Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, özürlülere yönelik hizmetlerin benimsenip hayata geçirilmesinde en önemli kurumların mahalli ve mülki idareler olduğunu belirterek, "Özürlü vatandaşlarımızın bir engelle karşılaşmaksızın hayata katılmaları yönünde merkezi yönetime olduğu kadar yerel yönetimlere de büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir" dedi.
Çubukçu, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından 26 - 28 Eylül 2005 tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirilen 'Yerel Yönetimler ve Özürlüler' temalı 2. Özürlüler Şurası'nın Brunch'ına katıldı. Marinem Otel'de düzenlenen Brunch'ta basın toplantısı düzenleyen Çubukçu, Başbakanlık Özürlüler İdaresi'nin çok kısa bir geçmişi olmasına rağmen kurulduğu1997 yılından beri çeşitli sorunların çözümünde azımsanamayacak kadar yol katettiğini söyledi. Bu süreçte Türkiye Özürlüler Araştırması ve Özürlüler Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çubukçu, "Özürlülük tanımından özürlü vatandaşlarımıza sağlanan imkanlara hemen her alanda bir değişim ve dönüşüm içeren yasanın sonuçlarına süreç içinde hep birlikte tanık olacağımıza inanıyorum" dedi.
2002 yılında gerçekleştirilen Türkiye Özürlüler Araştırmasında hem Türkiye'deki özürlü vatandaşların, hem özür gruplarının hem de sorunların bir profilinin ortaya çıkarıldığını belirten Çubukçu, "Ülkemizin imkan ve kaynakları doğrultusunda önemli ve öncelikli ihtiyaçlara cevap verecek en uygun çözümleri üretmek için ihtiyaçların ve önceliklerin doğru tespitinin yapılması gerektiği bir gerçektir. İşte bu araştırma öncelik ve ihtiyaçların tespiti kadar, doğru politikaların geliştirilmesi yolunda en temel kaynaklardan biri olmuştur" diye konuştu.
Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın kuruluş amaçları doğrultusunda özürlülere verilen hizmetlerin düzenli, etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini temin yolunda çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Çubukçu, özürlülerin problemlerini tespit etmek ve çözüm yollarını tartışmak amacıyla Özürllüer İdaresi Başkanlığınca bugüne kadar iki şura gerçekleştirildiğini ifade etti. Özürlüler Şurası'nın hedeflerini de anlatan Çubukçu, özürlü ve özürlülük konusunda her türlü görüş ve çözüm önerilerini tartışmak, ulusal politikalara esas olacak ilke ve programlar oluşturmak kamuoyunun bu konuda bilinçlenmesine katkıda bulunmak, ulusal ve uluslararası görüş, düşünce ve gelişmelerin aktarılmasını ve tartışılmasını sağlamak, özürlülerle ilgili kurum ve kuruluşları geniş bir platformda biraraya getirmek olduğunu söyledi.
2. Özürlüler Şurası'nın iki aşamada yapıldığını belirten Çubukçu, çalışmaların Şura'nın temasına uygun şekilde fiziksel çevre, özürlülerin işgücü piyasasına katılımı, sosyal hizmet ve yardımlar olmak üzere üç ana başlık etrafında yürütüldüğünü ifade etti. Özürlülere yönelik hizmetlerin benimsenip hayata geçirilmesinde en önemli kurumların mahalli ve mülkü idareler olduğunun altını çizen Çubukçu, "Özellikle özürlü vatandaşlarımıza en yakın birimler olan il özel idareleri, belediyeler ve köylerdir. Bir insan ve birey olarak özürlülerin ihtiyaçları diğer bireylerle aynıdır. Ancak hizmek sunumunda farklılıklar bulunmaktadır. Özürlü vatandaşlarımızın bütün vatandaşlar gibi fırsat eşitliği ilkesine uygun olarak eşit haklardan yararlanmaları sosyal devlet olmanın gereğidir. Ancak bir engelle karşılaşmaksızın hayata katılmaları yönünde merkezi yönetime olduğu kadar yerel yönetimlere de büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir" şeklinde konuştu.
Şura'da yerel yönetimlerden fiziki ve mimari engellerin kaldırılarak erişebilirliğin sağlanması, genç ve yetişkin özürlüler için işgücü piyasasına uygun, meslek ve beceri kursları, iş eğitim merkezleri açarak üretken bireyler olmalarının zemininin oluşturulması, yerel yönetimlerce rehabilatasyon, bakım, rehberlik, danışmanlık hizmetlerinin geliştirilmesi, özürlülerin hayatını kolaylaştıracak ve bilgiye ulaşımlarını sağlayacak yeni metod ve tekniklerin hizmete sunulmasının öneminin vurgulandığıni belirtti. Şura'da 250 öneriden yaklaşık 200'ünün Şura Kararı hüviyetini kazandığını belirten Çubukçu, "Bu kararların bizlere palnlama, uygulama, izleme ve denetim aşamalarında rehberlik, danışmanlık ve koordinasyon gibi önemli görev ve sorumlulukları yüklediğinin bilincindeyiz. Bu bilinçle alınan kararların hayata geçirilmesinin özürlüler için büyük kazanım olacağını ifade etmek isterim" dedi.
Kişi hakları çerçevesinde özürlü vatandaşların ihtiyaçlarının diğer bireylerden farklı olmadığını kaydeden Çubukçu, sağlık ve rehabilitasyon hizmetinden yararlanma, eğitim görme, meslek ve iş edinme, sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler ile siyasal yaşama katılma gibi temel ihtiyaçlarını karşılama yolunda toplumun bütün sorumlu bireylerine ve kurumlarına görevler düştüğünü söyledi. Çubukçu, 2. Özürlüler Şurası'nın bilgi, birikim ve sorumluluk sahibi kişi ve kuruluşları biraraya getirdiği gibi, engellilerin sorunlarına ilişkin iş birliği ve dayanışmanın önemini de bir kez daha ortaya koyduğunu sözlerine ekledi.
Toplantıda Çubukçu, bugün bazı gazetelerde yer alan 'muhbir çocuklar' haberleriyle ilgili soruları ise cevaplamaktan kaçındı.