Başbakan Yıldırım, Meclis’te AK Parti Grup toplantısında konuştu. Konuşmasına İran ve Irak’ta meydana gelen depremden dolayı geçmiş olsun dileklerini dile getiren Yıldırım, “Komşularımızın acılarını paylaşıyoruz” diyerek şöyle devam etti:
“Deprem bölgesine ilk ulaşan ekipler bizim ekiplerimiz olmuştur. Gereken her türlü desteği sağlamak üzere deprem bölgesine ekiplerimiz ulaşmıştır. Kış mevsiminin yaklaşması da dikkate alınarak 3 bin çadır, 3 bin ısıtıcı depremzedelere dağıtılmıştır. Bu vesileyle dost ve kardeş Irak ve İran halkının acılarını paylaşıyoruz.”
-ABD ZİYARETİ-
Başbakan Yıldırım geçen hafta ABD’ye yaptığı ziyaretten bahsederken, Türkiye’ye uygulanan vize ambargosunun da kısmen de olsa çözüleceğini söyledi. Ziyaret sırasında FETÖ elebaşının Türkiye’ye iadesini bir kez daha talep ettiklerini belirten Yıldırım şöyle dedi:
“ABD Başkan Yardımcısı Pence ile toplantı gerçekleştirdik. Ülkemizin hassas olduğu konuları konuştuk. Beklentilerimizi açık ve samimi bir şekilde aktarma fırsatı bulduk. FETÖ mensuplarının yargılanmasının Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu altını çizerek vurguladık. 15 Temmuz faili FETÖ liderinin geriye verilmesi konusunda 40 dereden su getirilmesinin ne alemi var? Suriye ve Irak'taki gelişmeleri de konuştuk. Amerika ile ilişkileri germek gibi bir niyetimiz yok. ABD ile vize konusunun kısıtlı olarak başlamasından sonra normal seviyeye dönmesi beklentimiz. Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirirken ülkemiz aleyhine yapılan algı çalışmalarının üzerinde de durduk. Suriye ve Irak'taki gelişmeleri de konuştuk. Amerika ile ilişkileri germek gibi bir niyetimiz yok. Suriye ve Irak'taki gelişmeler, Kuzey Irak'ta yapılan gayrimeşru referandum gibi konuları da değerlendirme fırsatı bulduk. Haklarında adli süreç devam eden ABD'de tutuklu bulunan vatandaşlarımızın durumunu da gündeme getirdik. Müttefikimiz olarak gördüğümüz Amerika ile olumlu gündem üzerinden yol almayı arzu ediyoruz. İlişkilerin normal seviyeye dönmesi beklentimizdir. Buradan Musevi toplum temsilcileri, finans kuruluşları, iş adamları ile yatırımcılar ve ekonomi çevreleri ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirdik.”
-“BİRİLERİ ATATÜRK’Ü TEKELLERİNDE GÖRMEYE DEVAM EDİYOR”-
Yıldırım, 10 Kasım nedeniyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk için bazı anma törenleri düzenlediklerini anımsatarak, “AK Parti 10 Kasım’da Anıtkabir’i akın etti” açıklamalarına da tepki gösterdi. AK Parti’nin kurulduğu günden beri Anıtkabir’e gittiğini belirten Yıldırım şöyle dedi:
“Burada şaşkınlıkla takip ettik ki, birileri tüm Türkiye'nin ortak değeri olan Atatürk'ü hala tekellerinde görmeye devam ediyor. Birileri Hala Atatürk'ü tekellerinde görmeye devam ediyor. AK Parti kurulduğu günden beri Anıtkabir'e gidiyor. 10 Kasım törenlerine de katılıyor. AK Parti'nin hiç kimseye Atatürkçülüğünü kanıtlamaya ihtiyacı yoktur. Bazı medya çevreleri de toplumda bir ayrışmayı körüklemeye çalışıyor. Akıl almaz ifadeler var. ‘AK Parti Anıtkabir'de, AK Partililer Anıtkabir'de.’ Bre ahmaklar, AK Parti kurulduğu günden beri Anıtkabir'e gidiyor, 10 Kasım törenlerine de katılıyor. AK Parti'nin hiç kimseye Atatürkçülüğünü kanıtlamaya ihtiyacı yoktur. Atatürk hiçbir siyasi kurum ya da kuruluşun tekelinde değildir. Atatürkçülük lafla olmaz. Atatürk hiçbir siyasi kurum ya da kuruluşun tekelinde değildir. Atatürkçülük lafla olmaz.”
-RAKKA'DA DEAŞ'LILARIN SERBEST BIRAKILMASI-
Başbakan Binali Yıldırım, Rakka’da DEAŞ’lıların serbest bırakılmasına da tepki göstererek şunları kaydetti:
“Rakka'da DEAŞ'lıları temizlemek yerine, Rakka'daki DEAŞ'lıları silahları ile birlikte çıkmaları için destek olmuşlar. Rakka'nın kuzeyinden DEAŞ terör örgütü üyelerini çıkarmışlar. Biz ne dedik Amerika'ya, bir terör örgütü ile başka bir terör örgütünü yok etmek için mücadele devletlerin yapacağı bir iş değildir. Oradan çıkan silahları ile serbest bırakılan DEAŞ mensupları, başta Türkiye olmak üzere, Avrupa, Amerika, dünyanın her tarafından kim bilir yeni, masum insanların katiline sebep olacaklar. Bunların çarpışmadan anladıkları, bela benim başımdan gitsin de nereye giderse gitsin. Terör örgütlerine karşı devletlerin işbirliği önemlidir. DEAŞ'lılar silahları ile gittiler, YPG, PKK yerleşti. Bu mu akıllı politikanız. Bu mu stratejik işbirliği.Türkiye bir kez daha haklı çıktı. Bizim amacımız haklı çıkmak değil, bölgeyi bu terör belasından kurtarmak. Ne zaman DEAŞ teröristleri gelecek ve eylem yapacak. Şimdi orada kıstırdığınız terör örgütlerini bıraktınız, tek tek bulup dünyanın değişik yerlerinde etkisiz hale getireceğiz. Bütün bunların bedelini bölgedeki insanlar ödüyor. Türkiye ödüyor.”