Dün Trabzonspor başkanı sayın Sadri Şener bir açıklama yaptı. Açıklamasında benden ve partimizden bahsetti.
Açıklamasında bir noktaya katılıyoruz, işi bu hale getiren siyaset. Siyaset 3 Temmuz’dan önce ve sonra futbola yoğun bir şekilde elini kolunu soktu. Hükümet Türk sporunu ve futbolu da kendine göre formatlamak istedi. Ne oldu? Futbolu da mutanta çevirdiler. Yargı, sanat, eğitim, medya derken sporu da dejenere ettiler.
Biz CHP olarak sporda bazı değerlere inanıyoruz. Hakkı Yeten, Metin Oktay, Lefter gibi isimler, yaşı genç olmasına bir Şenol Güneş bizi birleştirir. Bizi ayırmaz. Onların formaları başka renkler olsa da simgeledikleri değerler birdir. Spor birleştirici olmalı. Spor insanları düşmanlığa değil kardeşliğe, öfkeye değil sevgiye sevk etmeli. Bütün kulüpler bizim kulüplerimiz. Tarihte elele cepheye gitmiş, savaşmış bu kulüpleri ayırmak kimsenin haddi değil. Bu noktada hükümet, spora siyaseti karıştırdı, en sonunda sporda da yeni düşmanlık alanları yarattı.
6222 sayılı Yasa güya sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesini sağlayacaktı, hükümet şiddetin, nefretin ve kindarlığın ağababasını yaptı.
3 Temmuz’dan beri süreci takip ediyorum. Bu davada bir çok spor kulübü yöneticisi gibi sayın Sadri Şener de yargılanıyor. CHP olarak biz bu olaya bir spor kulübü davası olarak bakmıyoruz. Bu davayı Türk futbolu adına takip ediyoruz. Bu davada insan hakları ihlali olduğunu görüyoruz. Bu davada yargının bağımsız olmadığını görüyoruz. Hukukun siyasetten veya belli güçlerden talimat aldığını görüyoruz.
Özel yetkili mahkemelerdeki tüm davaları izliyoruz. Zaten kaldırılmalarını istiyoruz. Çünkü bunlar özel yetkili mahkeme değil, adeta AKP’nin özel mahkemesi. Bu yüzden Balyoz, OdaTV, KCK, Ergenekon hepsini takip ediyoruz. Özel yetkili mahkemeler ve Türkiye’deki yargı ile ilgili endişeler artık Avrupa Birliği tarafından yayınlanan raporlarda bile var.
Bu davadan Fenerbahçeliler de, Beşiktaşlılar da, Trabzonsporlular da, Galatasaraylılar da adalet bekliyor. CHP olarak bizim görevimiz de her alanda olduğu gibi hukukun üstünlüğünü futbolda da korumak.
Ben de bu davayı ve özel yetkili mahkemelerdeki diğer davaları partim adına izliyorum. Eski bir futbolcuyum, Galatasaray spor Kulübü’nde kalecilik yaptım. Hala veteran takımın da kalecisiyim. Aynı zamanda Galatasaray Spor Kulübü’nün 12 bin 662 sayılı üyesiyim. Galatasaraylı Sporcular Derneği’nin de 620 sayılı üyesiyim. CHP olarak da Umut Oran olarak da herhangi bir takımı değil, dava sürecini izliyorum. Burada da ne gördüm? Bir çok kulübü ilgilendirmekle birlikte Fenerbahçe Başkanı 300 gündür tutuklu olarak yargılanıyor. Fenerbahçe Başkanı tabi ki yargılanabilir ama 300 gündür tutuklu yargılanması bir insan hakkı ihlalidir. Tutuklu yargılanmasını gerektirecek bir sebep yok.
Bir Galatasaraylı olsam da benim görevim bütün takımlara eşit uzaklıkta davranmak zorundayım. Bana Beşiktaşlılar da, Trabzonsporlular da, Fenerbahçeliler de oy verdi. Ben bütün kulüplerimize eşit mesafedeyim. Bugün tutuklu yargılanan bir Aziz Yıldırım, ona yapılan bir haksızlık varsa, onu da ben söylemek zorundayım. Eğer Trabzon’a da bir haksızlık yapılırsa onu da savunacağımızı herkesin bilmesini isterim.
Özellikle pazartesi günü dava süreciyle ilgili çok ciddi bir hukuksuzluğu da ortaya koyacağız. Arkası yarın gibi, arkası pazartesi.