MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla ilgili olarak kişisel Twitter hesabında açıklamalarda bulundu.
"Beşeriyet olağanüstü bir sürecin bütün yönlerini ağır bir şekilde yaşamaktadır. Ölümcül bir virüs insanlığa adeta savaş açmış durumdadır. Ülkeler, milletler, medeniyetler diken üstünde, bıçak sırtında, tahammül sınırındadır. Kovid-19 musibetiyle mücadele de üst noktadadır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
Dünya genelinde Kovid-19'dan hastalanan insan sayısı 537.736, vefat eden sayısı 24.136, yoğun bakımda tedavi gören sayısı da 19.733'dir. Özellikle İtalya'da ölüm sayısı 8.215'e sıçramıştır. Ülkemizde şu ana kadar hastalanan kişi sayısı 3.629 düzeyindedir.
Kovid-19'dan dolayı hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 75'dir. Virüse karşı muazzam ve muhtevalı bir direniş devamlı tahkim edilmekte, tedbirler azimle ve azami şekilde alınmaktadır. Salgının önüne geçmek maksadıyla makul ve mantıklı her yola başvurulmaktadır.
Elbette aklın, bilimin ve duanın gücüyle virüs salgınına direniyor, engel olmaya, önünü kesmeye çabalıyoruz. Kaldı ki mücadeleyi mutlaka kazanacağımıza inanıyoruz. Bu süreçte tavsiyelere uymak, telaşa kapılmamak, birbirimize güvenip inanmak yegâne çare ve çözümdür.
Bilim Kurulumuzun 26 muhterem üyesi bulunmaktadır. Hepsi de birbirinden değerli bu bilim insanlarının fedakârca çalışmaları ümitlerimizi diri tutmaktadır. Ancak bu bilim insanlarının her birisi farklı farklı televizyon kanallarına çıkıp sürekli aynı şeyleri tekrarlamaktadır.
Ellerin nasıl yıkanacağından tutun da diğer temizlik ve hijyen şartlarına nasıl uyulup riayet edileceği Bilim Kurulu'nun saygın üyeleri tarafından ısrarla ve inatla anlatılmaktadır.
Herhalde söylenenleri anlamayan, ellerin nasıl yıkanacağını bilmeyen kalmamıştır. Bunlar oluyorken değerli bilim insanlarımızın kimisi umut vermekte, kimisi ufuk çizmekte, kimisi korku salmakta, kimisi de zevahiri kurtarmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devreye gireli 628 gün olmuştur. Bu süre zarfında AK Parti'nin sözcülüğü görevini Sayın Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sözcülüğüne de Sayın İbrahim Kalın gayet başarılı bir şekilde yapmışlar ve kamuoyunu isabetle bilgilendirmişlerdir.
Sağlık Bakanımız her gün şeffaf ve samimi bir üslupla Kovid-19 virüsüyle ilgili gelişmeleri açıklayıp milletimizle en doğru bilgileri paylaşmaktadır. Bu gerçek ortadayken, televizyon ekranlarından maksadı aşan, farklı yerlere çekilen, kargaşa yaratan beyanatlara ne gerek vardır?
Aziz milletimiz Bilim Kurulu'nun değerli üyelerinin hangi birisine kulak versin? Hangisine itibar etsin? Hangisini dikkate alsın? Karşımızda bir karmaşa vardır. Bu çerçevede ihtiyaç varsa Bilim Kurulu'ndan bir sözcü tayin edilerek beyanat enflasyonun önüne geçilebilecektir.
Tıp eğitimi almamış, virüs nedir bilmeyen sabitleşmiş sabit yorumcular ekranlarda bilirkişilik taslamaktadır. Deprem olur bunlar çıkar, sel olur bunlar konuşur, salgın olur bunlar dile gelir. Bıktık bunların hezeyan ve cehaletlerinden! Susulacak yerde konuşmak ahmaklıktır.
Mücadele ettiğimiz hastalıkla ilgili derinlikli, doyurucu ve tesirli bilgilendirme gerekirse anbean yapılmalıdır. Herkes konuşursa, önüne gelen müktesebatına göre yorum yaparsa vatandaşlarımızın kafası allak bullak olacak, belirsizlik korkuları ve kaygıları tırmandıracaktır.
Ya etkin bir aşı bulunacak, ya insanlar virüse karşı bağışıklık kazanacak, ya da virüs tıpkı SARS hastalığı gibi zamanla mutasyona uğrayıp bulaşma özelliğini kaybedecektir. Bir dördüncü yol şimdilik yoktur. Doğru mücadele, doğru tedavi, doğru süreç yönetimiyle mümkündür.