İşte Ali Bayramoğlu'nun 'Tarihi Ayıp' başlıklı köşe yazısı
Siyasi bir rejimin niteliğine önemli kanıtlardan birisi yargının özgürlükler alanına yönelik tutumudur. Yargıç yorumlarında devlet karşısında bireyin, güvenlik karşısında özgürlüğün, siyaset karşısında hukukun güç kaybetmesi, rejimde otoriterleşme eğilimine işaret eder.
Türkiye son dönemde böyle bir rotada seyrediyor.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün yaptıkları bir haber dolayısıyla tutuklanmaları ve tutuklanma gerekçeleri bu duruma yeni, açık ve vahim bir örnek oluşturuyor.
Dündar bu ülkenin önde gelen muhalefet gazetelerinden birisinin tanınan, bilinen yayın yönetmeni. Gül ise o gazetenin Ankara temsilcisi.
Suç nesnesi ise bir haber. MİT TIR'larına ilişkin görüntüler...
Yargı bu haberi ve yayınını, gerçeği yansıttığını düşünmemesine rağmen (bakınız başsavcılık açıklaması), "silahlı terör örgütüne yardım" (yani paralel yapıya) , "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama", "siyasal ve askeri casusluk". olarak değerlendirdi.
TIR öyküsünün, malum, birbirinin üstünü örtemeyecek iki boyutu var. İlki Bu TIR'lar kime ne götürüyorlardı tartışmasıyla ilgili. İkincisi cemaatin hükümete kurduğu pusu tartışmasına ilişkin.
Hükümete göre Türkmenlere insani yardım, muhalefete göre ise silah taşıyan konvoylara, cemaat siyasi iktidarı sıkıntıya sokmak için kendi savcı ve polisiyle baskın yapmış ve silah taşıma iddiasını ortaya atmış olabilir. Bu baskının, doğru ya da yanlış veya abartılı bilgi ve belgelerini bir şekilde yaymış, gazetecilere aktarmış olabilir.
YAZININ TAMAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTE
http://www.yenisafak.com/yazarlar/alibayramoglu/tarihi-ayip-2023261