Bardakoğlu, camilerin cemaatten para toplanan yer değil sadece ibadet mahalli olması gerektiğini, bununla ilgili çalışmalar yaptıklarını ancak, henüz sonuca ulaşamadıklarını bildirdi. Bardakoğlu, şunları kaydetti: ''Camiler, vatandaşlar tarafından yaptırılıyor ancak, bizim su ve elektrik giderlerini karşılayacak ödeneğimiz olmadığı için sıkıntı yaşanıyor. Bu nedenle bu giderlerin karşılığı da yine vatandaşlardan alınmak zorunda bırakılıyor. Para toplama işini ortadan tamamen kaldırmak istiyoruz. Bunun için kaynak arayışı içindeyiz. Görevlilerimizin eline makbuz alıp gezerek para toplamasını istemiyoruz. Şu unutulmamalı ki bağış gönüllülük esasına dayalıdır.'' Bardakoğlu, camiler inşa edilirken gelir sağlayacak, otopark ve benzeri kendi kendine yetmesine imkan tanıyacak kaynağın da bulunması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Vatandaşlar camiyi yaptırıyor, bize teslim ediyor ve (imam atayın) diyor. Türkiye genelinde 80 bin cami var ancak, bunların 8 bini bile standartlara uygun değil. Yerel yönetimler de dini hizmetlerde yasakçı zihniyette olmak istemedikleri için ılıman davranıyorlar. Oysa, camiler gelişigüzel değil, plan ve program dahilinde uygun standartlarla inşa edilmeli.''
-''CEMAAT İSTEDİĞİ İMAMI DA SEÇME ŞANSI BULABİLİR''-
Bardakoğlu, camiler yapılırken gelir kaynağı bulunduğunda, camilere personel atamasının da yine bu camiler bünyesinde yapılmasının gündeme gelebileceğini belirterek, ''Böylece, o cami çevresindeki cemaat, istediği imamı da seçme şansı bulabilir. Bütün bunların gerçekleşmesi camilerin kendi kaynaklarını yaratmasına bağlı'' dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın personel sıkıntısına da değinen Bardakoğlu, uzun süredir imam, müezzin ve diğer personelden oluşan toplam 23 bin kadro açıklarının bulunduğunu, bunun kapatılmasını beklediklerini sözlerine ekledi.