Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski bakanlarından Yaşar Okuyan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i ziyaret etti.
Gazeteciler, ziyaret sırasında Okuyan’a Büyükerşen’in isminin cumhurbaşkanı adayları arasında geçtiğini, bu konudaki düşüncelerini sordu. Gazetecilerin sorularına Yaşar Okuyan şu yanıtı verdi: "Mükemmel de olur. Devlete itibar kazandırır. Ama bu niyet istek başka bir şeydir, bir de realiteler var. Bu realiteler içerisinde bakmak lazım. Cumhurbaşkanlığı seçiminde isim mutabakat, destek bunlar çok önemli. Ama bunun ötesinde mevcut kanun yok. Cumhurbaşkanlığı seçiminin kanunu yok. Bir şey çıkarmışlar ne olduğu belli değil. Düşünün başbakanlık koltuğunda oturan zat diyelim ki aday, oradan istifa etmiyor, devletin bütün imkanlarını kullanıyor ve siz onun karşısında kim olduğu önemli değil. Bir defa eşit değil, yasal değil hukuken ve vicdanın ve demokratik değil."
BÜYÜKERŞEN: KILIÇDAROĞLU, BENİM İFADEMİ TEKRARLADI
Bir gazeteci de Yılmaz Büyükerşen’e ’Bu konuda sizin görüşünüz nedir? CHP milletvekillerinin aday belirlemede isminiz ön sırada çıktı’ sorusu yöneltti.
Yılmaz Büyükerşen soruyu şöyle yanıtladı:
"Benim görüşüm yok. Çünkü benim dışımda cereyan eden şeyler. İl başkanları arasında yapılan seçimin sonucu olarak benim ismim zikredildiğinde beni arayan gazeteciye aynen şunu söyledim; Dedim ki böyle onurlu bir görev için benim ismimi aklına getiren herkese çok teşekkür ediyorum, ama galiba yeni yanlış bir noktadan başladık dedim. Önemli olan kimin cumhurbaşkanı olacağı değil, Türkiye’nin oturup nasıl bir cumhurbaşkanı Türk halkının seçmesi lazım geldiğini tartışmalıyız. Bunu tarif etmeliyiz. İşte kucaklayıcı olmalı, partizanlığıyla öne çıkmamış, particilik yapmamış herkesi kucaklayacak, bugüne kadar adaletli davranmış, adaletsizliklerden hak yeme gibi konulardan uzaktaki insanların diğer vasıfları da dahil olmak üzere bunu tartışalım. Bunu tartışsın Türkiye dedim. Benim hakikaten haberim yoktu. Benim öyle bir talebim de olmadı. Ve ondan sonra da sayın Kemal Kılıçdaroğlu benim ifademin aynısını altına bazı ilaveler de yaparak aynen tekrarladı. Yanlış oluyor isim belirlemek yanlış olur. Nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Bu gün Türkiye koşulları karşısında nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı. Bunun vasıflarını tartışmalı halk ve onun hakkında bir mutabakata varmalıyız. Bu bahsettiğiniz basına ve medyaya intikal eden değerlendirmeler, tercihlerdir."
Büyükerşen bir gazetecinin ’Peki sizin bu konuda talebiniz var mı?, istiyor musunuz?’ sorusu üzerine Büyükerşen, "Benim hiç talebim yok. Olmadı da" dedi.
Yılmaz Büyükerşen 2006 yılında Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığı süresinin bitiminde Bülent Ecevit’in bir televizyon programında kendisini cumhurbaşkanı adayı olamısını istediğini söylediğini belirterek şunları kaydetti: "Sevgililer günüydü, bir televizyon programında Rahşan hanımla ilgili Bülent Ecevit’le sohbet ediliyordu. Gülgün Feyman usta bir programcı olduğu için hemen sordu ’Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor, kim olacak ne düşünüyorsunuz?’ O da dedi ki ’Ben sayın Ahmet Necet Sezer’in tekrar cumhurbaşkanı olmasını isterim, ama Anayasa elvermiyor. Çünkü 7 yıl yaptı bir 7 yıl yapma şansı yok. Ama Türkiye bir cumhurbaşkanı bulur her halükarda’ dedi.
Gülgün Feyman onun üzerine ’Peki kim? sizin aklınızda böyle biri var mı?’ deyince rahmetli Ecevit ’Bizim Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı aklımda, bu işi yapabilir diye inanıyorum’ diye cevap vermişti."
KARAR VERİCİLER ON İKİYE BEŞ KALA KENDİ İSTEDİKLERİNİ GETİRİR
Yılmaz Büyükerşen o günden buyana böyle konular geçince kendi isminin ortaya atıldığını söyledi. Akademi başkanlığı ve rektörlüğü döneminde de isminin TRT Genel Müdürlüğü ve Sayıştay Başkanı için geçtiğini anlatan Büyükerşen şunları söyledi:
"Her seferinde ilk önce ismi ortaya atılanlardan olurum da bütün o günden bugüne kadar süreçte yaşadığım tecrübeler bana gösterdi ki bu işe karar verecek etkin güçler, güç kuvvet, karar vericiler, bu mekanizmayı kullanabilecekler hep kafalarında birisi vardır çok arzu ettikleri, ama kimler olabilir ihtimaline dayanarak muhtelif isimleri öncelikle orta yere atarlar ki onlar yavaş yavaş tartışıla tartışıla aktüalitesini kaybeder, heyecanını kaybeder on ikiye beş kala da kendi istediklerini getirirler. Onun için ben de arkadaşlara bana gözün aydın diyenlere de bunu söylüyorum. Yani yaşadığım tecrübe böyledir diye, yarı şaka yarı ciddi bunun da altını çizerek belirtiyorum. Hakikaten seçecek olan Türk milletidir. Türk Milleti de eğer kendisine Türkiye’de bugün aydınlar medya cumhurbaşkanı seçilecek insanın nasıl olması geldiği konusunda değer yargılarını oturtabilecek, yani halkı düşündürüp de doğru karar vermesine yol açabilecek uyarılarda bulunabilirlerse elbette ki Türk halkı cumhurbaşkanını seçecektir Türkiye cumhurbaşkansız kalmaz. 75 milyon Türkiye’de o makama layık çok insan bulunabilir. Yeter ki o vasıfları iyi tespit edelim."(hürriyet)