğu Marmara’da bu türün yaşadığını göstermez” diyor.
‘Bizans’ta at eti yeniyordu’
Prof. Dr. Onar için at kemiklerinin yeri ayrı. Dünyada Bizans atları üzerine en geniş bilgiye sahip olduklarını iddia eden Onar, ellerinde şu anda yaklaşık 10 binden fazla Bizans atına ait veri olduğunu söylüyor. At kemiklerinin üzerinde satır izlerine rastlayan Onar’a göre bu dönemde atlar yeniyormuş.
Atların ortalama yaşlarının 5 ile 10 yaş olmasının dikkat çekici olduğunu belirten Onar, şöyle devam ediyor: “Genç yaşta ölen atların ölümlerinin temel sebebi gem vurulmaları. At kafataslarının hemen hepsinde gem vurulan demir çubuk, ağız yapısında ve damakta korkunç yaralanmalara neden olmuş. Hatta pek çoğunun damağı delik. Bu da atların genç yaşta ölmelerine neden oluyor. Atların ağır işçilikte çalışmalarından dolayı da kemik yapıları ve omurgaları kaynamış durumda.”
‘Ayılar vahşi değil’
Araştırma sonucunda ortaya çıkan sonuçlar arasında en önemlilerinden biri de Bizans sokaklarında da eğlence amacıyla ayı oynatıcılığının bulunuyor olması... Kazılarda 4 ayrı ayı kemiğine ulaşıldığını, ayı kafataslarında, burun kemiklerine takılan halkadan dolayı yıpranmalar tespit edildiğini ancak bu ayıların hiçbirinin vahşi olmadığını söyleyen Onar, “Ayı oynatıcılığı Bizans’ta yaygın” diyor.
Kazılarda çıkan tek fil kalıntısı
Prof. Vedat Öner, kazılarda çıkarılan tek file ait kafatasını gösteriyor. Prof. Öner’e göre fil, dönem itibariyle yakınlardaki bir sirk için getirilmiş.
İklimlendirmeli depoya ihtiyaç var
Fakültede küçük bir depoda saklanan atların kafatasları için acil olarak sıcak ve soğuk iklimlendirmeli bir depoya ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Prof. Dr. Onar, şöyle devam ediyor: “Fakültede yer sıkıntımız var. Sponsor bulabilirsek eldeki veriler ve malzemelerle büyük bir laboratuvar ve müze oluşturmamız mümkün. Dünyada bir başka örneği yok. Bizans atları için Avrupa’dan araştırmacılar geliyor. Öğrencilerin uğrak yeri oldu. Ancak bir an önce sağlıklı bir ortama ihtiyaç duymaktayız.” (MİLLİYET)