Kürtler özgür olmazsa Tayyip Erdoğan da özgür olamaz...
Türklerin, yeryüzünde yaşayan tek ırkın kendileri olmadığını, hayatın nasıl gelişeceğine karar verecek tanrısal gücün de kendilerinde bulunmadığını anlamaları herhalde çok zor.
Yakın tarihleriyle ilgilenmedikleri için de “akılsız kararlar” zincirinin bu ülkeyi nerelere sürüklediğini pek bilmezler.
Sadece Balkan savaşından önce toplanan şurada neler konuşulduğunu okusalar belki de hamaset belasının bir toplumu ne hallere getirdiğini daha iyi anlarlar.
Şimdi tam işler Türkiye için biraz yoluna girmeye başlamış gibi görünürken bir Kerkük sorunuyla karşılaştık.
En başta başbakan olmak üzere bir esip gürleme ki Zeus bile Olimpos dağından dünyayı yönetirken bizimkilere kıyasla daha mütevazı davranıyordu.
Orada bir Kürt devleti kurulmasını istemiyormuşuz.
Niye istemiyormuşuz peki?
Birçok neden söylüyorlar.
Oradaki “soydaşlarımız” olan Türkmenlerin hakkını koruyormuşuz.
Bizim yöneticiler hiç kendilerine soru sormazlar mı acaba?
Biz, soydaşlığa dayanan bir toplum muyuz? Eğer öyleyse kan bağıyla kurulmuş bir ulus olmamız gerekir. Ve Türk olmayan kimse de vatandaşımız olamaz.
Yok eğer anayasamızı ciddiye alacaksak o zaman da önemli olanın “soydaşlık” değil “vatandaşlık” olduğunu kabul ederiz. Vatandaşlık önemliyse bizim kendi milyonlarca Kürt vatandaşımızı ve onların Kuzey Irak’taki “soydaşlarını” dışlayan bir tavır almamız nasıl açıklanır?
Kürt vatandaşlarımızın “soydaşları” Kürtlere karşı, Türk vatandaşların “soydaşları” Türkmenleri tutmak, Kuzey Irak’a nizamat vermeye çalışırken bizin kendi toplumumuzu açıkça bölmez mi?
Bir başka ve sanırım tarihe geçecek tuhaflıktaki iddia ise Kürtlerin Kerkük’ü ele geçirip oradaki petrolle zengin olacağı.
Onlar zengin olacağı için bizim “fakir” Kürtlerimiz de onlara katılmak isteyecekmiş.
Eğer orada kurulacak yeni bir Kürt devleti bizim vatandaşlarımıza altı yüz yıllık bir imparatorluğun mirasçısı ve seksen yıllık bir cumhuriyetin sahibi olan bir ülkenin verebileceğinden daha zengin ve daha mutlu bir hayat verebiliyorsa siz ne yaparsanız yapın Kürtler oraya gider.
Bunu önlemek istiyorsanız bunun yolu Iraklı Kürtlerin zengin olmasını engellemek değil Güneydoğu’daki kendi Kürt vatandaşlarını İstanbul’daki vatandaşların kadar iyi yaşatacak tedbirler almaktır.
“Ben kendi vatandaşlarımı iyi yaşatacak yeteneğe sahip değilim onun için etrafta kimsenin başarılı olmasına izin vermem” anlayışı tarihin akışına terstir ve sonuç almaz.
Senin etrafındaki zenginlikleri önleyecek kadar büyük gücün olsa zaten kendi vatandaşını iyi yaşatırsın.
Ama asıl belalı soru bunlar değil, asıl belalı soru şu:
Sen tek başına Kuzey Irak’a dolayısıyla Ortadoğu’ya düzenlemeye kalkışır, Kerkük’deki petrolü ele geçirmeye çalışıyor görüntüsü verirsen Batı dünyası ve Ortadoğu ülkeleri buna ne der?
Buna izin verirler mi?
İzin vermezlerse senin onlarla çatışacak ve bu çatışmadan başarıyla çıkacak gücün var mı?
Böyle bir çatışma senin ekonomini ve siyasi istikrarını nasıl etkiler?
Türkiye, Kuzey Irak’a ve Kürtlere müdahale etmeye kalkarsa başarılı olma şansı yoktur bence.
Zaten benim görebildiğim kadarıyla bugün Kerkük meselesini büyütenlerin asıl amacı da Kuzey Irak’ta olacaklar değil. Onların asıl amacı böyle pek de zekice olmayan bir hamleyle Türkiye’nin dünyadan ve dolayısıyla Batı’dan kopması.
Yeniden kendi içine kapanıp demokrasi yolundan ayrılması, sivil iktidarın yerini yeniden “ara rejimlerin” alacağı gelişmelerin burada ortaya çıkması.
Amaçları burada içe kapanık faşist bir yönetim kurmak isteyenlerin Kerkük ve Kürt meselesini kaşımasını anlamak kolay.
Bu, onların amaçlarına uygun.
Üstelik onlar yarın gidip Amerika’yla gizlice “iktidara ele geçirmemize izin verin biz Kuzey Irak’ı unutalım” diye anlaşmalar da yapabilirler.
Anlaşılması zor olan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendi iktidarına hatta siyasal varlığına son vermek isteyenlerin yardımına o tuhaf demeçlerle bu kadar istekli koşması.
Türkiye’nin, “Kürtlerin özgür ve zengin yaşamasına izin vermem” diye tutturması sonuçta Kuzey Irak’ı değil ama Türkiye’yi değiştirir.
Tahmin edebileceğimizden de kötü olaylar yaşarız burada.
Başbakanın, kendisini devirmek için Kerkük meselesini büyütenlere yardım etmesi de gerçekten komik olur.
Ama böyle bir gelişme yaşanırsa olanlara gülebilecek kimse kalmaz ortada.
7 Şubat 2005, Pazartesi
gazetem.net