Ceza infaz kurumlarında yapılan değişiklikler, eğitim ve iyileştirme çalışmaları hakkında bilgi veren Kalaman, yapılan çalışmaların sonuç alabilmesi için kurumlardaki tutuklu ve hükümlü sayısının azaltılması gerektiğini ifade etti.

Kalaman, 2000 yılında 4616 sayılı yasa ile af çıktığında tutuklu ve hükümlü sayısının 49 bin 512'ye düştüğünü belirterek, tekrar yükseliş gösteren sayının 2004 ve 2005'te yeni ceza kanunlarının yürürlüğe girmesiyle yaşanan boşluktan dolayı 55 bin dolayına indiğini bildirdi.

Nizamettin Kalaman, 1 Haziran itibarıyla ceza infaz kurumlarında 51 bin 150'si hükümlü, 40 bin 383'ü tutuklu ve 20 bin 391'i hükmen tutuklu olmak üzere 111 bin 924 hükümlü ve tutuklu bulunduğunu kaydetti.

Ceza infaz kurumlarında 61 bin civarında tutuklu ve hükmen tutuklu bulunduğunu belirten Kalaman, ''Bu çok anormal bir durum. Yurt dışından gelen heyetlerin de ülkemizi ziyaret ettiklerinde ilk sordukları şey bu. Neden bu hale geldi? Bunların savunmasını yapmakta zorlanıyorum açıkçası'' dedi.

DENETİMLİ SERBESTLİK 5 YILA ÇIKARILABİLİR
Kalaman, cezaevlerinde sağlıklı bir infaz sisteminin oluşturulması için gerekli önerileri Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e de sunduklarını ve konunun 15 Haziran Pazartesi günü Bakanlar Kurulu'na sunulacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Ceza infaz kurumlarında bir yoğunluk var, bunu Bakanlar Kurulu'nun dikkatine sunuyoruz. Kurumlarda şu anda doluluk oranı had safhada, taştık, diyelim. Bunu nasıl önleyeceğimizin tedbirlerini almamız lazım. 112 bin kişi içeride. Bu hızla gidersek yıl sonunda 120 bin oluruz, 2014 yılında da 140 bini hedefleriz. Böyle bir sonuca gidiyoruz. Acaba çözüm bu mudur? Bütün insanları tutuklayarak içeriye mi koymalıyız? Yoksa başka tedbirler mi almak lazım.''

Cezaevlerindeki nüfusu düşürmeye yönelik tedbirleri bulunduğunu kaydeden Kalaman, iki yıl veya daha az süreli hapis cezalarında uygulanan denetimli serbestlik tedbirinin uygulama sınırının 5 yıla çıkarılmasını önerdiklerini söyledi. Bunun kurumda ciddi rahatlama sağlayacağını umduklarını belirten Kalaman, ''Tahminimiz 15 bin civarında azalma sağlayabilir yönünde'' diye konuştu.

Adli kontrol tedbirinin tutukluluk süresinin konutta geçirilmesinin de cezaevlerinin nüfusunu azaltacağını dile getiren Kalaman, sözlerine şöyle devam etti:

''Şu andaki adli kontrol tedbiri içinde bu yok. Bu kararla 3 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren suçlarda uygulanan adli kontrol tedbiri üst sınırı 5 yıla yükseltilecek. Bu sürenin de 5 yıldan fazla olabileceğini düşünüyoruz. Bazı ülkelerde süre de yok. Tartışılabilir. Ama bu da her insanın tutuklanması gerekmediğini, evinde de gözaltında tutulmak suretiyle tutulabileceği yolunu açacağını düşünüyorum.

Bir diğeri, açık ceza infaz kurumları sayısının artırılması ile birlikte açığa ayrılma koşullarının kolaylaştırılarak, burada kalan hükümlü sayısının artırılması, hükümlülerin açığa ayrılmasına imkan sağlanması. Belki buna bir çok hukukçumuz karşı çıkacak, ama Türkiye'nin yaşadığı işte gerçek 21 bin civarında hükümözlü (hükmen tutuklu) var. Haklarında karar verilmiş, Yargıtay aşamasında dosyaları bekliyor. Bize her gün dilekçeler veriyorlar. 'Kararı temyiz etmekten vazgeçtim, bihakkın tahliye tarihim doldu, şartla tahliye tarihim doldu. Dosyamı geri istiyorum'...  Biz bunlarla karşılaşıyoruz. Bunlar ileride ülkemize tazminat olarak geri dönecek hususlar. Bu nedenle en azından hükümözlüleri açığa alarak kapalı cezaevlerindeki ortamdan uzaklaştırabiliriz.''

''BOŞ MEKANLAR ODA YAPILIYOR''
''Hedefimiz mevcudu düşürmek değil, cezaevine hiç kimsenin gelmemesini sağlamak. Cezaevlerini boşaltmak isteyen, işsiz kalmak isteyen bir genel müdür. Boşalsın da biz işsiz kalalım diyoruz, keşke yapabilsek onu'' diyen Kalaman, tutuklu ve hükümlü sayısı cezaevlerinin kapasitesini aştığı için kurumların boş mekanlarını oda sistemine çevirdiklerini ifade ederek, ''O şekilde kapasiteyi artırıyoruz. Yoğunluk Türkiye'nin her yerinde var'' dedi.

Cezaevlerindeki kadrolu doktor ve diş hekimi sayısının ''yoğun şekilde boş olduğunu'' dile getiren Kalaman, tüm ülkede 270 doktor olması gerekirken 64 olduğunu söyledi.

Kalaman, bu konuda 30 Nisanda Sağlık Bakanlığı ile protokol imzaladıklarını belirterek, şöyle devam etti:

''Kampüs cezaevlerinin içinde müstakil sağlık merkezleri binası var. Bu binaların kullanımını Sağlık Bakanlığına devredeceğiz. Binaların içindeki aletleri biz karşılayacağız, onlar doktor verecek. Bundan sonra küçük ameliyatlar bile cezaevlerindeki sağlık merkezlerinde yapılacak. Diğer cezaevlerinde de sağlık ünitelerine yeteri kadar doktoru Sağlık Bakanlığı görevlendirecek. Bizdeki doktorlar da Sağlık Bakanlığı kadrosuna geçecek. Çünkü bizden aldıkları maaş 1500 lira civarında. Sağlık Bakanlığı'ndaki bir doktorun ortalama maaşı döner sermaye ile birlikte 4-5 bin lira civarında. Arkadaşların en büyük sıkıntısı buydu. Zor şartlarda çalışmalarına rağmen böyle bir ücret dengesizliği yaşadıklarından sürekli istifa ediyorlardı.''

aksam