Eser, yaptığı yazılı açıklamada, 9 Mart 2012 tarihinde basın emekçilerinin sesi, gözü, kulağı olmak iddiası ile kurulan Medya İşçileri Sendikasının (Medya-İş), iki yılını geride bırakmanın haklı gururu ve sevincini yaşadığını belirtti.
Kurulduğu günden bu yana çok önemli mesafeler kat eden Medya İşçileri Sendikasının, bugün iş kolunda ülkenin en büyük sendikası olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade eden Eser, bunda medya emekçisi üyelerin katkısının çok büyük olduğunu kaydetti.
Eser, "Yola çıktığımız ilk günden beri bizlere destek veren ve her zaman yanımızda yer alan tüm üyelerimize canı gönülden teşekkür ediyoruz. Varlığınız bize güç verdi. Sizlerle büyüdük, büyümeye devam ediyoruz" ifadesine yer verdi.
Medya-İş olarak örgütlenme faaliyetlerinin hız kesmeden devam ettiğini belirten Eser, bu anlamda Devlet Malzeme Ofisi (DMO) Basım İşletme Müdürlüğü çalışanları ve Başbakanlık Basım İşletme Müdürlüğü Resmi Gazete çalışanlarının sendikaya katılmasının güç verdiğini bildirdi.
Sendikanın, Anadolu Ajansında TGS’ye karşı verdiği hukuk mücadelesini kazandığını ve burada yetki aldığını hatırlatan Eser, yetki alınan tarihten bu yana yapılan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin, üyelerin lehine, iyi bir şekilde ilerlediğini kaydetti.
Ülkemizde bugün sadece Anadolu Ajansında sendikal faaliyet yürütüldüğünü ve Toplu İş Sözleşmesi yapılabildiğini vurgulayan Eser, bu durumun, medya emekçileri adına ne yazık ki utanılacak bir durum olduğunu belirtti.
Basın özgürlüğünden bahsedenlerin, yaşanan bu olumsuz tabloya sadece hükümetler nezdinde bakmaması, medya patronlarının da basın özgürlüğünün önünde bir engel olduğunun artık görülmesi gerektiğini belirten Eser, "Aynı medya patronlarının basın emekçilerinin sendikal örgütlenmesi önünde de büyük bir engel teşkil etmektedirler. Medya patronlarının çok düşük ücretlere ve sigortasız personel çalıştırdıkları hepimizin malumudur. Aylarca maaş dahi alamayan basın emekçileri, ne yazık ki acımasız patronları tarafından sömürülmekte, sendikalı olmamalarından yararlanılarak emekleri dün olduğu gibi, bu gün de gasp edilmektedir" ifadesini kullandı.
Basın emekçilerine yönelik olumsuz uygulamalar ve sendikasızlaştırma gayretlerinin sonucunda çalışanların, çalışma şartlarının her geçen gün daha da ağırlaştığına dikkati çeken Eser, şunları kaydetti:
"Medya İşçileri Sendikası olarak belki de en büyük hayalimiz, genelde tüm dünyada, özelde ise ülkemizde sansürün ve otosansürün olmadığı, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin ortadan kalktığı, gazetecilerin sendikal haklarının ve çalışma koşullarının güvence altına alındığı, meslek etiğinin öne çıktığı bir medya yapılanmasıdır. Bunun gerçekleşebilmesi için, gerektiğinde emekten gelen gücümüzü kullanmakta tereddüt etmeyiz.
Biz Medya İşçileri Sendikası olarak buradan tüm dünyaya sesleniyoruz, basın özgürlüğünün yolu sendikal mücadeleden geçer. Bizler öncelikli olarak çalıştığımız iş yerlerinde mücadelemizi başlatarak sendika üyesi olmak zorundayız. Bu anlamda Medya İşçileri Sendikasının kapıları, tüm medya çalışanlarına ardına kadar açıktır. Bu duygu ve düşüncelerle Medya İşçileri Sendikamızın 2. kuruluş yıl dönümünün tüm üyelerimizin yanı sıra tüm basın emekçileri için hayırlı olmasını diliyorum."