Kantarcı işine son verildiğini köşesinde açıklayarak okurlarıyla veda etti..
İşte Kantarcı’nın veda yazısı :
Son yazı!
Bundan sonra Yurt Gazetesi’nde “yazmamam” istendi!
Bayramın ilk günü Sevim yengemin elini öperken haber geldi ve “Cumartesi Pazar yazılarını yaz, sonra yazma” denildi!
Peki abi, madem kovuldum, niye hemen yazmayı bırakmıyorum da iki gün daha devam ediyorum?
Niye aybaşında ya da sonunda değil? Gazeteye TMSF mi el koydu?
Yooo gazete bildiğin gazete ve muhalefete devam ediyor!
E, ben de muhalefete devam ediyordum.. Demek iki gün daha muhalif yazılar yazıp, gitmem gerekti!
Ben 212 sayılı yasaya göre işçiyim! Yaz denir yazarım, kovarlar giderim! Başkalarına yanlış da gelse, doğru bildiğimi yazarım!
En son 2004 senesinde TMSF bana bir arkadaşımla haber gönderip “Uslu çocuk olacak mısın?” diye sordurmuştu..
Babamın onca sertliğine rağmen uslanmamış olan fakîri, TMSF mi uslandıracaktı?
Uslanmadım ve elbette ki gittim.. Sekiz yıl işsizlikten sonra, Yurt’ta yazmam istendi..
Allah var, hiçbir yazıma müdahale etmediler.. Onun için hiçbir art niyet taşımayan bu yazıyı da yayınlayacaklarına inanıyorum..
Yani gazete aynı muhalif gazete ama benim gitmem gerekmiş!
Bundan sonra ne yaparım?
Valla kafamda yazmak istediğim başka güzel şeyler de var..
İnşallah onları yazarım, birikmiş tasavvuf kitaplarımı okurum..
Yanlışın olduğu her yerde, muhalefetten asla vazgeçmem..
Zaten bizim yazdığımız muhalif yazıları, yine bizim gibi muhalifler okuyor, karşı olanlar da küfrediyor!
Merhum Mahmut Baler’in o meşhur fıkrasındaki gibi; günahım sevabıma denk geldi, bunca senedir zevkle çektiğim çile de yanıma kâr kaldı!
Bu bir veda yazısı değildir..
Tayyip bey ve çevresi bu işe “ne der” bilmiyorum ama hakkım geçtiyse herkese helâl ediyorum, siz de bana ederseniz sevinirim..
Yerime gelecek arkadaşa da şimdiden hayırlı başarılar diliyorum..
Sevenler, nefret edenler, cümleten Yüce Allah’a emanet olalım.. Hadi bana eyvallah!
MEDYARADAR