CUMHURİYET gazetesi davasına dün İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beşinci duruşmayla devam edildi. Duruşmaya 12’si tutuklu 19 sanık katıldı. Sanıkların ifadelerinin tamamlanmasının ardından avukatları savunma yapmaya başladı. Avukat Ali Rıza Dizdar “Arkadaşlarımız aylardır tutuklu. Bunun mantıkla izahı yok. Bu dosyada kişilerin özgürlüğünün kısıtlanmasını gerektiren bir delil toplanmamıştır. Derhal beraat verilmeli. Önceki kararlarda da bu böyledir” dedi. Mahkeme başkanı ise duruşma öncesi tutukluluğa itiraz süreçlerini anımsatarak “Derhal beraat koşulları oluşmadı. Yargılamanın devamını gerektiren olgular var” dedi. Hâkimin bu çıkışına izleyiciler tepki gösterdi.
BURAYA NORVEÇ’TEN GELMEDİK
Kadri Gürsel’in avukatı İlkan Koyuncu, dosyada Hüseyin Gülerce’nin tanık olarak ifade vermesini eleştirerek müvekkillerin tamamının serbest bırakılmasını istedi. Koyuncu savunmasının devamında “Biz buraya Norveç’ten gelmedik. Bugün buradan adalet fışkırsın demiyoruz, bunun olmayacağını biliyoruz ama hiç değilse bir kırıntı bekliyoruz. Ancak hukuksuzluktan da ölüyoruz. 9 aydır tutukluyuz. ‘Cemaat örgüttür’ diyen Kadri Gürsel sanık, Fetullah Gülen’in kitaplarını okudum diyen tanık” dedi.
ARAYINCA KARAKOL ÇIKIYOR
Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya’nın avukatlarından Burak Oder ise “ByLock kullanan kişilerle irtibata geçildiği” iddiaları hakkında yaptığı açıklamada “Müvekkilime SMS atılmış. Eğer SMS ile örgüt yaratılacaksa bayramlarda bir sürü SMS atılıyor. İddianameye göre Çetinkaya ByLock’çu bir polis memuru ile görüşmüş. Hikmet Çetinkaya’nın polis koruması vardır. Yazılarından ve kitaplarından dolayı tehditler almaktadır. Söz konusu numarayı aradığımızda karakol çıkıyor. İddianamedeki delillerin doğruluğu araştırılmamış” dedi.
Mahkemeden ara karar: 7 tahliye 5 tutukluCumhuriyet çalışanlarının 272 gün önce tutuklandıkları an...
GÜRSEL’İN SORUMLULUĞU YOK
Kadri Gürsel adına savunma yapan avukat Köksal Bayraktar ise tahliye talebinde bulunarak şöyle konuştu: “Basın hürdür, sansür edilemez. Basın da düşünce özgürlüğüne sahiptir. Anayasa’da var. İnsanın düşüncesi sınırlanamaz. Düşünce özgürlüğü var ise basın özgürlüğü vardır, ikisi birbirinden ayrılamaz. Yeni Basın Kanunu 11. madde, eser sahibi sorumludur diyor. Ama iktidar mutlaka birilerini cezalandırmak istediği için sorumlu müdür yanına yayın müdürü vb. de eklemiş. Kadri Gürsel’in gazetedeki statüsü Basın Kanunu çerçevesinde belirlenmiştir ve serbest bir statüdür, sorumluluğu yoktur.”
HÂKİMLERE KIZAMIYORUM
Avukat Bahri Belen ise savunmasında hâkimlerin görevden alınmasına atıfta bulunarak “Hâkimlere, savcılara kızamıyorum çünkü tahliye veren hâkimler, tahliye isteyen savcılar ihraç ediliyorlar ve haklarında davalar açılıyor. Sizin de işiniz zor. Hâkimlik ve savcılık tarihine bir not düşülmesi, ülkemizde hukuk güvenliği ve adalet için umut olacak bir karar talep ediyorum” dedi.
SÖZLERİNİ ESİRGEMEZ
Avukat Fikret İlkiz de gazeteye verilen Alternatif Nobel Ödülü hakkında tutuklu sanık Hakan Kara’ya söz verilmesini istedi. Gazeteci Hakan Kar, “Eylül 2016’da Cumhuriyet gazetesi olarak basın alanında Alternatif Nobel Ödülü aldık, Kasım 2016’da tutuklandık. Cumhuriyet, araştırmacı gazetecilik konusu ve çevreye verdiği önem dolayısıyla aldı bu ödülü. Türkiye aldı. Alternatif Nobel Ödülü; çevre, savaş, kadın hakları, fakirlik, açlık, hastalıklar konusunda çaba gösteren insanları ödüllendiriyor” dedi.
DURUŞMA 11 EYLÜL’E ERTELENDİ
Savunmaları dinleyen mahkeme heyeti kısa bir aranın ardından kararını açıkladı. Heyet, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Ahmet Şık ve Kemal Aydoğdu’nun tutukluluk hâlinin devamına; Önder Çelik, Hakan Kara, Güray Öz, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku ve Musa Kart’ın ise tahliyesine karar verdi. Duruşma, 11 Eylül 2017’ye ertelendi.
kaynak:Hürriyet