Hüseyin YAYMAN/VATAN
CHP’nin ‘sağ’dan gelen Mansur Yavaş ve Lütfü Savaş’ı aday yapması eski tartışmayı yeniden açtı. Aslında tartışma yeni başlamış olsa da epey eski. Basit bir aday tartışmasından öte sosyal demokratların yaşadığı derin politik krizi gösteriyor. Bugün yaşananları anlayabilmek için biraz geriye gitmek lazım. 12 Eylül darbesinden sonra General Evren’in icazetiyle Necdet Calp liderliğinde Halkçı Parti (HP) kurduruldu. Fakat Erdal İnönü’nün kurduğu SODEP veto edildi. 1984 yerel seçimlerine gidildiğinde HP hezimete uğradı. Taban, HP ile SODEP’in birleşmesi gerektiğini söylemeye başladı. Ancak iki partinin birleşmesi bir yana 1985’te Ecevit’lerin DSP’si kuruldu. Seksenler, ‘sol’da birleşme’ tartışmalarıyla geçti. Aydınlardan gelen baskılar karşısında SODEP ve HP, SHP’de birleşti. Sola açılan SHP 1989 yerel seçimlerinde 1980 sonrası solun en yüksek oyunu aldı.
Birleşme-kurultay parantezinde ‘yeni sol’...
1991 seçimlerinde SHP yüzde 20,7, DSP yüzde 10,7 oy aldı. Seçimden sonraki ana gündem solun birleşmesiydi. 1992 Kurultayında Baykal ‘Yeni Sol’ manifestosunu yayınladı. Ancak bir kez daha İnönü’yü yenemedi. Kurultaylarda istediğini alamayan Baykal çareyi CHP’yi açmakta buldu. 1994 yerel seçimlerine SHP, DSP, CHP’yle girildi. Ankara’da CHP seçimlere girmese Melih Gökçek seçilemeyecekti. Solun, parti içi iktidar mücadelesi zamanla onu alternatif olmaktan çıkardı. 1999 seçimlerinde CHP ilk defa meclis dışında kaldı.
‘CHP’nin Mayası, Anadolu Solu’ ve 2002 seçimi...
CHP meclis dışında kaldığında yeni bir arayışa girdi. Baykal’ın ‘Anadolu Solu’ teması önemli bir umut yarattı. Bu dönemde Baykal odasına Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye öğüdünü astı. Bu açılım basında uzun uzun tartışıldı. 2002 seçimlerine ‘CHP’nin Mayası, Anadolu Solu’ mottosuyla giren CHP, ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk’ü partiye davet etti. Tek başına iktidar sloganıyla girilen seçimden tek başına muhalefetle çıkıldı.
CHP+DSP ittifakı ve 2007 seçimi
2007 olağanüstü bir yıl oldu. ‘367 krizi, e-muhtıra, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve cumhuriyet mitingleri’ seçime damgasını vurdu. Referanduma dönüşen seçimden CHP bir kez daha istediğini alamadı. Bu dönemde İlhan Kesici, Lütfullah Kayalar gibi sağ isimler partiye davet edildi. Ancak bu yaşananları özeleştiri geleneği olması gereken bir sol parti bir kez olsun masaya yatırmadı.
Çarşaf açılımı ve 2009 seçimleri...
2009 yerel seçimleri öncesinde bu defa İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin öncülüğünde CHP çarşaf açılımı yaptı. Eyüp’te yapılan salon toplantısında Baykal çarşaflı kadınlara parti rozeti taktı. CHP’nin bu açılımı basında geniş yankı buldu ve partinin yerel iktidara yürüdüğü öne sürüldü. İstanbul’da Kemal Kılıçdaroğlu ile yarışa girilirken, Ankara’da aday belliydi. Fakat yine istenilen sonuç alınamadı.
Yeniden ‘sağ’a açılma ve 2011 seçimleri...
2011 seçimlerine giderken CHP kendince haklı olarak yeniden ‘sağ’a açıldı. Süleyman Demirel öncülüğünde M. Haberal, S. Aygün, T. Tayan, B. Kuşoğlu, A. Çıray gibi isimler CHP listelerinden vekil seçildiler. Ancak yeniden ‘sağ’a açılma partiye beklenen katkıyı sağlamadı. Parti yüzde 25,9 oy aldı.
2014 yerel seçimleri ve yeniden ‘sağ’a açılma?
Son otuz yıllık manzara böyleyken CHP’nin ‘sağ’a mı, ‘sol’a mı yoksa ikisine birlikte mi açılması gerektiği sorusu varoluşsal önem taşıyor. Parti, iktidar olabilmek için tüm kesimlere açılmalı. Ancak açılımın konjonktürel açılım olarak kalması, inandırıcılık sorunu yaşamasına yol açıyor.
Bu konuda partide ciddi bir fikir ayrılığının olduğunu şu mesajlar ortaya koyuyor. Hüseyin Aygün ‘Mansur Yavaş, Mustafa Sarıgül, Lütfü Savaş, Sabri Erbakan, Ercan Dalkılıç... Hakikaten Quo Vadis CHP?’
Sabahat Akkiraz ‘Partimizde aday olmak için ilk kıstas sağcı olmak. Düne kadar bize küfredenler için oy istediğimiz tabanımız ne der acaba.’
Muharrem İnce ‘Şu sağa açılma modasından ben de rahatsızım. Türkiye’de oy kullanmayan yüz binlerce sol seçmen var. Ben onlara açılmayı daha sağlıklı buluyorum.’
Demeki sorun CHP’nin ‘sağ’a açılıp açılmamasından değil, uzun süredir devam eden kimlik krizine cevap verememesinden kaynaklanıyor. Ancak bu defa da istenilen sonuç alınamazsa en kötüsü, umutlar tükenmiş olacak.
Bir sonraki yazıda CHP cemaatle ittifak mı yapıyor sorusuna cevap arayacağız...