Nüfusları aşırı arttığı için yüzlerce vatandaşın can ve mal kaybına sebep olan ayıların avlanması için TÜBİTAK'ın da onayı alındı.
Türkiye'de ayı avı 1984-2000 arasında serbest bırakıldı. Ancak bu tarihten sonra ava izin verilmedi. Bu duruma bazı çevreciler ve köşe yazarlarının av karşıtı tutumu sebep oldu. Son 7 yıl içinde Çevre ve Orman Bakanlığı'na 500'e yakın vatandaşın ayılar sebebiyle zarara uğradığına dair bilgi geldi. Bunlardan 100'ü bakanlığa karşı tazminat davası açtı. Olumsuzluklara rağmen bakanlık, 2003'te çıkarılan Kara Avcılığı Kanunu'na göre ayılar koruma altındaki türler arasında yer aldığı için hemen av izni vermedi. Konuyla ilgili bilimsel bir çalışma başlattı. Uzmanlar tarafından yapılan araştırmada ayıların nüfusunun bazı bölgelerde tehlikeli sınır olarak kabul edilen 10 bin hektarda 3 bireyi geçtiği tespit edildi.
Türkiye'deki toplam ayı nüfusunun ise 5 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Bilimsel tespitlerin ardından bakanlık, ayıların avlanması için Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası av sözleşmesi (CITES) kriterlerini dikkate alarak bir rapor hazırladı. Raporu TÜBİTAK'a da göndererek görüş sordu. TÜBİTAK adına bakanlığın kararını, Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Yiğit inceledi. İnceleme sonucu TÜBİTAK tarafından konuyla ilgili olarak hazırlanan başka bir raporda; 'Av ve Yaban Hayvanlarının ve Yaşam Alanlarının Korunması, Zararlılarıyla Mücadele Yönetmeliği'nin 51. maddesine göre av izni verildiği belirtildi. Bu maddede "Koruma altında olan yaban hayvanlarından sayılarının aşırı artması sebebiyle yaşama ortamlarını tahrip edenler, halk sağlığını tehdit edenler, diğer yaban hayvanlarına zarar verenler zararlı kabul edilir." hükmü yer alıyor.
Bu mütalaa üzerine Milli Parklar Genel Müdürlüğü, özellikle yağmacı karakter gösteren ayıların avlanması için il müdürlükleri, acenteler ve avcıları talimatlandırdı. Genel müdürlük, ayı avı organizasyonlarından elde edilecek gelirin yüzde 80'ini köy muhtarlıklarına aktaracak.