Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,2398
EURO
37,6309
IMKB
9.109,000
ALTIN
2.922,340
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
DERİN TRAVMAYI YAŞIYORUZ
DERİN TRAVMAYI YAŞIYORUZ
 
Bu travma Dengir Mir Mehmet Fırat’ın söylediği travmayı da aşan bir travma
 
8.7.2008 - 19:55

Yani Atatürk devrimlerinin yarattığı travmadan da öte... Aşmanın tek yolu var, milli bir uzlaşmayı ortaya koymak. Bu görev ise hükümete düşüyor...

Türkiye değişiyor mu?

Aslında Türkiye bir değişim, bir direniş nöbeti yaşıyor. Buna tam bir nöbet demek lazım. Çünkü çok hastalık belirtisi var. Ülkelerin tarihlerinde az rastlanan dönemlerden birini yaşıyoruz. Herkesin içinde bir korku var, herkes birbirine kuşkuyla bakıyor. Sadece kişiler değil, kurumlar da karşılıklı güven sıkıntısı yaşıyor. Bu yüzden Sayın Bahçeli’nin söylediği ’akil adamlar’ı çok saygıyla karşılıyorum. Diyorlar ki ’akil adam’ devlet adamı olmalı. Yani dışarıdaki akil adam yerine, bir cumhurbaşkanı, bir başbakan ya da bakan olmalı ve onlar ortalığa çekidüzen vermeli. Çünkü yetki onlarda, görev de onlarda... Ama devleti yönetenler ’akil adam’ açısından sıkıntıdaysa Türkiye daha da zorlanır.

GÜL.Bİ TARAF BİTARAF DEĞİL

Hilmi Özkök’ün akil adam olarak Abdullah Gül’ü işaret ettiği söyleniyor... Sizce de öyle mi?

Sayın Gül’ün de sıkıntısı var, seçimi tartışmalı. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri hep tartışmalı olur. Ne var ki seçimden sonra tartışma büyük ölçüde azalır. Sayın Gül’ün sıkıntısı şu; Anayasamıza göre ’Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmelidir’ diye yeni bir kural var. Ama kendisi parlamento tarafından seçilmiş. Kendini kabul ettirmek için, tarafsız olduğunu ifade etmek için uğraşıyor. Ama onun görevini yapmakta zorlandığını görüyorum. Halkın da Sayın Gül hakkında vermiş olduğu karar, ’bir taraf’ olduğudur, ’bitaraf’ değil. Benim gördüğüm, siyasi hayatımızdaki en derin travmayı yaşıyoruz. Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat’ın söylediği travmayı aşan bir travma yaşıyoruz.

Fırat, ‘Atatürk devrimleri travma yarattı’ demişti...

Atatürk devrimlerinin yarattığı travma geçti. Devrimlerin travma yaratması aşağı yukarı bütün sosyal, siyasal hadiseler için geçerli. Her seçim de bir travma yaratabilir ama bugün ortaya çıkmış olan durumda, cumhuriyetin nitelikleriyle ilgili bir tartışma veya bir kuşkunun ötesinde bir vaka var. AK Parti’nin iktidara gelişinden 6-7 sene sonra başladı bu. Biz hep sonuçları tartışıyoruz, sebepleri tartışmıyoruz. Cumhuriyet Başsavcısı neden parti kapatma davası açtı? Niye şimdi açtı? AK Parti 2002’den beri iktidarda. 2002’den bu yana tartışmalar, kuşkular oldu ama bir dava olmadı. Bu dava niye o zaman değil de şimdi açıldı? Bu davanın nedeni ne? AK Partililer kendi aralarında herhalde bir muhasebe yapmaktadırlar. İspanya’dan başlayan bir seri hadise var.

AKP, 2008’E KADAR ÇOK DİKKATLİYDİ

Ama daha önce de kuşkular dile getiriliyordu...


Evet. Cumhuriyetçi, Atatürkçü kesim bir kuşku içindeydi. O kuşku AK Parti’nin kendisinden doğmuyor. AK Parti’den önce gelen bir akım var, bir ideoloji var. O ideolojinin cumhuriyetle, laiklikle olan bir kavgası var. O kavga bu sefer çok keskin biçimde iktidara gelmiştir. Cumhuriyetçi, Atatürkçü olanların hiç de alışık olmadığı bir sonuçtu bu. Hatta Silahlı Kuvvetler için de böyleydi. Ama 2008’e kadar AK Parti buna dikkat etti, kurumları tahrik etmedi. Eski tabirle ’tahriş etmedi.’ Ama İspanya’dan başlayan bir seri hadise var.

Yani Erdoğan’ın ‘Türban velev ki siyasi simge olsa’ sözü...

Dini ve siyasi simge, ikisi bir arada. AİHM’in bu konuda kararı var. O nedenle yapılan Anayasa değişikleri konusunda çok dikkatli olmamız gerekiyordu. AK Parti’nin bence önemli bir yanlışı var burada, MHP’nin de var. Birlikte hem 42. Madde’yi, hem 10. Madde’yi değiştirmeye teşebbüs ettiler. Açıkça söylediler, ”Biz bu değişikliği üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmak için yapıyoruz“ dediler. O zaman bu, AİHM kararı ile çatıştı. Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili verdiği kararlarla çatıştı. En son Fazilet Partisi’nin kapatılma nedeni neydi? Sadece türbandı. Yani Merve Kavakçı’nın türbanla Meclis’e girme teşebbüsüydü. O öyle bir hadise haline geldi ki, iş bir hukuki problem olmaktan çıktı, bir siyasi sonuç ortaya çıktı. Ve tabii kim ne derse desin, objektif bakıyorum, bu davayla hem yargı, hem Anayasa Mahkemesi siyasetin içine girdi. Çünkü olay siyasi hale geldi, bir hukuki iktisap olmaktan çıktı. Dikkat ederseniz Anayasa Komisyonu’nun konuyla ilgili gerekçesine açıkça belirtiliyor, yani iddia ile söylüyor. ’Ben bu değişikliği türban yasağını kaldırmak için getiriyorum’ diyor. Anayasa Komisyonu’nun raporu bunu söylüyor. Anayasa Komisyonu’nun müzakereleri var, orada AK Partililer bunu açıkça söylüyor. Ve sonra yüce Meclis’te cumhuriyetin temel ilkelerinden biri olan laiklikle ilgili tartışmalarda da bu açıkça ortaya çıkıyor.


Laiklikle ilgili tartışmalar iki aşamalıdır ve iki ayağa oturur. Birincisi, bir hukuk problemidir, doğrudur ama diğeri de cumhuriyetin vazgeçilmez temel ilkelerinden biriyle ilgilidir. Hatta Anayasa Mahkemesi bazı kararlarında laikliği ’Cumhuriyetin temel ideolojisi’ olarak isimlendirmiştir. Böylesi önemli olan bir ilkenin bugün bu konuda değiştirilmeye kalkışılması, yarın temelden değiştirilmesi anlamına gelebilir.

LAİKLİK TARTIŞMASI 1995’TE KALDIĞI YERDEN BaŞLATILDI

Nasıl?

1995 senesinde yaptığımız Anayasa değişikliğinde biz laikliği 24. Madde’de tartışmaya açtık. O zamanki Refah Partili arkadaşlarımız 24. Madde’ye şu cümlenin ilavesini istediler: ‘İnancı gibi yaşama hakkı.’ İnancı gibi yaşama hakkı bugün Mısır’da var, bazı İslam ülkelerinde var, Malezya’da var. O hakkı Anayasa’ya koyarsanız ‘çift hukuk’ ve ‘çift eğitim’ ortaya çıkabiliyor. O nedenle müzakerelerde çok ciddi tartışmalar yaptık. Sayın Mümtaz Soysal yaptı, rahmetli Coşkun Kırca yaptı, ben yaptım, Refah Partisi’nin o günkü yönetici kadrosu yaptı, uzlaşamadık.

Demek istediğim; bugünkü Anayasa tartışmasını Türkiye, 1993-1995 arasında yapmıştı. O tarihte de hem Sayın Gül, hem Sayın Erdoğan Refah Partisi’nin önemli görevlerini taşıyorlardı. Biri İstanbul Belediye Başkanı’ydı, diğeri Grup Başkan Vekili’ydi. Onlar da bu müzakereleri biliyorlardı. Sanki bana öyle geldi ki, bu tartışma 1995’te kaldığı yerden yeniden başlatıldı. Bana nasıl böyle geldiyse, o konuları bilen her kesimde de bu böyle algılandı.

VATAN



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


GÖREVDEKİ SUBAYLARA'DA OPERASYON YAPILACAK!

LÜBNAN’DAKİ TÜRK ASKERİNİN GÖREV SÜRESİ UZATILDI

OKKIR İÇİN BAKANLIK SORUŞTURMA BAŞLATTI
»  YOLCULARI UÇAĞA KİLOLARINI TARTARAK ALDILAR
»  İDDİANAME HAFTA SONU HAZIR
»  VEKİLLER TERLEYECEK, TEMMUZ ÇALIŞMA TAKVİMİ HAZIR
»  BAHÇELİ'DEN DAVA ARKADAŞLARINA GENELGE
»  SEÇİM BARAJINA AİHM ONAYI
»  KARAYILAN'DAN BARZANİ'YE TEHDİT MEKTUBU
»  FLAŞ.. BALBAY, YENİDEN TUTUKLANABİLİR
»  "İDDİANAME İLE İLGİLİ HABERLERİN TAMAMI YALAN"
»  MECLİS KÜRSÜSÜNDE AFİŞLİ EYLEM
»  DANIŞTAY'DAN NAZIM HİKMET KARARI
»  "TEMİZ ELLER İÇİN, ÖNCE SENİN ELİNİN TEMİZ OLMASI LAZIM"
»  İDDİANAME'NİN TARİHİ BELLİ OLDU
»  ANKARA TEMSİLCİLERİ PANİKTE
»  ERDOĞAN, ÇARŞAMBA GÜNÜ IRAK'A GİDİYOR
»  BAYKAL'DAN ERGENEKON SALVOLARI
»  SARKOZY'DEN ERDOĞAN'A TELEFON
»  "BİZ MAFYA'NIN, ÇETELERİN AVUKATI DEĞİLİZ"
»  PAŞALAR, F TİPİNDE
»  CHP, BRÜKSEL BÜROSUNU EYLÜL'DE AÇIYOR
»  BEKAROĞLU'NDAN ŞOK İDDİA
»  ERGENEKON'DA MEHMET AĞAR İZİ
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.