Rahip Franchini, halen tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden Vatikan'a yakın haber ajanslarından MİSNA'ya verdiği demeçte, "Polise hiç kimseden şikayetçi olmadığımı söyledim. Olay tabii ki, yasalar doğrultusunda yargıya intikal edecek. Ama ben mağdur olarak şikayetçi olmayacağım. Tek dileğim, o çocuğun tedavi edilmesidir" dedi.
Yaşanan hadiseden dolayı hastanede kendisini üzüntülerini dile getiren Türklere de ortada özür dilenmesi gereken bir şey olmadığını belirttiğini ifade eden Franchini, "Türklere, utanılacak bir durum olmadığını söylüyorum. İzmir'de olan hadisenin, dünyanın herhangi bir ülkesinde de olabileceğini anlatıyorum" diye konuştu.
Rahip Franchini, kimi gazetelerin olayı büyütüp bir kriz biçiminde sunmalarına da tepki göstererek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ortada ne uluslararası komplo var, ne de hoşgörüsüzlük atmosferi! Ortada kimi gazetelerde hadiseyle ilgili olarak yazılan aptalca şeyler dışında bir şey yok. Hadise, kötü ve kınanabilir bir şey olmakla birlikte, şikayetçi olma niyetinde değilim. "Franchini, hadise sırasında kendisi ile zanlı R. B, arasında yaşananları ise şöyle özetledi: "O çocuk, ayak üzeri, benden kendisini vaftiz etmemi istemişti. Ben ise o sırada kendisinin sağlık sorunları olduğunu fark ettim. Kendisine rahat ve sakin bir şekilde, öncelikle problemlerini çözmesi gerektiğini anlattım. Tam o sırada aniden bağırmaya başladı. Ben içgüdüsel bir şekilde geriye çekildim. Bana bir yumruk vurmuş gibi bir hisse kapıldım.
Beni bıçaklamış olduğunu daha sonra anladım. Geri çekilmem ve üstümdeki giysilerim sayesinde, sadece çok hafif bir yara aldım. İç organlarımın yaralanması söz konusu değil. "Katolik rahip Franchini, böyle bir hadiseden hareketle eski defterleri açmanın doğru olmayacağını da belirterek, "Eski şeyleri ortaya dökmek için falçatadan daha güçlü bir şey lazım" dedi.
Sağlık durumunun gayet iyi olduğunu belirten Franchini, konuya ilişkin soruyu, espiri eşliğinde, "Olaydan önce şaheserler arasında bir şaheserdim. Şimdi ise yarı şaheserim" diye yanıtladı.