Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan, yakın dostu Bekir Coşkun’un sağlık durumunu köşesine taşıdı.
Çölaşan’ın köşesinden ilgili bölümler şöyle:
“Bekir uzun süredir yok. Zorlu bir tedavi sürecinde… Hastalığını artık açıkça yazayım çünkü bilen zaten biliyor ama bilmeyenler çok daha fazla.
Akciğer kanseri.
* * *
Geldik 2017 yılının ortalarına… Şiddetli ağrılar çekiyor, uyuyamıyordu.
Gitmediği doktor kalmadı. Kulak burun boğaz uzmanlarından tutun da onkologlara kadar… Sonunda teşhis konuldu ve Bekir İstanbul'da Amerikan Hastanesi'ne gitti.
Dünya çapındaki Türk hekimi onkolog Nil Molinas da aynı teşhisi koydu ve tedavi sürecini başlattı.
* * *
“Biz Kimiz” başlıklı yazısı 28 Mayıs 2017 günü çıkmıştı. Sonrası yok!
Aradan yaklaşık bir buçuk ay geçti, son yazısı 13 Temmuz günü çıktı. ‘Bu Geceler Niye Böyle Uzun.’ Bir türlü geçmek bilmeyen ağrılarından yakınıyordu.
Amerikan Hastanesi'nde akciğer ameliyatı yapıldı. Ameliyat sonrasında tedavi süreci, kemoterapi seansları başlamıştı.
Bu süreçte Bekir Ankara'ya hiç gelmedi. Cunda'da yaşıyordu. Nil Hanım orada olmasını özellikle istemişti çünkü Cunda'nın havasındaki oksijen bolluğu dünyanın hiçbir yerinde yoktu.
Bu süreçte hemen her gün haberleştik.
* * *
Morali bazen düzeliyor, bazen kötümser oluyordu.
Kemoterapi seansları sonunda bitti, ağrıları geçti ve birkaç gün önce yine İstanbul'a gidip genel bir taramadan geçti.
Sonuç şöyleydi:
Kanser yüzde 80 silindi. Yayılma yok… Ancak sol akciğerde inatçı bir parça var ki, orası iyileşmemiş. Bunu tedavi etmenin yolu ya yeni bir ameliyat, ya da üç ay süreyle daha hafif dozda kemoterapi…
Hastanede ilgili uzmanlardan oluşan konsey toplandı, kemoterapiye devam kararı çıktı.
Şimdi bu aşama başlamak üzere.
* * *
Halen Cunda'da olan Bekir 10 gün sonra Ankara'ya dönmüş olacak…
Ve beklediğiniz müjdeyi vereyim…
Yılbaşı dolaylarında yazılarına başlayacak.
Dün konuştuğumuzda morali çok iyiydi, durumunu anlattı:
‘Ağrılarım geçti ama yüzümde ve vücudumun çeşitli yerlerinde bazı ufak tefek şişlikler var. İlacın içindeki kortizon yaparmış, bu da geçecekmiş…’
Ve ekledi:
‘Artık normal hayata dönüyorum. Ancak doktorlar ‘Sakın stres yaşama, bu hastalığın en büyük düşmanı strestir' dediler.’
Böyle bir siyasi ortamda stres yaşamadan yazarlık yapmak zor iştir ama Bekir güçlü iradesiyle bunun da üstesinden gelmeyi başaracaktır.”