Başbakan Blair, Chirac'la görüşmelerinin dostça geçtiğini, ancak iki ülke arasında giderilmesi zor görünen derin görüş ayrılıkları bulunduğunu söyledi.
Blair, Fransa ve Hollanda'da düzenlenen referandumlarda AB anayasasının reddedilmesinin ardından, Avrupa halklarını Avrupa Birliği fikri etrafında yeniden bir araya getirmek için siyasi bir yön çizmenin gerekli olduğunu belirtti.
İngiltere Başbakanı, mevcut durumun, değerlendirilmesi halinde, Avrupa için bir şans olduğunu savundu.
Fransa hükümetinden bir sözcü ise, görüşme hakkında yorum yapmaktan kaçındı.
BBC'nin Paris muhabiri, bir Fransız diplomatın iki lider arasındaki görüşmeyi 'sağırlar diyalogu' olarak nitelendirdiğini söyledi.
Bütçe anlaşmazlığı
Görüşme Avrupa Birliği bütçesi konusundaki görüş ayrılıkları gölgesinde başladı.
AB zirvesine iki gün kala, birliğin yeni bütçesi üzerindeki tartışmayı giderme yolunda da fazla umut yok.
Blair, ülkesine ödenen yılda yaklaşık 4,5 milyar Euro'luk katkı iadesini dondurma yolunda Lüksemburg'un sunduğu öneriyi reddettiğini açıkladı.
Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, 1984 yılından bu yana birlik fonlarına çok katkı yapıp, az teşvik aldığı için İngiltere'ye yapılan geri ödemelerin 2007-2013 bütçesi için dondurulmasını önermişti.
İngiltere başbakanlık sözcüsü, bu önerinin İngiltere'nin 25-30 milyar Euro'luk bir kayba uğrayacağı anlamına geldiğini ve bunun kabul edilebilir olmadığını bildirdi.
Bu durum liderlerin bir açmaza doğru yöneldiğini gösteriyor.
Geri ödeme tutarı yıldan yıla değişiyor. Ancak varılan anlaşma uyarınca, her yıl İngiltere'ye Brüksel'e yaptığı ödeme ile kullandığı teşvikler arasındaki farkın üçte ikisi iade ediliyor.
Taviz yok
İngiltere, geri ödeme ya da katkı iadesi uygulamasının ancak birlik bütçesinin paylaşımı kapsamlı bir şekilde gözden geçirilirse müzakere konusu olacağını belirtiyor.
Blair yönetimi kendilerinin yıllık 4.5 milyar Euro'luk iadesinden çok, her yıl Fransız çiftçilere aktarılan 12,5 milyar dolara yakın teşviğin gözden geçirilmesi gerektiğini kanısında.
Fransa ise bu konuda değişikliğe gidilmeyeceğini kesin şekilde ifade etti.
Blair krize çözüm amacıyla gittiği Almanya'da Başbakan Gerhard Schröder'i de ikna edemedi.
Schröder, İngiltere'yi üstü kapalı olarak kendi çıkarlarını dayatmaya çalışmakla suçladı ve müzakerelerde "ulusal bencilliğe" yer olmadığını söyledi.
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere diğer üyeler, İngiltere'nin 21 yıldır yararlandığı bu hakkın son bulması gerektiğini savunuyor.
G-8 için görüş birliği
|
G-8 Zirvesi'nde Afrika'nın borç yükünü hafifletmek hedefleniyor |
Blair ve Chirac, AB anayasası ve bütçesi konusundaki ikili görüşmeleri öncesinde, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ile bir araya geldiler.
Liderler, gelecek ayki G-8 Zirvesi'nin Afrika'da kalkınma konusunda yeni bir ivme yaratabileceği yolunda hemfikir görünüyordu.
G-8 üyelerinden biri olan Fransa'nın lideri Chirac, Afrika ülkelerinin borç yükünü hafifletme girişimlerine destek verdi ve bu vaatlere teminatlar sağlanması gerektiğini vurguladı.
Chirac, yardımların arttırılması aşamasında da kaynakların kaydırılması ile kolaya kaçılmaması, yeni finansman kaynakları sağlanması gerektiğini vurguluyor.
Chirac bunun için uçak biletlerine bir dolarlık ek vergi getirilmesini öneriyor.
G-8 Dönem Başkanı İngiltere, zirve sırasında Afrika ülkelerinin tüm borçlarının silinmesini ve yardım tutarının ikiye katlanmasını istiyor.
Blair, G-8 maliye bakanlarının borçların silinmesi konusunda vardıkları uzlaşmayı övgüyle andı, ancak ticaretteki adaletsizliklerin de giderilmesi ihtiyacını vurguladı.
Birleşmiş Milletler de Eylül ayında düzenlenecek zirvesinde, yoksulluk, yolsuzluk ve AIDS ile mücadele gibi başlıkları içeren ve beş yıl önce belirlenen Milenyum Hedefleri'nde ne kadar başarı sağlandığını gözden geçirecek.
Kofi Annan, bu girişimlerde, iş dünyasının özellikle de küresel ölçekteki şirketlerin daha fazla rol oynaması gerektiğini belirtiyor.
Blair, G-8 Zirvesi öncesinde bu projelere destek almak için daha önce de ABD, Rusya ve Almanya'yı ziyaret etmişti.