Babacan, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen "Sanayi Politikaları Yuvarlak Masa Toplantısı" etkinliğinin ilkinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geçen yıldan itibaren uygulamaya başladığı politikaların, bu yıl, G-20, OECD ve bütün uluslararası çevrelerde öneri ve doğru politika olarak, diğer ülkelere önerilmeye başlandığını söyledi.
Türkiye'nin de katkıda bulunduğu, son G-20 sonuç bildirgesinde "Artık gelişmiş ekonomiler orta vadeli programını açıklasınlar" denildiğine işaret eden Babacan, bunun da, gelişmiş ekonomilerin hala uzun dönemde uygulayacakları politikalara ilişkin sorunun cevabını veremediklerini gösterdiğini anlattı.
İkinci dünya savasından sonra kurulan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlarda da artık Türkiye'nin sesinin çok farklı çıktığını ve uluslararası düzeyde etkinliğinin arttığını söyleyen Babacan, bunun en son örneğinin IMF'de görüldüğünü vurguladı.
IMF'nin yönetiminde ülkelerin hisse oranlarının değiştiğini, Türkiye'nin hissesinin aşağı yukarı ikiye katlandığını bildiren Bakan, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin IMF yönetimindeki 9 koltuktan ikisini terk etmeyi kabul ettiklerini, bunun AB ülkelerinin dünya ekonomisindeki azalan etkisini ve ağırlığını gösteren bir gösterge olduğunu kaydetti.
IMF'de koltuk
Babacan, o koltukların bir tanesinin de muhtemelen Türkiye'ye verilebileceğinin konuşulduğuna işaret ederek, hangi ülkelerin bu iki koltuğa oturacağının daha kararlaştırılmadığını hatırlattı.
Ali Babacan, bütün bu toz duman içinde bir yandan pek çok ülke günü kurtarmaya çalışırken, bir yandan kendilerinin artık daha uzun vadeli daha kalıcı politikalarla ilgili çalışmalarını yoğunlaştırmaları gerektiğini söyledi.
Babacan, "Merkez Bankası, hükümet, ilgili kuruluşlar ve iş dünyası olarak, bir yandan küresel krizle ilgili, bir ihtimal gelebilecek ikinci bir dalgaya her an hazır olmamız lazım. Ama öte yandan da uzun vadeli politikalar üzerinde mutlaka çalışmamız, karar vermemiz adımlar atmamız lazım" dedi.
Bunlarla ilgili iki çalışmadan sözeden Ali Babacan, bu çalışmalardanbirinin "Yeni Ulusal İstihdam Strateji Belgesi olduğunu bildirdi.
Bakan Babacan, bu konu üzerinde aşağı yukarı bir yıldır çalıştıklarını, sosyal taraflarla, iş dünyasıyla her aşamasını paylaştıklarını, görüşler aldıklarını anlattı.
4 önemli eksik
Bu çalışmanın 4 önemli ekseni olduğuna işaret eden Babacan, şunları kaydetti:
"Biz 4 ana problem alanı tespit ettik istihdam piyasasıyla alakalı... Bunlardan birincisi eğitim istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi. Artık hayatın her devresinde eğitimin önemli olduğuna inandığımız bir yaklaşım. İkinci önemli eksen, iş gücü piyasasının esnekleştirilmesi. Hangi açıdan bakarsak bakalım bizim oldukça katı bir iş gücü piyasamız var. Üçüncü konu, kadınlar, gençler ve dezavantajlı grupların istihdamının Türkiye'de artırılması. 4. ve son konu ise istihdamla sosyal koruma politikaları arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi. Biz dört alanla ilgili çalışmalarımızı önemli ölçüde tamamladık ama baktık ki, bunun içeriğinde çok sayıda yasal düzenleme gerekiyor ve gerçekçi olarak baktığımızda, ki Mart ayından sonra meclisimizin verimli çalışacağını düşünmüyoruz, artık seçim kampanyası başlar. Türkiye'de, bu strateji belgesi içerisinden acil olan maddeleri çekip bir paket haline getirip meclise en kısa zamanda sunmayı düşünüyoruz. Bununla ilgili bu hafta pazartesi günkü Bakanlar Kurulunda Çalışma Bakanımızın bu hazırladığımız çalışmayla ilgili bir sunuşu olacak ondan sonra artık Meclis aşaması başlamış olacak."