Bahçeli'den Erdoğan'a 'beyaz çarşaf' tepkisi
Devlet Bahçeli, son zamanlarda toplumsal kutuplaşmanın ve ayrıştırma senaryolarının sahnelenmeye çalışıldığı tehlikeli bir gerilim sürecine girilmeye başlandığını ifade ederek, “Millet olarak müşterek değerlerimizin etrafında birlik olmamız gereken kritik bir zamanda, AKP ve CHP'nin sahneledikleri cepheleştirici siyaset taktikleri, zaten hassas bir dengede duran huzur ve güven ortamını yeni bir sıkıntılı istikamete yönlendirmiştir” diye konuştu.
Benzer kutuplaşma ve gerilimin, 22 Temmuz öncesinde Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde de yaşandığına dikkati çeken Bahçeli, şöyle dedi: “Bugün geldiğimiz aşamada ise sonu olmayan tartışmalar yalnızca söylem boyutunda kalmamış, siyasetçiler üslup değiştirerek siyaset kurumu ile devlet kurumları arasında bir siyasi düello ortamı yaratma gayretine girmişlerdir. İdam sehpalarının hatırlatıldığı, kefenlerin çağrıştırıldığı beyaz çarşafla yola çıkma edebiyatı ile demokrasi dışı yöntemlerin ima edildiği bu ortamda, aziz milletimiz adeta cepheleşmeye çağrılmakta ve taraflar arasında saf tutmaya davet edilmektedir. İstismar alanları alabildiğine geniş, ancak siyasal etikleri iyiden iyiye çürümüş olan bu felaket tellalları; korku tacirliği yaparak bir yandan milletimizin gönlüne perde çekmeye çalışmakta, diğer yandan ise demokrasimizin olgunlaşmasını ve geleceğini tehlikeye atmaktadır.”
EKONOMİK GELİŞMELER
Devlet Bahçeli, 2007 yılı Temmuz ayından itibaren, küresel piyasalarda başlayan dalgalanmanın, başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada etkisini hissettirdiğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde Japonya'da yapılan G-8 Zirvesinde risklerin hala devam ettiğinin teyidinin yapıldığına işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti:
“AKP iktidarı tarafından ısrarla görmezden gelinmeye çalışılsa da ekonomide uzunca bir süredir var olan ve üstü örtülmeye çalışılan kronik sorunlar; yaşanan dalgalanmanın sonucunda gün ışığına çıkmıştır. Ne yazık ki bugün ülkemizin en büyük talihsizliği, karşımızdaki ekonomik sorunların hangi olumsuzlukları doğurabileceğinin farkında ve bilincinde olmayan basiretsiz bir siyasal iktidarın yönetimde bulunmasıdır. Türkiye ekonomisinde var olan riskler, küresel kriz senaryolarının gerçekleşmesine ciddi anlamda davetiye çıkarmaktadır. Borsada işlem gören hisse senetlerinin yüzde 70'inden fazlasına ve Hazine iç borçlanma senetlerinin yaklaşık yüzde 20'sine yabancıların sahip olduğu göz önüne alınırsa, durumun ne kadar kritik olduğu açıkça anlaşılacaktır. Yaklaşık 38 milyar dolara düzeyine ulaşan cari açık; ekonominin içinde bulunduğu riskli durumu göstermesi bakımından anlamlı ve önemli bir göstergedir.”
MHP lideri Bahçeli, kısa ve orta vadede, AKP Hükümetinin dilinden düşürmediği ekonomik büyümenin gerçekleştirebilmesi için döviz açığına adeta mecbur olunacağını öne sürerek, işsizlik sorununun da kaygı verici durumda olduğunu bildirdi.
İşsizliğin, AK Parti Hükümeti tarafından dikkate alınmadığını ileri süren Devlet Bahçeli, “Uygulanmakta olan ekonomi politikalarında köklü değişiklikler yapılmadığı sürece, tamamen dışa açık ve bağımlı hale gelmiş Türkiye ekonomisinin her dalgalanmada önemli ölçüde hasar görmesinin ve ülke kaynaklarının yurt dışına transferinin önüne geçilmesi mümkün olmayacaktır” diye konuştu.
İşte Bahçeli’nin konuşmalarından satırbaşları:
Siyasette, üniversitelerde ve basında yer tutmuş MHP düşmanlarına rağmen sorumluluklarımızı yerine getireceğiz.
Önümüzdeki dönemde tahriklere karşı sağduyulu olunmalı. Milletimize itidal tavsiye ediyor ve çok dikkatli olma çağrısı yapıyoruz.
MHP'nin demokrasi bezirganları ve inanç pazarlamacılardan alacağımız hiç bir ders yoktur.
Muhalefet anlayışımız çözüm üretmek yasamaya katkıda bulunmaktır.
Muhalefet her şeye meydan okumak değildir. Çatışmaya müsait ana muhalefet keskinliği gerilime fırsat vermektedir.
36 milyar dolarlık cari açık ekonominin durumunu gösteriyor. Yabancı sermaye çıkınca ekonominin gireceği krizin önlemleri alınmalı.
Yabancılaşma, bankalarda yüzde 50, sigortacılıkta yüzde 90'ı buldu. Bu oran kaygı vericidir. Finans sektörü elimizden çıkmak üzere.