Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Özellikle ABD Başkanı Uzakdoğu ziyaretinde olduğu için Sayın Pence ile Türkiye ABD arasındaki bütün konuları ele alacağız. İkili ilişkiler başta olmak üzere bölgesel konularda yaşanan gelişmeleri de değerlendirme imkanı bulacağız. Özellikle Türkiye ABD arasındaki Suriye, ırak meseleleri, FETÖ konusundaki ABD ile ilgili taleplerimiz ve bu konuda bundan sonraki aşama kapsamlı bir şekilde dile getirilecek. Ayrıca PYD, YPG ve DEAŞ ile mücadele konusunda da aramızda mevcut olan bazı sorunların açıklıkla iki müttefikin hukukuna uygun bir şekilde ele almayı planlıyoruz.
Ziyaretimin öncesinde ABD ile Türkiye arasında bir süre önce askıya alınan vize işlemlerinin başlaması olumlu bir gelişme olarak nitelendirilebilir. Bütün bunları yaparken bizim vazgeçemeyeceğimiz şey ülkemizin, milletimizin hassasiyetleridir. Bu hassasiyetlere karşı tarafın da saygı göstereceğini umut ediyoruz.
ABD'YE GÜVENCE VERMESİ HUKUK DEVLETİ İLKESİNE UYMAZ
(ABD’den yapılan vize açıklamasındaki güvence verildi ibaresi üzerine) ABD Büyükelçiliği'nin yaptığı açıklama üzerine Türk Büyükelçiliği de karşı açıklamayı yapmıştır ve orada her şey açık seçik herhangi bir yoruma gerek kalmayacak şekilde izah edilmiştir. İki ülke arasında bazı yargılamalar, bazı tutuklamalar var. Bu Türkiye’de de var. Her iki ülke de hukuk devleti. Hukuk devleti ilkelerine göre işlem yapılmaktadır. Türkiye’nin ABD’ye güvence vermesi hukuk devleti ilkelerine uymaz.
Bizim 15 Temmuz darbesiyle ilgili bu darbenin arkasında Fetullah Gülen’in olduğu yönünde çok kuvvetli delillerimiz var. Onun iade edilmesini istiyoruz. Ayrıca bazı nedenlerle tutuklanmış olan vatandaşlarımızla ilgili endişelerimizin giderilmesini istiyoruz. Onlar da benzer taleplerde bulunuyoruz.
(FETÖ liderinin iadesi) İade konusunda yapılacak her şey yapılmıştır. Artık dosya odalara sığmayacak hale gelmiştir. Eğer bu kadar dosya, belge iş görmüyorsa o zaman işin içinde başka bir mesele var diye düşünmek insanın aklına geliyor. Biz belki haddinden fazla da dosya verdiğimizi düşünüyoruz. ABD yargısının bir an önce bunun gereğini yapmasını bekliyoruz.
'ÇOCUKLARIMIN ŞİRKETİ İLE İLGİLİ SORUŞTURMA AÇILMASINI ÖZELLİKLE İSTİYORUM'
(Malta'daki off shore şirketleri sorusu üzerine) Dün bugün bir gazete şahsım ve ailem hakkında off shore şirketleri var. Yerli değil milli değil gibi haberler yapıyor. Ben gemi inşa yüksek mühendisiyim, makine mühendisiyim. Hayatım boyunca denizcilikle uğraştım. Siyasete başlayınca da işlerimi evlatlarıma bıraktım. Dolayısıyla onlar kendi işini yapıyor ben de kendi işimi yapıyorum. İkincisi siyasete başlarken çocuklarıma bir tavsiyem oldu, devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız. Devletin bankalarından kaynak kullanmayacaksınız. Denizcilik küresel bir iştir. Dolayısıyla dünyanın her tarafında iş yapıyorlar. Bunun gizli saklı bir tarafı da yok. Sanki burada gizli bir iş yapıyormuş gibi benim fotoğrafımı da basıp bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Türkiye’(de ya da başka bir yerde bir kişinin ticari faaliyetleri hakkında bilgi almak için ticaret siciline girip bilgi alırsınız. Olmadı Malta’da da 2 dolar ödeyip internet üzerinden her türlü bilgiyi alabilirsiniz. Bunun böyle bilinmesi lazım. BU iddia yeni de değil. Bu gazete ilk defa 2008’de bunları gündeme getirdi. Ben İzmir’de belediye başkanıyken yine gündeme getirdi. Şimdi de aynı haberi tekrar büyük bir iş, büyük bir usulsüzlük bulmuş gibi servis ediyorlar. Milletim beni bilir. Benim dokunulmazlığım var ama çocukların yok. Buradan davet ediyorum. Her türlü soruşturma yapılabilir. Bunu özellikle de istiyorum. Hiç kimsenin yanlış bir iş yapıyor gibi gösterilmesi kabul edilemez.
Bakın vergi verilmiyor diye itham ediyorlar. Bu haberi yaptıklarında benim çocuklarımın şirketi en çok vergi veren şirketler arasında yer alıyor İstanbul’da. Ve bu şekilde belge veriyorlar. Bana yerli değil milli değil diyenlerin apar topar memleketten kaçanlar olduğunu da milletimizin bilmesi lazım.