MHP lideri Devlet Bahçeli muhalefetin kurduğu ittifakı “beş benzemezler” diye tanımladı. Bahçeli "Beş benzemezler F projesinin enstrümanları. Bunlar milleti aldatma projesi. Beş benzemez 5K’yi doğurur. Yani kriz, kaos, kavga, kargaşa, kutuplaşma" dedi.
İşte Bahçeli'nin Sabah gazetesine verdiği o röportaj:
Cumhur İttifakı karşısında 4 ayrı parti Millet İttifakı kurdu. Cumhur İttifakı'ndaki tutarlılığın tam tersi bir süreç bu tarafta görülüyor. Birbirine benzemeyen partilerin oluşturduğu bir ittifak. Siz ne dersiniz?
Zoraki bir arayışın sonucu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini, tüm kurum ve kurallarıyla en etkin ve verimli şekilde uygulanmasını düşünmeden AK Parti'nin 16 yıllık iktidarına karşı kökleşmiş öfkelerle dolu bir eyleminin sonucu.
Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulmuş ve anlamı olmayan bir çatışmadır bu. Anadolu'daki tabiriyle 5 benzemezin birbirlerine karşı suni iltifatlarla oluşturduğu Milleti Aldatma Projesi'dir.
Millet İttifakı'nın Meclis'te çoğunluğu ele geçirme söylemleri var. Sizin görüşünüz nedir?
5 benzemez Türkiye'yi geri vitese takmak istiyor. Parlamenter sisteme dönmek için parlamentoda anayasa değişikliğini yapabilecek bir sayıya kavuşacaksınız. O sayı karşılığında talep, halk oylaması zorunluğu da doğurursa milleti tekrar geriye doğru dönüştürecek bir gafletin içine sürüklenirsiniz.
Bu da Türkiye'de kriz, kaos, kutuplaşma, kargaşa, kavga yani 5 K'yi doğurur. K olarak aklına ne geliyorsa Kemalizm'in dışında hepsi var yani anlayacağınız.
15 TEMMUZ'UN SİYASİ UZANTISI
Güneş Motel örneğinin benzeri yaşandı. CHP'li 15 milletvekili Akşener'in Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için kiralık gibi İP'ye geçti. YSK aynı gün seçim vizesini vermişti. Ama Akşener ayrıca 100 bin imzayı toplamak için girişimlere başladı...
Anlaşılır bir tarafı yok. Demokrasiyi tüketme projesinin, 15 Temmuz'un siyasi ve sivil uzantısıdır. 15 Temmuz'da eğer başarmış olsalardı bu dediklerimizin hiçbirini konuşmazdık. Ama şimdi, bunu konuşmak istiyorsanız, 15 Temmuz'u bir başka yönüyle tekrar canlandırmak istiyorsunuz demektir.
Yoksa bir partide bir Genel Başkan grup iken, 100 bin imzaya açılmakla bir iddia taşıyor ise, bunun arkasında bir proje var demektir. O zaman dedik ki; FETÖ'de bir siyasi ayak aranıyor ise seçmende de bir sivil ayak aranmalı. FETÖ'nün seçmendeki ayağını harekete geçirmişlerdir.
Bunların 7 Haziran'da bağımsız adaylarının 3 şehirde aldığı oylar Cumhurbaşkanı adayı olmak için toplanan imzalarla aynı. Yaklaşık 220 bin rakamı birebir aynıdır. Elimizde dosyalarımız var. Nereden hangi mahalleden geldi, onlara da baktığımız vakit bağımsız adaylara verilen oylar anlamında birebir örtüşüyor.
Ne Meral Akşener ne de Muharrem İnce, FETÖ'yü hiç konuşmuyor. CHP'nin genel başkanı 15 Temmuz'u "tiyatro ve kontrollü darbe" diye tanımlayıp, OHAL'in 20 Temmuz'un asıl darbe olduğunu söylüyor...
Bunlar da F Projesi'nin enstrümanlarıdır. Kimisi flüt çalıyor, kimisi piyano, kimisi bateri ama hepsini bir arada dinlediğiniz vakit F projesini görüyor, duyuyorsunuz zaten.
Senfoni orkestrası bunlar. Ama bu enstrümanlarının adı siyasetteki isimleri belli, orkestradaki görevleri itibarıyla belli değil. Yani kim piyano, kim bateri kim flüt onu bilemiyoruz. Ana yavaş yavaş netleşiyor. Herkes siyasi tercihlerini ortaya koyarken rengini de belli eder hale geldi.
Muharrem İnce, Akşener'in yardımcısı olmayı kabul eder bir açıklama yaptı ve kendisini yardımcısı yapacak ise onun lehine çalışacağını söyledi. Bu açıklamanın anlamı nedir?
Cumhurbaşkanı yardımcısı olma ihtimali olduğunda adaylıktan çekilecek mi? Bu laflar boş. Pazarlığa çok müsait. Peki; Tayyip Erdoğan "Gel bakalım Sayın İnce sen benim Cumhurbaşkanı yardımcım olacaksın" dese ne yapacak, çekilecek mi adaylıktan?
MHP'yi anketlerde baraj altı gösterme çabalarına ne diyorsunuz?
Söylenecek söz yok. Bunu yapanlar açıkça MHP düşmanı. Partiye günlük gelen gideni görsünler, anket yaptıkları denek sayısının 3 katı her gün burada.
KUDÜS'TEKİ ALEV BÜTÜN İSLAM'I YAKAR
ABD temsilciliğinin açılışında Filistinli onlarca insan hunharca katledildi. Ne diyorsunuz?
ABD'nin Ortadoğu'daki projelerinin bir uzantısı. Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de diğer yerlerde yapılanların bir uzantısı. Oralarda zamanla istikrar sağlayıcı gelişmeler dikkat çektikçe, Irak gibi, Kudüs gibi yerlerde tekrar alevlendiriyorlar. Ama Kudüs'teki alev, bür Müslüman ülkeyi değil bütün İslam'ı yakar.
İktidarın Kudüs üzerindeki her türlü politikasını canı destekliyoruz. İsrail de aklını başına alsın. 2 milyon nüfusla dünyaya meydan okuyacak kadar hataya düşmesin. ABD'deki İsrailli para babaları buradaki gerçekle mücadele edemez.
FETÖ VE PKK SUÇLULAR ÜZERİNDEN KAOS PLANLIYOR
Terör ve FETÖ suçluları hariç kader kurbanları olarak belirttiğiniz tutuklularla ilgili af öneriniz oldu. Neden gündeme getirdiniz?
Terörden tutuklular için gayret göstereceğiniz yerde 235 bin gariban var cezaevinde bunlarla uğraşın dedik. Cezaevlerindekilerin belli bir oranı PKK ve FETÖ'den. Kalanları adi suçlu ve kader kurbanı. Canileri, istismarcıları ayıkladıktan sonra kalanları gözümüzün önüne getirin.
Bunların büyük bir kısmı çocuk, genç. Cezaevindeki hayat, insan onuruyla pek bağdaşmayan bir hayattır. Bu zemini işledikleri takdirde Türkiye, büyük bir felakete sürüklenebilir. Gezi olaylarından çok daha korkunç ve çok daha gaddar olur. Cezaevindekiler kader kurbanı olmaktan çıkıp FETÖ'nün, PKK'nın kurbanı haline gelir, seçime 1 hafta 10 gün kala bir talimat ile isyan başlatırlar ise ne olur?
Kader kurbanı olan insanları ayıklayıp dışarı çıkartın, Türkiye biraz rahatlasın, rehabilite olsun. Bu teröristleri 2 kişilik 3 kişilik yerlerde tutuluyor, kader kurbanı olan suçluların koğuşuna birer ajanlarını gönderiyor bu teröristler ve onlar orada fitne yayıyor. Cezaevleri, Afrin'de atılan bombalardan daha tehlikeli bir bombadır.
Cumhur İttifakı olarak gidilen sürecin nasıl hayat bulduğunu ve sandığa nasıl yansıyacağıyla ilgili görüşleriniz nedir?
2014'te Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi. AK Parti, tek başına iktidar, Cumhurbaşkanı da Genel Başkan oldu. Hem Cumhurbaşkanısınız hem de anayasal yetkinizi kullanmak suretiyle Bakanlar Kurulu'nda etkin bir konumdasınız.
Bu bir çelişki olabilirdi. Çelişkiyi de dikkate alarak Cumhurbaşkanı'nın anayasal yetki ve sorumluluğu kapsamı içinde kalması gerekir. O zaman parlamenter sistem de zedelenmez. Ama bu mümkün olmuyor ise; bir sistem değişikliği gerekiyor.
Sistemin Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sistemi'ne dönüşmesini 11 Ekim 2016'daki grup toplantısında kamuoyu ile paylaştık. AK Parti ve MHP arasında bir birliktelik oluştu. Anayasa değişikliğinde birlikteliği sağlamışsınız, halkoylamasında evet iradesi etrafında bütünleşmişsiniz, o zaman yapacağınız tek şey seçimde de beraber olmak.
MHP Büyük Kurultayı'nda adayınızın Recep Tayyip Erdoğan olduğunu açıklamanız ilgi çekti..
Türk siyasi tarihinde bana göre "siyasi aydınlanmanın" gerçek adıdır bu süreç. Bir parti düşünün; partiyi bölmek isteyenler, olağanüstü kongre talebinde bulunanlar var, kırgınlık, küskünlükler var.
Bu ortamda çıkıyorsunuz Türkiye'nin geleceği açısından bir risk alıyor ve kendi kurultayınızda bir başka partinin Genel Başkanı'nı Cumhurbaşkanı adayınız olarak ilan ediyorsunuz. Ve kitleniz buna itiraz etmiyor. Şimdi de 24 Haziran'da hayırlı bir sonuç almayı düşünüyoruz.
Seçimlerin ilk turda sonuçlanmasıyla ilgili görüşünüz nedir?
İlk veya ikinci turda tamamlanması tamamen yasal bir süreç. Ama ilk turda bitecektir. İkinci tur demek, birçok alma-verme-satma-pazarlama gibi kavramlarla siyaseti yozlaştırır. Millet iradesi 1. turda halledecektir.
24 Haziran'dan beklediğiniz sonuç ve sonrasında çıkacağını düşündüğünüz tablo nedir?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 2 sütunun üzerinde gelişir. Birinci sütun yasama (Denge ve Denetim), diğer sütun da Cumhurbaşkanı ve hükümet. Yani yürütme. Türk bayrağının 'al'ı bağımsız yargı. Ay, yasama, yıldız Cumhurbaşkanı ve hükümet.
Türkiye'nin bugünü ve geleceğini şekillendirecek bir sistem olarak Ay-Yıldız Sistemi düşünüldü. Burada kuvvetler ayrımı var. BBP'nin de kapsama girmesiyle,çok daha güçlü bir hale gelmiştir Cumhur İttifakı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de de AK Parti ve MHP'nin güçlü bulunuşu ile denge ve denetimindeki büyük bir yasama sonuç bu olur 24 Haziran'da.
Selahattin Demirtaş üzerinden bir Kürt sorunu mesajı mı verilmek isteniyor?
Kendisi terör suçlusu olduğu için tutuklu, siyasi suçtan dolayı değil. Ama hem Muharrem İnce hem Temel Karamollaoğlu, Demirtaş'ın siyasi suçlu gibi Cumhurbaşkanı adayı olarak salıverilmesi ve kampanyası için dışarı çıkması gerektiğini işliyorlar sürekli.
Ne dersiniz? Bu çok yanlış siyaseten, kendileri açısından felakete götürebilecek çok büyük bir hata. Türk siyasetinde böyle bir davranışı örnek alarak Cumhurbaşkanlığı sistemini ve seçimini istismar etmek ve PKK'nın siyaseten güçlenmesine katkı sağlayan HDP'yi ve yanında Selahattin Demirtaş'ı öne çıkartan, bu öncülük yapanlar büyük bir yanlışın içindedirler. Allah ıslah etsin bunları.