Gazetelerimiz ve internet siteleri günlerden buyana bir “Atatürk’ün bugüne kadar hiç yayınlanmamış fotoğrafı” haberleriyle dolu...
Söz konusu fotoğrafta, Atatürk 21 yaşında Harbiye’den henüz mezun olduğu sırada arkadaşlarıyla birlikte görünüyor. Gazeteler, bu fotoğrafın öyküsünden Can Dündar’ın Milliyet’teki köşesinde 29 Ekim günü yayınlanan yazısı sayesinde haberdar oldular. Dündar, fotoğrafı İstanbul’daki Askeri Müze’de bulduğunu söylüyordu ve fotoğraf birçok gazetenin birinci sayfalarıyla ve internet sitelerinde “Bugüne kadar hiç yayınlanmadı” şeklindeki başlıklarla yeraldı.
Ama, işin aslı hiç de öyle değildi. Can Dündar’ın Askeri Müze’de bulduğunu iddia ettiği fotoğraf, daha önce Albay Dr. Zekeriya Türkmen’in yazdığı ve Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na bağlı Atatürk Araştırma Merkezi tarafından yayınlanan “Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal. Selanik’ten İstanbul’a” isimli kitapta yeralıyordu. Yani, ortada bir “intihal” sözkonusuydu!
Can Dündar ise, Milliyet’teki köşesinde fotoğrafın bulunuş öyküsünü kendisine göre anlatıyor ve şöyle yazıyordu:
“Bu fotoğrafın varlığından ilk kez Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı’ndaki çalışma sırasında haberdar oldum. Bugün vizyona girecek filmimiz “Mustafa” için belge araştırmasındaydık.
Bizimle ilgilenen Albay, Mustafa Kemal’in Harbiye öğrencisiyken çekilmiş fotoğrafını görüp görmediğimi sordu.
“-Hayır görmedim” dedim.
Mustafa Kemal’in bildiğimiz en eski fotoğrafı, 1902 yılında Harbiye’den mezun olurken çektirip annesine yolladığı fotoğraftı.
Orada 21 yaşında, kılıç kuşanmış, bıyıklı bir teğmendi. Öğrencilik yıllarını hiç görmemiştik.
Heyecan içinde fotoğrafın yerini sordum.
İstanbul’da Harbiye Askeri Müzesi’nde olduğunu söylediler.
Hemen gerekli izinleri alıp Harbiye Müzesi’ne koştuk.
Arşiv açıldı ve dile kolay tam 107 yıl açığa çıkmamış bu fotoğraf ortaya çıktı”
Hadi, Can Dündar’ın başkasının kitabında daha önce yeralmış olan bir resmi ilk kez kendisi tarafından yayınladığını iddia etmesini intihal konusundaki “alışkanlığına” bağlayalım... Üstelik, bu alışkanlığın belgeli bir kanıtı da var: Can Dündar, daha önce hazırladığı “Aynalar” dizisinin “Türkan Sultan” kısmını Prof. Dr. Seçil Büker ile Canan Uluyağcı’ya ait olan “Yeşilçam’da bir Sultan” adlı eserden çalıntı olduğu için 2003 Nisan’ında 19 milyar lira tazminata mahkum olmuştu...
Peki ama büyük gazetelerimizin daha önce Dr. Zekeriya Türkmen tarafından ortaya çıkartılan ve yayınlanan bu fotoğrafı hiçbir araştırmaya gerek görmeden “Bu fotoğraf ilk kez yayınlanıyor” başlıklarıyla ve günlerden buyana Can Dündar’a maletmelerini neye bağlayacağız? Basındaki kalite sorununa mı, cehalet düzeyine mi, yoksa bir tür dayanışmaya mı?
Habertürk